Babacanoğlu İle İki Saat
Vahit Şahin Yazdı
Sevgili büyüğümüz Sayın Mehmet Demirel Babacanoğlu, yaz döneminde Çamlıyayla (Namrun) yaylasında yaşamaktadır.
Adana’da olduğu zamanlar bazı sanatsal etkinliklerde karşılaşır, ayaküstü de olsa biraz sohbet etme imkanımız olurdu. Yaz dönemi görüşememiştik. Beni arada, görüşelim dedi. Ben de olur diyerek evinin yakınında ki 1940’lı yıllardan beri Adana’da hizmet veren Sun Pastanesi’ne davet ettim. Ancak bu pastane Ziyapaşa Bulvarında değil, Kenan Evren Bulvarına paralel olan ve hemşerimiz Ahmet Sapmaz adı verilen bulvarın başındaki şubesidir.
Kısa bir hal hatırdan sonra, bir derya deniz olan hocamızla sohbetimiz genelde Adana’nın kültür ve sanatına yönelik oldu.
Ziya Paşa ve Oğlu Reşat Çiğiltepe
Hocam, Osmanlı döneminin bir devrimci paşası olan Adana Valisi Ziya Paşa’nın hayranı. Ziya Paşa’nın oğlu olan Albay Reşat’ın Atatürk’e söz verip de, o sözde duramayınca intiharını bir yazısında kalem almıştı. Hocam tekrar kısa bir hatırlatma yaptı:
“Reşat Çiğiltepe, Büyük Taarruz sırasında Çiğiltepe’yi söz verdiği yarım saatte alamaması üzerine intihar etmiş ünlü komutandır. Reşat Bey, I. Dünya Savaşı’nda üstün kahramanlıkları ile dikkat çekti. Türk Kurtuluş Savaşı sırasında yarbay rütbesi ile I. ve II. İnönü ve Sakarya muharebelerine katıldı…”
Reşat Bey‘in intiharından 15 dakika sonra ise Türk askeri Çiğiltepe’yi aldı. Bu intihar olayı Atatürk’ü çok üzdü.
Ziya Paşa Gerçek Efsane Valiydi
Adana’da 2 yıl Valilik yapan ve iki yıla sığdırdığı o kadar hizmeti var ki hala onu anmadan edemiyoruz. Gerçek efsane valiydi. Mehmet Hocamız Ziya Paşa adına bir dernek kurma düşüncesini bana açtı. Ben de destekledim.
Adana’da Ziyapaşa Mahallesi var, Ziyapaşa Parkı var, Ziya Paşa anıtı var, Ziya Paşa büstü var. Adana’nın en eski ve en işlek güzel bir bulvarına adı verilmiş.
1975-1977 yılları arasına Adana Belediyesi bünyesinde Bünyamin Satanoğlu tarafından kurulan Ziyapaşa Tiyatrosu vardı.
Kulak Çınlattık
Belediyelerin sanata bakışı, desteklerini ve de vermedikleri desteklerden bahsettik. Karaisalı Belediye Başkanı’mızın, Halil Atılgan’ın kulaklarını çınlattık.
Sanatçı Dinlenme Evi
“Çukurova Belediyesi Emekli Dinlenme Evleri yapıyor da, neden bir Sanatçı Dinlenme Evi yapmıyor” dedi hocam. Bu görüşünü Başkan Soner Çetin’e de bizzat söylemiş. Hocam umudunu yitirmemiş, Sayın Çetin’in bu konuya eğileceğine inancı tam. Umutla bekliyoruz.
Kısaca edebiyat ve sanat adamı ile ne konuşulursa onu konuştuk.
x x x
Bu arada bana iki kitabını imzalayarak verdi. Biri “Aşıklar Aşığı Aşık Haydar Aslan” dı. Haydar Aslan’ın doğumundan 2005’teki dünya seyahatinin bitimine kadar ne varsa anlatmış Babacanoğlu.
Haydar Aslan da Babacanoğlu’na bir şiir hediye etmiş.
Şiir Şöyle:
Babacanoğlu’na
Mehmet Babacan’ı tarif edeyim
Hoşgörüdür hali sevgi özü var
Yazar şair sohbet olsun açayım
Doğru gider doğru söyler sözü var.
Atatürkçü aydın yolunda gezer
Tarihten anlatır iyice özer
Çiçekleri sever karanfil dizer
Avrupa’da bile kültür izi var
Çukurova’nın bir fidanı dalı
Toros eteğinde meskeni ili
Seyhan Nehir kaynak coşturur dili
Baharı getirir erken yazı var
Eşi Şengül kibar kendine uygun
Misafiri sever hürmete baygın
İncitmez kimseyi kocaya saygın
Böyle tatlı dili güler yüzü var
Emekli öğretmen azimli insan
On üç kitabı var biri Parakan
Şengül Hanım ela gözlü sarı can
İki oğlu iki güzel kızı var
Hazinesi dolu pınar coşkun
Sever insanları iyiliğe düşkün
Haydar Aslan durur gözünde bişgin
Malı mülkü elde bir tek sazı var.
(Mart 2002, Adana)
Şiirde Şengül Yengeden de bahsetmiş Haydar Aslan. Şengül Yenge, aynen yazdığı gibi. Bir gün ben de Babacanoğu abimizin evine misafir oldum ve Şengül Yengenin güzel bir kahvesini içmiştim. Buradan bir kez daha teşekkür ederim.
Atatürk Şair Şiir
Babacanoğlu hocamız 2016 yılında kendi parasıyla yayınladığı “Atatürk Şair Şiir” adlı kitabını da imzalayarak verdi.
Önsöz yazısında;
“Atatürk Şair Şiir
Size bir şey anlatıyor olmalı.
Uzun süre araştırma inceleme sonucunda hazırladım kitabı.
Atatürk’ün şair şiire bakış açısı çok anlatılmış değil.
Atatürk çok yönlü devlet adamı.
Dört bin kitap okumuş.
Okuduklarını özümsemiş, görüş ve düşünceleriyle birleştirmiş.
Yaşamda en gerçek yol gösterici bilimdir demiş.
Onun yazışmalarına, konuşmalarına anlatılarına bakarsanız,
bir ritim, bir tını, bir uyum, bir ileti, bir imge, bir şiir duyumsarsınız.
Yüreğinize işler, unutamazsınız.
“Gençliğe Hitabe”yi şiirleştirdim.
Atatürk’ün şairle, şiirler olan bağlarını anlattım.
Bakış açısını, görüş ve düşüncelerini belirttim.
Saygılarımla.”
demiş.
Gençliğe Hitabesini de Öztürkçe ile yazmış ki, çok anlaşılır ve sade bir dil kullanmış.
Teşekkürler hocam.
Daha çok konuştuk da, bunlar benim hatırlayabildiklerim… Belki yine ileride başka konulara da değinebilirim.
*****