Nere Gitsek Karacaoğlan

Nere Gitsek Karacaoğlan

M. Demirel Babacanoğlu Yazdı

Denebilir ki ülkemizin şairleri yazarları Karacaoğlan’ın şiirlerinden çıkmıştır. Bizim oralarda Karacaoğlan türküsü bilmeyen yok gibidir. Karacaoğlan’dan türkü, yakım bilmeyene kız bile vermezler! Hastanın üstüne algış/dua yerine Karacaoğlan okunurdu. “Karacaoğlan’ı okuyan dellenir(deli olur)” derlerdi… Hangi aşık, hangi şair, hangi ozan deli değildir?

Karacaoğlan’ın adı adı “Hasan”mış! Mehmet, Hüseyin, Ahmet… Ali de olabilirdi. Halk o kadar çok benimsemiş onu, yorumlamış, efsaneleştirmiştir. Bu açıdan, Karacaoğlan “Anonim”dir! Karacaoğlan, Osmaniye-Bahçe ilçesinin Varsak/Farsak Köyü’nde doğmuş, babası Kara İlyas, Kozan Derebeylerinden Hüsam Bey tarafından “Sayıl” adıyla askere alınmış. Bu yüzden lakapları “Sayıl/Sayıloğulları” kalmış. Kimsesiz kalan Hasan’ı, Serdengeçti Osman Ağa evlat edinir. 24 yaşına gelince sonunun, babası gibi olacağını düşünür, Maraş’a kaçar. Aradan 19 yıl geçince köyüne döner. Duramaz yine gurbete çıkar. Tarsus, Mut, Niğde, Kayseri, Ankara, Sivas (…) gezer

Nere gitsek, nere baksak orada buluyoruz onu. Mut’tayız. Mut’un ortasında asırlık çınarlar altına dikmişler anıtını. Sevgilisi Karakız’la karşılıklı iki tepede yatıyorlar. Maraş’ın Cezel, Hodu Yaylası’na giderseniz orada da bulursunuz Karacaoğlan’ın mezarını.

Feke’deyiz (1985-Eylül), Karacaoğlan şenliği var. Belediye Başkanı Özdoğan Aksak bizi Gökçeli (Karacaoğlan) Köyü’ne götürdü. Muhtar Bekir Çilingiroğlu Karacaoğlan soyundan geliyormuş. Şöyle bir dörtlük okudu:

“Karacaoğlan budur halim

Niğnemeli dünya malı

Gökçelidir benim elim

Elimden haberin var mı?”

Karacaoğlan’ın gezmediği, görmediği yer yok gibi. Bizim köye de (İncirgediği) gelmiş Yaramış Çeşmesi’ne varmış. Çeşmenin başında bir koca karı atını sulayıp durur. At çekilirken bastığı gölekten su sıçratır üstüne. “Yaha gözün kör ola Karacaoğlan” der karı. O da; “Karacaoğlan, sana ne yaptı nene?” der. “Ne bileyim oğul, herkes öyle der de.”

Karacaoğlan güzelliklerin aşığı. Nerede, kız, gelin, güzel görse onlara çalar sazı, çağırır söyler türküyü.

“İncecikten bir kar yağar

Tozar Elif Elif deyi

Deli gönül apdal olmuş

Gezer Elif Elif deyi…”

Gelinler kızlar dayanamazlar, Karacaoğlan’a aşık olurlar. Kavga bile ederler aralarında. Ne Karacaoğlan, ne de onlar vazgeçer Karacaoğlan’dan.

“Birinin parmağı dopdolu yüzük

Birinin kolunda sırça bilezik

Büyüğünü sevsem küçüğe yazık

Hangisinden yad edeyim gönlümü”

Ben meylimi üç güzele düşürdüm

Biri Şemsi, biri biri Kamer ille Elif

Onların aşkıyla aklım şaşırdım

Biri Şemsi, biri kamer ille Elif

Bire ağalar, bire beyler

Ölmeden bir dem sürelim

Gözümüze kara toprak girmeden bir dem sürelim”

İşte Karacaoğlan bu. 10 Mart 2021, Adana

Önceki

Yaşlılar Haftası

Sonraki

17 Mart 2021 Çarşamba Günün Sergileri

Yorum yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Popüler Yazılar