Sanatta Temsiliyet ve Teslimiyet

Sanatta Temsiliyet ve Teslimiyet

Perihan Koca Yazdı

Üzerimize giyindiğimiz giyimimiz, parfümümüz, aksesuarımız bizi şekilsel temsil ederken, davranış ve hallerimiz ahlaksal temsil eder. Ortaya koyduğumuz çalışmalar sanatsal, yaptığımız iş de kariyer veya branş olarak temsil eder.

Bireyleri ve bireylerin bir araya gelmesiyle oluşan toplumların eşitliğini, Hal, uygulama ve davranışlarımızda da yansıtır, yaşar, yaşatırız.

Temsiliyet ile teslimiyet birbirinden ayrı düşünülemez. İkisi de birbirini tamamlayan, ifade eden ve açığa çıkaran durumlardır.

Temsilde; Birey kendini olduğu gibi, bağlı olduğu grup, toplum, kurum, görüş, aile, okul vb. gibi sayısını artıracağımız alanlardan mesuldür.

Sanatta temsilde de bu böyledir. Birey öncelikle kendini temsil eder ürettiği çalışmalarla, halleriyle, duruşuyla kendini ve sanatı temsil ederken, bireyden bütüne doğru bir kapsamda mesuliyet sahibidir ve/veya olmalıdır.

Teslimiyette ise; Bireyin kendi benliğine teslimiyeti şahsını bağlar. Oysa Bireyin kişilere, menfaate, hallere maddi veya manevi unsurlara teslimiyetinden doğan durumlar söz konusudur. Burada teslimiyet bireyin iradesinin teslimiyetine vardığında kar topu gibi büyüyen arızalara yol açar. Özgürlüğün iplerinin başka ele teslimi gerçekleşmiş demektir. Temsil de kusur ne kadar önemli ise teslimiyette de o kadar hatta daha önemlidir.

Teslimiyetle birlikte hak ihlali, hukuk ihlali yani maddi ve manevi ihlallerde insan olmanın gerektirdiği vasıflar örselendiği gibi bağımlılıkla birlikte esaret başlar.

Eğer bu teslimiyet bireysel bakışla; Sanata, kendi yaptığı işine, çalışmasına, aileye yani ahlaki ve hukuki değerlere saygıda var ise bu olması gereken ruhsal ve insani bir güzelliktir.

Eğer birden çok kişiyi ilgilendiren durum ise bu ahlaki, insani, hukuki bir çöküştür, sadece kendini değil diğerlerini yani çoğunluğu bağlar.

Bir de TDK’nın tanımıyla temsil ve temsil kelimelerinin (yazımla ilintili) taşıdığı anlamına bakalım.

Temsiliyet: 1. Birinin veya bir topluluğun adına davranma. 2. Belirgin özellikleri ile yansıtma, sembolü olma, simgeleme.

Teslimiyet: Teslim olma, kendini verme, boyun eğme.

Değerli dostlarım sohbetimizdeki Ahlaki ve Hukuki değinmelerimden dolayı son derece önem arz eden yazılı ve yazılı olmayan hukuk hususundan da kısaca bahsetmek isterim.

Öncelikle Anayasa ve yasa arasındaki önemli farkı ifade ederek diğer değinmelerime geçmek isterim. Anayasa bir ülkede uyulması gereken genel esas ve ilkelerdir. Yasalar ise anayasal ilkeleri ve esasları uygulanabilir hale getirmek için çıkarılmış bağlayıcı yaşanabilir hükümlerdir.

Yasalar yasama organı tarafından Kanun adıyla hazırlanıp Cumhurbaşkanı onayından sonra Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konan yazılı hukuk kurallarıdır. Yasalar düzeni korumak, toplumda yaşayan bireylerin hak ve hürriyetini sağlamak, yaşam haklarını idame ettirmek, devlete güveni, o devletin saygın bir vatandaşı olduğunu, her yerde

hakkını yasalar çerçevesinde arayacağını bilmek ve devletin vatandaşına haklarını nasıl arayacağını göstermek o çizgide hareket etmesini sağlamak için yapılır.

Toplumda insanların bir arada yaşamasını kolaylaştıran bazı yazılı ve yazılı olmayan kurallar bulunmaktadır.

Yazılı Kurallar: Toplum hayatını düzenleyen yazılı hukuk kurallarıdır. Bunlar anayasa, kanun, tüzük ve yönetmelik adlarını alırlar. Yazılı kuralları devlet koyar Yurttaşlar bu kurallara uymak zorundadırlar Uymayanlar devlet tarafından belirlenen suç özelliğine göre cezalandırılırlar.

Yazısız kurallar; Yazısız kurallar: Toplumda kendiliğinden doğar, nesilden nesile aktarılarak geçer ve toplumdan topluma değişiklikler gösterebilir. Gelenek, görenek ve ahlak kuralları ile görgü kurallarından oluşur. Bu kurallar toplum içindeki davranışlarımızı düzenleyen saygı ve sevgiyi temel alan kurallardır.

Her ne kadar kısaca değinmeye gayret etsem de sizlerin de bildiğiniz gibi son derece önemi ve yaşamsal bir durum olduğundan, sizlerle yazılı sohbetimde çok da kısa yer veremedi isem de bu açıklamalar etrafında sizlerin kendi hayal gücünüzle, kurgunuzla gerçekleştirdiğiniz içsel yolculukta eminim yaşama dair çıkarımlar yapmışsınızdır.

Kendi içsel yolculuğumdan ve edindiğim deneyimlerden buraya taşımak istediğim özetle; Toplumda yaşamımızı belirleyen yazılı ve yazısız kurallarda haklara, hukuka ve ahlaka inanç, güven ve uygulamasında önce kendi arka bahçemizi temizlemeliyiz. Başkalarının haklarını teslimde kendi menfaatlerimizi gözetirken zaafiyete uğrayıp teslim olmamalıyız.

Sanatta temsiliyet ve teslimiyette de bu kural şaşmaz gerçeğimiz ve düsturumuz olmalıdır.

“Bir mıh bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır, bir at bir er kurtarır, bir er bir cenk kurtarır, bir cenk bir vatan kurtarır” Atasözü ile söylediklerim ve söylemek istediklerimi tamamlamak isterim.

Değerli dostlarım; Bir sonraki yazılı sohbetimizde yazılı ve yazısız kuralların hakkıyla uygulanacağı / uygulayacağımız günler umudumla, Yağlıboya resmimin bir görselini, ‘‘Güfte Renginde Şiir Ritminde’’ Kitabımdan bir şiirimi ve Youtube’da yer alan  “Seni gördüm büyülendim – Es Geç” isimli  şarkımı bırakıyor, yazılı sohbetimi sonlandırıyorum. Sanatla, kültürle, sağlıkla ve güzelliklerle kalın.

YÜREK KAÇ KEZ YIKILIR

Yürek kaç kez yıkılır o incecik yerinden

Yıkıldıkça haykırır suskun dili derinden

Hangi sözüm ulaşır kederiyle inletip

Yüreğine süzülür kulağın perdesinden

Perihan KOCA

www.perihankoca.com

www.sanatinrenkleri.com

perihankoca9@gmail.com

perihan_koca@hotmail.com

Instagram & Facebook & Twitter

*****

Önceki

‘Azizler’, yozlaşmanın kara mizahı!

Sonraki

Antalya & Evdirhan-Güver Uçurumu

Yorum yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Popüler Yazılar