ÇIRALI – YANARTAŞ
OLYMPOS Tepeleri
Haber Fotoğraflar Şahika Öner
Pusula Plus Yürüyüş Grubu
Nisanın son haftası Pusula Plus Yürüyüş Grubu’yla, Aşkın Nuh önderliğinde Antalya Çıralı’ya gidiyoruz. Beydağları milli parkı içerisinde, Çıralı ve Olympos tepeleri’nde, deniz seviyesinden 230 metre yükseklikte yer alan, 2500 senedir yanan Yanartaş’a yürüyüş yapacağız.
Epey süreden sonra, bir gayret uzun yürüyüşe katılıyorum. Sabah ayaz, diğer arkadaşlarla birlikte Kemer’e doğru yol alıyoruz. Kısa bir kahvaltı molasından sonra, Aşkın Nuh’la buluşuyoruz. Onunda yanında Ankara’dan gelen grup var. Üç gündür koşturmasına rağmen, enerjisi ve güler yüzünden hiçbir şey kaybetmemiş. Yürüyüşümüz başlıyor. Havanın serin olması aslında yürüyüşümüzü kolaylaştırıyor. Ben yıllardan sonra rastladığım, Mustafa arkadaşımla sohbet ederek, temiz havanın ve tabiatın tadını çıkarmaktayım.
Yanartaş, yeraltından çıkan ateşin kutsal sayılması Homeros metinlerine dayandırılmaktadır. Efsaneye göre, Kimera canavarı; Ağzından ateş püskürtmekte, aslan gövdeli ve yeleli başlı, sırtında yükselen bir keçi kafası ve keçi memeleri, kuyruğunda yılan, soludukça ağzından ateşler püskürtmektedir. Dönemin Likya kralı, kendine sığınan genç Bellophontes‘i canavarı öldürmesi için gönderir. Bellophontes kanatlı atı Pegasos ile birlikte, mızrağını canavara saplar ve onu yerin yedi kat altına gömer. Bellerophontes Kimera‘dan aldığı ateşle meşaleler yakar ve zaferini kutlamak için herkesi Olympos‘a toplar. O günden sonra Kimera‘nın sönmeyen ateşi, ilk Olimpiyat olmak üzere tüm Olimpiyatlarda Olimpiyat Meşalesi adıyla sembol olarak kullanılmaya başlanmıştır. Kimera yer altından, günümüze kadar da buradan ateş çıkarmaya devam eder. Yer altından yukarı doğru sızan metan gazı buradaki kayaların arasından yanmaktadır.
Çıralı’da mevsimlik akan, Yanar Dere’nin üst yolundan devam ediyoruz. Yol çam ağaçlarının içinde, bozuk ama arabalarında geçtiği büyüklükte. Yanar Dere kenarına inerek, derme çatma köprüyü kullanarak karşı kıyıya geçiyoruz. Dik orman yolunun küçük patikasından, yokuş yukarı çıkıyoruz. Zirveden bu sefer iniş başlıyor. Burada ağaçlar azalıyor, öğlen sıcağı tepemizde. Kurumuş toprak, yağmur sularının açtığı bozuk kayalarla kaplı, kaygan zeminden aşağı iniyoruz. Anadolu’nun mucize doğal güzelliklerinden biri olan, Yanartaş’a ulaştık. Meyilli, koyu gri renkte, kayalık bir zeminde, aralardan çıkan ateşle, gelenler sucuk keyfi yapıyor. Antik kalıntılar aşağıda, bizi karşılıyor. Kalıntılar arasında, o dönem papazların kaldığı evler ve kiliselerin bulunduğu Bizans Ortodoks bazilika kompleksi yer alıyor. İniş 1200 basamak, çıkanlar ahlayıp pufluyor. Bozuk olan yol, son senelerde iri taşlarla basamak haline getirilmiş. Zorlu gelişten sonra, bu kısım beni çok yormuyor.
Rotamızı Olympos’a çeviriyoruz. Rüzgar sert, yerli ve yabancı turistler Akdeniz’in mavi sularında denizin tadını çıkarıyorlar. Ben kıyıda yürüyen değişik insan figürlerini pozluyorum. Kumsal arkasında, arkadaşlarla çay keyfi, manzara eşliğinde çok zevkli oluyor.
Son durak Ulupınar’da yemek molası. Kemer çıkışındaki bu yer, akan dereler üstünde restoranlar ve yeşilliğiyle Antalya ve çevresinin çok rağbet ettiği bir yer. Suların serinliği, kiremit de balık yorgunluğumuzu hafifletiyor.
Kemer‘den yaklaşık 35 km. mesafede Çıralı’da sonsuz ateş olarak anılan, doğal bir ateş kaynağına sahip olan Yanartaş, tarihi değeri ve görselliğiyle mutlaka görülmesi gereken önemli tatil beldelerinden birisidir.
Günün sonu, 8km yürüyüş, yorgunluk, rehavet, keyif içerisinde evlerimize dağılıyoruz.
*****