Sabahat Çıkıntaş’tan
“Evrenin Duşu da Sanat mı?”
Haber: Erol Ünal
Sabahat Çıkıntaş “Evrenin Duşu da Sanat mı?” sergisi 13 Kasım-14 Aralık 2018 tarihleri arasında Antonina Sanat Galerisi’nde… Sergi Pazar ve Pazartesi günleri hariç 11:00-19:00 saatleri arası ziyaret edilebilir.
Mine Sanat Galerisi yönetimindeki Antonina Sanat Galerisi yeni sezonda Sabahat Çıkıntaş’ı ağırlıyor. “Sanat iyileştirir” sloganından hareketle son sergisinin temasını “Evrenin duşu da sanat mı?” olarak belirleyen Sabahat Çıkıntaş’ın renkler ve biçimlerin matematik uyumunu gözler önüne seren çalışmaları, 2009-2018 yılları arasında ürettiği yapıtlarıyla ve sergiye özgü tasarladığı kostümüyle izleyiciyle buluşuyor.
Sanat yazarı Meral Bostancı sanatçı ile ilgili olarak ; “…Kozmik alanda birbirine bağlı hatta iç içe geçmiş ritimlerin ahenkli yapısı, çokluktan birliğe giden bir olguya gönderir. Suprematism’in öncüsü Kazimir Malevich’in bir objeye bağlı olmaktan kurtardığı saf biçimler öğretisi olan ‘soyut geometrik’ anlayışında olduğu gibi, Çıkıntaş estetiğinde duygulanım, his ve sezgi, en iyi bir şekilde, saflaşmış biçim ve monochromatic rengin açıklı koyulu varyasyonlarıyla ifade edilir. Sanatçı, hem geleneksel, görüntüsel ve sembolik uygulamalarla, hem öznel kurgular ve constructivist yapılarıyla, hem de ritmik bir düzenin içinde çoklu parçalara bölerek ayrıştırma ve ironiyi hapsettiği soyut geometrik düzenlemeleriyle izleyicisinin ilgi alanına dâhil olur. Bir simyacı gibi o, evrendeki gizli uyumu yakalayıp tuval yüzeyine yansıtmayı başarmış, içinde bulunduğu mekânda izleyicisini çoktan etki alanına almıştır artık…” diyor.
GEOMETRİK YAPININ YENİDEN ESTETİK DİZAYNI ÜZERiNE…
Ümit Gezgin sanatçı hakkında; “Sabahat Çıkıntaş’ ın resmi de böylesi bir bilinç süreci resmidir. Sezgiyle kavranılan, akılla sınanan ve kendisine yeni anlam alanları arayan bir sürecin resimleri. Üst üste bindirilmiş veya yan yana getirilmiş, alabildiğine yalın bir karmaşayı yansıtan düzen kurgusu geometrik yapılar; kurgu matematik ilişkilerinin içinde, hem kendi geometrilerini yaratırlar ve hem de bu geometrinin biz, dünya ya değil, aslında sanata ait olduğunu hissederek kavrarız. Evet, bunlar bilinen geometrik kurgular, yapılar ve oluşumlar değildir; bunlar sanatçının kendi iç düzeni içinde oluşturduğu ‘strüktür’ fikrinin ve arayış gerçekliğinin geometrik yapılarıdırlar. Sanatın bir iletişim dili olduğunun ayrımında sanatçı; ama bu iletişim dili ve özellikle kendi sanat dilinin, insanlar arası iletişimden ziyade, sanatçıyla eseri arasında bir iletişim derinliğine sahip olduğunu da sezgisel olarak kavramaktadır. Çoğul gerçekliğin yaşandığı dünyamızda herkesin kendi gerçeklik havuzu içinde kulaç artığını ve aslında çok yakınında bulunsa dahi bir diğerine yabancı ve uzak bulunduğunu bilmek gerekmektedir. Sanatçı da bu uzaklığın veya ayrımın çok iyi farkında. Sanalı, bütün geometrik yakınlığa rağmen bu uzaklığın da üzerine kurulu aslında. Sonuç itibariyle kurgu yüksek ayar bir disiplin ve yaratıcı estetik bilinç çıkarmış ortaya. Bu yaratıcı estetiğin bir süreç plastiği boyutunda devam edip gideceğini düşünüyorum ben. Matematik bir geometrik yapının nasıl plastik derinlik kazandığını göstermesi önemli. Bundan önceki çalışmalarının da hayatın arkeolojik plastiğine ve varoluşun geometrik şemasına gönderimi, derin, içsel ve aklın estetiğini kurgulayıcı tarzda ortaya çıkması, bundan sonrası için de önemli ipuçları, katsayısı yüksek açılımlar veriyor…” diyor
SABAHAT ÇIKINTAŞ Kimdir?
Sabahat Çıkıntaş 1955‘de Eskişehir’de doğdu. Sanat eğitimine 1991 yılında Yusuf Taktak Atölyesi – Atölye Üçgen’de başladı. Bu atölyede 12 yıl sanatsal çalışmalarını sürdürdü. 1998-1999 Eğitim ve öğretim yılında “Children Center” çocuk yuvasında resim dersleri verdi. 2003 Yılında (İst./Tünelde) kendi özel atölyesini kurdu. 2007 Marmara Ünüversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Yaz Akademisine katıldı. Sanatçının yurt içi ve yurt dışında çeşitli koleksiyonlarda yapıtları bulunmaktadır. (İsrail-İngiltere-Danimarka-Almanya-Amerika) UPSD (Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği) ve Resim ve Heykel Müzeleri Derneği üyesi olan sanatçı, çalışmalarına halen İstanbul Beyoğlu’ndaki atölyesinde devam etmektedir.
1971-1972‘de Soma Linyit Lisesinde Okullar arası Resim Yarışması Birincilik kazandı. 1999’da İstanbul Türkcell-İletişim adlı resim Yarışmasında Mansiyon aldı. 1996‘da Habitat/Antropo1’de “Öteki” Çağdaş Sanat Sergisinde, 1998‘de İstanbul AKM’de 19. günümüz sanatçıları sergisinde ve 2000‘de İstanbul Ankara İzmir’de TRT Resim Yarışmasında sergilenme hakkı kazandı. 1994-1995‘de Fok Fun Kültür Merkezi (İstanbul), 1995‘de Teyyare Kültür Merkezi (Bursa),1996‘da Devlet Güzel Sanatlar Galerisi,1997 Akbank Sanat Galerisi (Balıkesir), 1998‘de Bakırköy Sanat Galerisi (İstanbul), 1998‘de Türk Amerikan Derneği (Ankara), 2002‘de Nelli Sanat Evi / Bir-imler (İstanbul), 2003(de Nelli Sanat Evi / Sadeleşmeler (İstanbul), 2005‘de Galeri X / Dengeler (İstanbul), 2007‘de Ütopya Sanat Galerisi. / Çizgilerin asaleti (İstanbul), 2009‘da Mine sanat galerisi / Bağıntılar (İstanbul), 2011′de Az’dan Çok, 2012‘de Arka Oda, 2014‘de de-şif-re kişisel sergilerini açtı.
*****