Sınıf Arkadaşım Ressam Alp Bartu Resimleri
M. Demirel Babacanoğlu Yazdı
Sevgili Sınıf Arkadaşım Alp Bartu’nun kadın resimleriyle kutlarım8 Mart Kadınlar Günü‘nü
Bizim okul, Düziçi İlköğretmen Okulu, önceki adı; Düziçi Köy Enstitüsü, şair yazar, ressam, müzikçi, sporcu, soysalcı, fenci yetiştirdi. Bunlardan biri de Alp Bartu. 28 Ağustos 1947’de Manisa’da doğdu. Babası, annesi öğretmen. Antakya’ya atanmışlar, yerleşmişler.
İlkokulu burada bitirdi. Van Gogh’un resimlerinden etkilendi. Onun resimleri gibi resimler yapmaya başladı. 1959-60 Öğretim Yılında Düziçi İlköğretmen Okulu’na girdi, Resimde, müzikte, sporda yeteneklerini sergiledi. Öğretmeni Şakir Candemir’den resim dersleri aldı. 1966’da mezun oldu. 1976’da İstanbul-Atatürk Eğitim Enstitüsü’nü bitirdi. Amasya, Zonguldak, İstanbul’da ilk, orta, liselerde öğretmenlik yaptı. 1992’de emekli oldu. Ramis Aydın, Ünsal Toker, İsmail Avcı atölyelerinde çalıştı. Çok sayıda karma sergiye katıldı. Altı kişisel resim sergi açtı. Kendi Atölyesinde çalışmaktadır. Evli iki kız çocuk babasıdır.
Ünü, yurtdışına taşmış olan Sevgili Sınıf Arkadaşım Alp, sıcak renklerin estetik gizemiyle oluşturuyor tablolarını. Renkleri sanki gökteki yıldızlar gibi devinim içerisinde. Daha çok kadın resimlerine yer veriyor. Kadınların hareketlerini, danslarını, duruşlarını, aşklarını, sevgilerini işliyor… gücünü gösteriyor.
Bisiklet, evet bisiklet devinimin büyük öğelerinden biri… Bu girişimle, spor alanına da yer veriyor. Bisiklet kadına benzer mi bilmiyorum!? Kadınla bisiklet resimleri tamamlıyor birbirlerini.
Bartu’nun resimlerinde renkler lekelemeler canlı, mikro organizmalar gibi yer değiştirip, buradayım, hazırım der gibi duruyor… Bu betimlemeler, 8 Mart Kadınlar Günü’nde büyük anlam kazanıyor… Kadınlara şiddet, öldürüm dursun. Kadınlar Günü kutlu olsun…
Bir sergisini izleyebilseydim keşke. Resimlerini internet kanalıyla yolladı bana. Baktıkça içim, gönlüm, yüreğim açıldı, yerleşti belleğime… Belki de bilinç altıma.
Bak işte şurada bir tablonun başında mavinin tonlarına kırmızı nasılda yakışmış, gül vermiş kadının dudaklarına. Zaten onun dudakları gül değil mi? Saçlarının karası, teninin rengi tamamlıyor dudaklarını. Bartu, elinde kalem, fırça, konuşuyor resimleri… Ben olmadan sen olamazsın diyor. Ol diyor resimlere, oluyor.
İki kadın dekolte giyinişleriyle yaklaşmışlar birbirlerine birinin eteği kırmızıyla, diğerinin eteği yeşil karışımı maviyle, açık pembe ten, siyah saç, fonda tamamlanıyor… Her rengin iletisi yansıyor izleyiciye. Hep kadınlar, kadınlar, bütün kadınlar tuvaline gelip yerleşmiş. Yedi renk birbirlerine alaşmış… Sevgiye, aşka ulaşmış… kendi dünyası içinde yerini almış, yaşamın sevgisine, aşkına, kavgasına, barışına durmuş…
Burada da bisiklet ve çocuklar, müzik aletli insanlar… Müzik çalıyor, insanın, insanlığın marşını… Haaa… Bartu’nun bir de müzik yönü var. Müzik güzel sanatlar içerisinde belki de başta geliyor… Müzik, roman, tiyatro, öykü, şiir … güzel sanatların tümünü içerir… Bartu bütün hünerini kullanıyor, sporla, müzikle birleştiriyor resmi…
İşte kadınlar, işte kızlar, kaynamış kanı, çılgınca dans ediyorlar. Çiçekler açmış göklerce, kendini gösteriyor yeni gün, bahar… aşka, sevgiye yönelmiş doğurganlığını sergiliyor… Dünyanın devinimine uyup…Esenliyor Bartu’yu.
08 Mart 2021, Adana
*****