NAZİLLİ’de
KÜLTÜR SANAT FESTİVALİ’ndeydim.
M. Demirel Babacanoğlu
Nazilli deyince usuma Basma Fabrikası gelir. İlkokulda öğrenmiştim, Atatürk’ün kurduğu Nazilli Basma Fabrikasını. Yalnız o mu, Alpullu Şeker, Turhal Şeker, Kayseri, Malatya Bez…
Nazilli Basma Fabrikasını gördüm, küflenmiş, işlemiyor, yarısını üniversiteye vermişler, çocuklar girip çıkıyorlar… Buranın bir zamanlar basma fabrikası olduğunu biliyorlar sanırım!
Nazilli’de pamuk, tahıl, incir, üzüm, kestane, mısır, koyun, keçi, zeytin… yetiştiriliyor. Yükselti 77 m., yüzölçümü 691 km², İzmir’e 165, Aydın’a 43 km. Tarihi milat öncesine dayanıyor. Adı, Luvice ‘Nassıla’dan geliyor Karayolu, tren; uçakla İzmir’den ulaşım sağlanıyor. Ege ağzı konuşuyorlar, “Beni gel” diyorlar; uzun yaşamlarını zeytine bağlıyorlar…
3 Haziran 1919’da Yunan işgaline uğramış, 5 Eylül 1922’de kurtulmuş. Şu Yunanlılar ne diye geldiler Ege’ye? Bir Yunanlı asker diyor ki “Anne beni bekleme”… İzmir’e çıktıklarında ne oldu? Gazeteci Tahsin’in kurşunuyla, efelerin efeleriyle öfkesiyle karşılaştılar. Direnemediler Atatürk’ün ordusuna Dumlupınar’da, Sakarya’da; düştüler Akdeniz’e…
Koordinatör Vedat Tuğrul bildiriyor, geliş dönüş uçak biletiniz alındı Mehmet Bey. Teşekkür ediyorum. Dört Mart günü Ankara’dan biniyorum uçağa, İzmir’de iniyorum, Süleyman Sarı, Ozan Gültekin karşılıyor beni. İstanbul’dan gelen Doğan Cüceloğlu, Polat Doğru’yu da alıp, Nazilli’ye getiriyor bizi. Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Fatih Demir kapıda, “hoş geldiniz” diyor, hal hatır soruyor yemeğe götürüyor, sonra da Karin Otel’e… gidiyoruz.
Koskocaman Belediye Binası önünde sergenler kurulmuş, şair yazarlar kitaplarını imzalıyorlar. Uzun süredir göremediğim sevgili arkadaşlarımdan , dostlarımdan Etem Oruç, Musa Dinç, Kerim Özbekler, Abdülkadir Güler kollarını açarak kucaklıyorlar beni. Susamışız birbirimize… Söyleşiye duruyoruz, özlem gideriyoruz. Yeni dostlar ediniyorum. Şerife Tekin, Abdullah Kırkık, Zekeriya Işıklı…
Saat 16.00’da, Belediye Binası üçüncü katta bulunan çok amaçlı kültür sanat salonundayız. Ortak konumuz, Kurtuluş Savaşı, düzenli orduya geçiş. Önce, efelerin yazarı Etem Oruç konuşuyor, efelerin yunanlılara karşı verdiği çetin savaşları, Atatürk’ün büyüklüğünü, başarısını anlatıyor.
Ben, Atatürk’ün Adana’ya gelişini, Kurtuluş Savaşını buradan başlattığını, Çukurova Kurtuluş Savaşı’nda Kuvayi Milliyecilerin çarpışmalarını, Fransızların barış istemek zorunda kaldıklarını, Atatürk’ün düzenli orduya geçişle, Yeni Türk Devletinin Ordusunu kurduğunu anlatıyorum.
Ertesi gün Etem Oruç otosuna bindirdi beni, Atça, Sultanhisar beldelerini, Yenipazar, Donduran, Biricik, Alamut köylerini gezdirdi. Her bir adımda, her bir santimde tarihsel olaylar kokuyor baharın yeşilliklerine karışıyordu. Nazilli demek, kültür sanat, parklar, güzellikler kenti demektir… Yol aldıkça Atçalı Kel Mehmet, Yürük Ali, Demirçi Mehmet Efe’lerin anıtlarını, izlerini, müzelerini görüyoruz.
Süleyman Efendi’yse ayrı bir aydınlık, ayrı bir yol gösterici. Çanakkale anıtında mermere işlenmiş şehitlerin adları, bize anlatıyor Çanakkale savaşlarını. Görmekle, anlatmakla, bitecek gibi değil. Her santim toprak kanla sulanmış…
Benim çocuk günlerimde, bacımın entarisi, şalvarı, basmadandı. O allı güllü basmalar gözümün önünde. Taht kurmuştu gönlüme. Sümer Basma Fabrikası tahtını çoktan yitirmiş. Örene dönmüş. Yarısına Menderes Üniversitesi açılmış, çocuklar girip çıkıyorlar … Zay edilmiş Atatürk’ün emekleri.
Alamut Köyü’nde Hasan Kahyaoğlu karşıladı bizi. Bir kahvede oturduk çay içtik, konuştuk güzellikleri, geçmişi geleceği.
Çarşamba günü Kerim Özbekler’in şiir dinletisi vardı. Özbekler kültür elçisi gibi çalışıyor. Kendisine gönderilen şiir kitaplarından şiirler okudu; sonra da şairler. Ben de, bir köy delikanlısın aşkını anlatan Ça-ça-ça’yı okudum…
Nazilli Belediyesi Başkanı Haluk Alıcık önçülüğünde, “10. Kültür Sanat ve Edebiyat Festivali”ni 01-10 Mart 2019 günleri gerçekleştirildi. Otuzdan fazla etkinlik yapıldı. Kırktan fazla şair yazar sanatçı ağırlandı. Büyük ilgi gördü. Salon doluydu her etkinlikte. İlgilerine, bilgilerine teşekkür ediyorum.
*****