Adalı Ressamlar Sergisinin
2.Bölümü de Açıldı
Haber ve Fotograflar : Nihal Güres
75. Kutlama sergileri ile Geleneksel Adalı Ressamlar Sergileri bu yıl da 2 bölüm olarak açıldı .
Adalar Kültür Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Özer Kangür ve Yönetim Kurulu üyesi Talin Etyemez tarafindan düzenlenen serginin 2. Bölümünde 15 sanatçı yer aldı.
Ayrıca Adalı Çocuk Ressamların çalışmaları da 04 Eylül 2020 tarihine kadar sergide izleyicilerin beğenisine sunuldu.
Açılış konuşmasını yapan Özer Kangür düzenlenen Ada sergilerinin tarihi ile ilgili bilgi verdi.
Türk resim sanatının efsane isimlerinden İbrahim Çallı, Mehmet Ali Laga, Ayetullah Sümer , Hamit Görele gibi sanatçılar, Adaların romantik ve lirik doğasından etkilenerek 40 lı yıllardan itibaren Adalara yerleşmeye ve sergiler düzenlemeye başlıyorlar . Bu eşsiz ve nadide Ada kokulu eserler sergi salonu bulunmadığından dolayı ilk olarak Splendid Otelinin deniz tarafindaki ahşap pavyonda sergileniyorlar. 1946 yılından itibaren her yıl ağustos ayında bu sergiler düzenli olarak yapılmaya başlanıyor .
Bu sergilerin kadrosu her yıl genişliyor ve devrin en önemli sanatçılarından Zeki Faik Izer, değerli hocam Sabri Berkel, Erdal Alantar, Gülten teyzemin hocası olan Hasan Kavruk, Kristin Saleri gibi sanatçıların yanı sıra Adaların yerli halkından Pindaros, Platonidis, Mıgır Ardan gibi bazı sanatçılar da katılmaya başlıyorlar.
60 lı yıllarda katılım daha da artınca yeni bir sergileme mekanı aranmaya başlıyor ve bu sefer de Anadolu Kulübünün yeni otel binasının alt katı bu iş için tahsis ediliyor.
Ayetullah Sümer, Nevzat Kasman ve Kemal Zeren gibi ressamlardan oluşan tertip komitesinin düzenlediği sergiler geleneksel hale ve bir sanat şölenine dönüşüyor.
Vefatına kadar Ferruh Ertürk ‘ ün düzenlediği sergiler 2012 yılından itibaren Adalar Kültür Derneği’nde yapılmaya devam ediyor.
Ben hem Nevzat Kasman hem de Ferruh Ertürk dönemlerinde sergilere katıldım .
Özer bey açılış konuşmasını yaparken hatıralarım beni önce Nevzat Kasman‘ın Nışantaşı’ndaki dairesine daha sonra da Büyükada’daki evine götürdü .
Ayla Algan ‘ın annesi olan ressam ve moda sanatçısı Nevzat Kasman‘ ın Nişantaşı ‘ndaki dairesi çeşitli yurt içi ve yurt dışı sergilerden aldığı ödüllü tabloların sergilendigi sanat müzesi gibi bir evdi.
Bizi oraya Semiha Berksoy götürdü . Semiha Berksoy ile Nevzat Kasman çok samimi iki arkadaştı . Birbirlerini ölesiye sever ama ölesiye kıskanırlardı. İki muhteşem kadın , iki muhteşem Diva, iki muhteşem sanatçı. Tabi ki diğer sıradan insanlardan çok daha fazla Tanrılar katındaydılar . Olimpos dağının eteklerinde sıradan sayılabilecek konuşmalar biz dünyalılar için bir tiyatro şöleni şeklindeydi.
Değerli dostum Tankut Bilge ile davetlerine , çay sohbetlerine katılır, Tanrıçalardan öğrenebilecegimiz herşeyi kapmaya çalışırdık .
Kıskançlık derken sıradan bir duygudan bahsetmiyorum, konu her zaman sanatsaldı.
Biri bir ülkeden bir ödül almışsa diğeri hemen başka bir ödülle ona karşılık verir, yanaklar pembeleşir, gözler daha bir parlamaya başlar , en sonunda ikisi de birer Diva olduklarına kesin kanaat getirdikten sonra sular durulur, ortalık sakinleşirdi.
Yine böyle bir çay davetinde Nevzat Kasman piyanosunun başına geçip daha dün aksam sözlerini yazıp bestelediği tango parçasını çalmadan hemen önce Tankut Bilge ile bana ağustos ayında yapılacak geleneksel sergiye eserlerimizle katılmamızı dikte etti ve anında piyanosundan kalkarak Ayla Algan‘a 1. Kazanan Olimpos müzik yarışmasında diktiği ve giydirdiği geleneksel Türk motifleri ile bezenmiş elbiseyi gösterdi.
O sırada ise Semiha Berksoy ‘do ‘sesini yeniden vermeyi praktis ediyor ve davetli olarak gelecek dünyaca ünlü sanat yönetmeni Robert Wilson‘a oynayacağı rolün provasını yapıyordu .
Tam bu sırada Girit Böreğini fırından yeni çıkarmış Gül hanım , börekleri tabaklarımıza servis ederek masanın tam karşısına , yere bağdaş kurarak oturur, çayını yudumlayarak matineyi seyretmeye katılırdı.
Girit böreğini babam da yapardı.
Annem teyzemlere güne gittiği zamanlar mutfağı boş bulan Osmanlı Tarihi Profesörü babam Nejat Göyünç son arşiv belgesini de Osmanlıcadan tercüme ettikten hemen sonra mutfağa dalıyor . Girit böreği yapmak en sevdiklerinden biriydi, kimbilir hangi belgeden tercüme etmiş, tarifi şöyle oluyor;
3 tane yufka, zeytinyağı, 3 yumurta biraz soda ile karıştırılır ve yağlanmış tepsiye dizilen yufkaların arasına bu karışım sürülür.
Dilim dilim uzunlamasına kesilmiş kabaklar da suyu alındıktan sonra yufkaların arasına diziliyor, en üstüne de kalan sos gezdirilip susam ve çörek otu dökülüyor. Fırından sıcak sıcak çıktığında çayın yanında servis ediliyor efendim ..
Tarihe malolmuş divalar, sanatçılar ve profesörler ile bu börekleri yemek , onların sofrasında oturmak da ayrı bir ders, ayrı bir eğitim.
Neyse konuyu dağıttık, Nevzat Kasman ve Türkan Kıran‘ın düzenlediği ADA sergilerinden birinde Kulübe gittik. Nevzat hanım ‘ Klüp ‘demezdi. Dilini ağzında döndürüp ‘klöp’ gibi Fransız aksanı ile telaffuz ederdi. Malum Akademi Akademiyken Çallı‘nın ‘Cour de soir’- Akşam Mektebine – katılmış. Nazmi Ziya Akademi Müdürüyken oluyor bu olaylar, dinlerken bile hizzaya geliyoruz, şapka çıkarıyoruz , titriyoruz.
Nevzat hanım Adaya gidince -Klöb’ ün – kapısında duran dondurmacıdan muhakkak dondurma yiyin ‘ derdi.
Çünkü onlar genç kızlıklarından itibaren Anadolu Kulübünün kapısında duran seyyar dondurmacıdan dondurma yerlermiş. Plajdan çıkınca limonlu dondurma..))
Efendim hatıralar geliyor, Ferruh Ertürk eserimi görüyor, getir bakayım kızım , değişik ve farklı bir çalışma aferin ‘diyor
Benim eserimi bir yere asmaya çalısırken, aaa.. bu cok sıradan bir kopya deyip bazı eserleri de sergi salonunun dışına atıyor ve kopya yapmaya yeltenen sanatdan bihaber şahısların hayallerini yerle bir ediyordu ..
1940 lı yıllardan itibaren Ada hayatına dair Özer Kangür tarafından kaleme alınmış bir eser olan ‘ADALILAR ANLATIYOR‘ kitabı da çok ilginizi çekecektir eminim.
Bu kitapta Tarihçi İlber Ortaylı‘ dan Kazım Karabekir Paşanın kızları Hayat ve Timsal‘e kadar, Adada yaşayan ilk güzellik kraliçesi Ayten Sabis, Heybeliada’ da yaşayan büyük şair Bekir Sıtkı Erdoğan‘a kadar pek çok Adalının hayat öyküleri, söyleşileri ve anı fotoğrafları yer alıyor. Kitap çalışması 2003 yılında başlamış ve bu sure zarfinda bazı renkli şahsiyetler aramızdan ayrılmış maalesef.
Geleneksel Adalı Ressamlar Sergisi 2. Bölümünü izlemek isterseniz 04 Eylüle kadar gezebilirsiniz.
Ayrıca Kültür Derneğinde çeşitli konserler, film gösterimleri, söyleşiler, taş plak akşamları gibi çok romantik etkinlikler de pandemi şartlarına uygun önlemlerle yapılmaya devam ediyor.
Yapmanız gereken tek şey bir bilet alıp dalgalara ve o şahane rüzgara kendinizi bırakmak ve Adaya ulaşmak.
Sergide yer alan sanatçılar
Emine Verim Eskiköy , Erol Akpulat, Gülnaz Tezcan, Haygan Kiliçcan, Hüsnü Çoruh, Koray Gelişen , Lilyan Tanilyan, Mari Kavafyan, Mustafa Gürgüler, Nazire Atakoğlu Argeşo, Nevin Akyol Tuç, Nihal Güres , Nino Varon, Nuran Eti, Ümmet Karaca
Adalar Kültür Derneği
Adres : Çınar Meydanı no 86 Büyükada
*****