Müjde Ar ;
Yeşilçamın Cesur Oyuncusu
Vadullah Taş Yazdı
Kadınlarımızın savuncusu ve öncüsü filmlere imzasını atan; medeni,cesur ve bir o kadar da modern ..
Kadınlarımızı en güzel şekilde temsil eden bir cesur aktristi yazmak çok zor olsa da elimden geldiğince Sinemamızın 100’üncü yılında Oyunculuğu ile Sinemamıza damgasını vurmuş, cesur bir Sanatçıdan bahsetmek istedim : Müjde Ar..
Gazeteci baba Vedat Akın’la Türkolog ve Tiyatrocu anne Aysel Gürel’in kızı olarak, İstanbul’un Fatih semtinde 21 Haziran 1954 günü Kamile Suat Ebrem adıyla doğdu Müjde Ar . Annesi ve babası ayrıldıklarında henüz üç yaşındaydı ve kız kardeşi Mehtap Ar da henüz annesinin karnındaydı.,
Farklı ve özel bir insandı Aysel Gürel, zekayla deliliğin tam sınırında gözüküyordu. Hem çok zeki hem de çok cesurdu. Yetenek ve çalışkanlık da eklenince işin içine, tatlı-çatlak bir Gürel çıkıyordu karşımıza ki, bu kadın Müjde Ar’ın kişiliğine, hayatına yön veren ve önemli insandı annesi Aysel Gürel. Çocukluk yılları “Erkek Fatma” şeklinde geçti Müjde Ar’ın, ya ağaç tepesindeydi ya futbol maçında.
Bir yandan da komşu çocuklara rol kesmeye başlayınca anladı oyuncu olacağını. Müjde Ar henüz sekiz yaşındayken soluğu “Oraloğlu Tiyatrosu”nda aldı. Hem tiyatro sahnesinde hem oyunculuk konusunda pişmeye başladı, hem de çok önem verdiği eğitimine de devam etti. Fatih Kız Lisesi’nden sonra, İstanbul Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi.
Üniversitenin ilk yıllarında tanıştı ilk eşi, sinema ve fotoroman yönetmeni Samim Değer’le. Henüz 18 yaşında oturduğu nikah masasında attığı imzayı bir yıl sonra geri alacaktı. Genç yaşta ve hatta her yaşta evliliğe karşıydı bundan sonra.
Evliliği bitmişti ama yeni bir hayat başlamıştı hemen arkasından. Halit Refiğ’in yönetmenliğini yaptığı, TRT’nin ilk dizisi olan Aşk-ı Memnu’da “kocasını aldatan Bihter” rolüyle tanınacak, bu şekilde yıldızı parlayacaktı. Yıl 1975’ti.
Hemen arkasından reklam oyunculuğu, fotomodellik ve sinema filmleri için teklifler yağmaya başladı. Belki de en unutulmaz reklam filmi, incecik bikinisiyle sudan çıktığı “Fuar kolonyası” reklamı oldu. Fazlaca erotik bulunduğu için sansüre takılan reklam Fuar kolonyalarını batırırken Müjde Ar’ı biraz daha yukarı çıkaracaktı.
Ardından Ertem Eğilmez’li filmler başladı. Kemal Sunal’lı, Şener Şen’li, Adile Naşit’li bu unutulmaz ve keyifli filmlerle birlikte bizim gönlümüzde, Eğilmez’in de kalbinde tahtını kurdu. Bu ilişki 1989 yılında Eğilmez’in ölümüne kadar devam edecekti.
Sinema yaşantısında, elbette yetmişli yılların ikinci yarısında çevirdiği Arzu Film yapımları önemliydi. Müjde Ar’ı Müjde Ar yapan filmler ise seksenli yıllara ait olanlar.
Özellikle de Atıf Yılmaz’ın çektikleri: Dul Bir Kadın (1985), Adı Vasfiye (1985), Ahh Belinda (1986), Asiye Nasıl Kurtulur (1986); ve Şerif Gören’in, Kır Gönlünün Zincirini (1980), Feryada Gücüm Yok (1981), Güneşin Tutulduğu Gün (1983), Gizli Duygular (1984) adlı çalışmaları.
Böylece Türk sinemasında “kötü kadınlar” dışında kimse “öpüşüp sevişmez, orasını burasını göstermez” kuralı yıkılmıştı. Kadınların sorunlarını anlatan ve sadece vamp kadınların değil her kadının cinselliğini yaşayabildiğini gösteren Ar, yeni bir sayfa açmıştı Türk sinemasında.
Filmlerinde cinselliği özgürce yaşayabilen veya erkek üstüne erkek ayartabilen rollerde oynasa da, aslında özel hayatında sayılı erkek girdi evine. İlişkileri uzun solukluydu, günü birlik değil. Bir yıl süren evliliğinin ardından sonra siyasetçi Ercan Karakaş’la kaderi birleşecek ve bugüne kadar da mutlu beraberliğini devam ettirecekti.Duruşu ve yaşam biçimiyle apapayrı bir örnektir Müjde Ar.
Müjde Ar , “Arabesk” (1988) sonrası uzun süre ara verdiği oyunculuk yaşamına, Başar Sabuncu’nun Yolcu (1994),Mustafa Altıoklar’ın Ağır Roman’ıyla (1997) devam etti. İkibinli yıllarıysa oldukça hareketli geçiriyor. Dar Alanda Kısa Paslaşmalar (2000), Komser Şekspir (2001), Eğreti Gelin (2005) hep ses getiren çalışmalardı.
Müjde Ar’ın oyunculuğunun en güzel yanı doğal olmasıdır şüphesiz. Seksi olmasının yanı sıra cesur ve sıcakkanlı bir kadındır. Bu özelliklere zekasını da ekleyince rakiplerine pek şans tanımadı. Annesinin öğütlediği gibi ne hırsız oldu ne de fahişe.
Sinema filmleri ve TV dizilerinin arkasından NTV’in Haydi Gel Bizimle Ol adlı canlı yapımında dobralığı ve müstehcene kayan laflarıyla farkını ortaya koydu. “Gazoz kapağımı Bedri açtı” özdeyişi ortalığı karıştırdı. “Evde çıplak gezdiğim için yörede kiralar arttı” lafı yalnızca bir gerçekliği dile getiriyordu. Canlı yayında doktor konuğuna “menopoza girmiş kadınların libidosunu arttıracak besinleri” sorarak da cesarette sınır tanımadığını gösterdi.
Paraya düşkünlüğüyle de söz ettirirdi kendisinden. Yıllar süren birikimine ve yatırımlarına rağmen hala borsada oynayan, inşaat ve emlak işleriyle uğraşan Müjde Ar birçok yakın arkadaşına finans danışmanlığı da yapıyor. Parayı sevdiğini saklamıyor kimseden.
Kuaföre para vermem, saçımı kendim boyarım diye övünüyor. Kuaföre vermediği o parayla da her ay hayvan barınağına bağış yaparak aslında cimri değil, parayı yerine göre harcayan tutumlu ve merhametli bir insan olduğunu gösteriyor. Kıyafetlerini semt pazarlarından alıyor.
En önemlisi halkın yanında olmak ve tabanında durmak sinema ve dizi çalışmaları hala devam eden sinemamızın cesur kadını Müjde Ar’a bizde başarılar dileriz.
*****