KOVADA GÖLÜ & ISPARTA
Şahika Öner Yazdı
Antalya’da yaşayamadığımız Sonbaharı, Akdeniz Bölgesi’nin Isparta ili sınırları içindeki Kovada Gölü’nde yaşamak üzere, Albedotrek yürüyüş grubuyla ekim sonu yola çıkıyoruz. Sık geldiğim bu bölgede bu mevsim ziyaret etmek bana yine çok güzel kareler sunacak. Sonbaharın bütün tonları gölün çevresini sarmış durumda, güneş içerisinde altın gibi parlayan yapraklar, mevsimin en güzel tablosunu bize hediye ediyor.
Kovada gölü karstik bir çöküntüyü kapsamakta olup, 15 km uzunlukta ve 2-3 km enindedir. Eğirdir Gölü’nün güneye devamı olan Kovada Gölü, aradaki dar bölgenin alüvyonlarla dolması sonucu ayrı bir göl haline gelmiştir. Jeolojik olarak tektonik bir polye olan göl, Eğirdir ve Beyşehir Göllerindeki gibi turkuvaz mavisi sularıyla göz doldurmaktadır. Kızılçam, kasnak meşesi ve çınar, milli parkın başlıca ağaç türleridir. Otsu flora bakımından da zengin olan milli park, sazan, tatlı su levreği ve ıstakozu türleri ile tilki, sansar, yaban domuzu, tavşan, sincap, kirpi gibi memeli hayvan türlerine ve ötücü kuşlara bünyesinde barındırmaktadır. Bu özelliklerinden dolayı 1970’de“Milli Park” niteliğini almıştır.
Kovada 1 ve Kovada 2 Hidroelektrik santralleri Isparta ve Burdur yöresinin gereksinim duyduğu elektriği sağlamaktadır. Elektrik elde edilirken gölün sularında düşüşler ortaya çıkmış ve bu olumsuz gelişme önlenememiştir.
Giriş kısmında göl hakkında bilgi veren, çevrede yaşayan hayvanlarında doldurup sergilendiği küçük ama sevimli tanıtım yerini geziyoruz. En fazla ilgi ayı içindi. Fotoğrafını çekmek için bayağı bekledim. Doldurulmuş hayvanları görmek beni üzüyor ama yapacağım bir şey yok maalesef!
Pazar günü olması dolayısıyla Kovada Gölü’nde birçok grup vardı. Piknikçiler ve balık tutanlar gölün tonları arasında bize değişik görsellikler sundu. En güzel yerlere kampçılar kurulmuştu. Zengin bitki örtüsü olan göl, kampçılık, doğa yürüyüşü, piknik, olta balıkçılığı fotoğrafçılık, manzara bakımından çok elverişli. Bilek boyu yapraklar arasında yürürken dalların göle doğru uzanan kolları adeta bir masal dünyası içerisinde olmanın güzelliğini taşıyordu. Birçok ağaç ve bitki altındaki tabelalar tanıtım amacıyla sık sık yolumuzun üzerine çıktı. Bu güzel ortamın tadını çıkarmak isteyen insanların yüzü mutlu tebessümlerle doluydu.
Patika yolları zapt etmiş kurumuş yapraklar, ayaklarımız altında çıtırdarken, bu sakin gölün etrafında adeta tabiatın müziğiyle bize eşlik etti. Göle doğru uzanan küçük köprüler üzerindeki manzara, bize sunulan en güzel karelerdendi. Doğal yaprak örtüsü üzerinde öğle yemeği yedik, güzel havanın manzara eşliğinde tadını çıkardık.
Akşamüstü yorgunluk çayını gölün kafeteryasında içtikten sonra, günün verdiği huzur, Sonbaharın güzelliğini tekrar yaşamak hayaliyle dönüş yolumuza koyulduk.
*****