
Merhaba Robotik Özgür Sanat!
Haber : Harika Ören
Paris, Grand Palais’da düzenlenen ‘’Artistes et Robots ‘’sergisinde kırk sanatçı, robotların yardımıyla ürettikleri işlerle bir araya geldiler. Beklenen oldu. Robotlar sanatın içinde yerlerini ediniverdiler.
Bu sergi, tüm izleyicileri, sanatçıların yarattığı çalışmalarla daha fazla zekaya sahip robotları denemeye davet ediyor. Eserlerle insan bedeni, bir araya gelerek uzay ve zaman uzamında sürükleyici, interaktif sanal dünyaya erişim sağlamakta. Toplumun giderek makineleşmesi, sanatçılar yapay zeka insan ve sanat eseri duruşunun yüzünün değişiyor olması deneyimleniyor. Robotik çalışmalara olan ilgi, robotla birlikte üretim, sergilemelerle yayılıyor.
Bu şaşırtan, heyecan veren, tehlikeli oyunda insanoğlu uzun bir tecrübeye sahip; tarih öncesi mağara duvarlarında başlayan bu oyunu, sanatçılar nasıl oynayacaklarını biliyorlar. Teknik çevrelerini harekete geçirerek gerçekleştirdikleri robotik işler gerçekten şaşırtıcı ve akılcı. Emin olun, hizmetlerini daha güçlü yazılımlarla destekleyecekler. Bu da işin özerkliğe daha fazla daha büyük bir boyut kazandıracağı, sonsuzluk ve etkileşim için binlerce şekiller üretilebileceği kısacası oyunu sürekli olarak değiştirerek yeni eserleri ortaya konabileceği demektir.
Artistes et Robots sergisinde, sonsuz yazılımların olanakları Optical Illusionlar sanata konu olunca; sergi, ziyaretçilerini sanat-sanatçı üzerine sorgulamaya tabi tutuyor. ‘’Robotlar sanatçının üstünde eserler ortaya koyabilirler mi? Hayal gücü sanatçınınsa, sanatçı mı yoksa robot mu eserin sahibi? Sanat eserinin anlamı içerik değiştirirken, sanatı yeniden tarif etmek gerekecek mi? ‘’ Robotik sanat platformu işte böyle deli sorularla karşımızda duruyor. Belli ki sanat artık eskisi gibi olmayacak.
Leonel Moura, oda büyüklüğünde tuval üzerine yatay olarak çizilen bir çeşit devasa devre üzerine, küçük robotların oluşturduğu soyut resimleriyle ilgili; “% 100 sanatçıyım, mühendis değilim. Robotlarıma bakın, her döndüğünde renklere tepki gösterirler. Bazı alanlar diğerlerinden daha fazla boyanır. Ben, robot yapıyorum ve onlar iş yapıyorlar. İlk makinelerimi yapay yaratıcılık hizmetinde yapay zeka kullanarak 2001 yılında oluşturdum.” Açıklamasını yapıyor.
Sensörlerle, dikey izdüşüm aynada vücudu sarıyor. Sürüklenen rakamlar içinde yürümek mümkün oluyor. Nicolas Schöffer tarafından Grand Palais’de sergilenen ilk “sibernetik heykel” ile tanışıyoruz. Miguel Chevalier’in hayali çiçeklerinden oluşan sanal bahçeye giriyoruz. Sorun yok, sıkıldığımızda bahçemizi yeni çiçeklerle renklendiriveririz. Yaşasın robotik Sanat!
Karşımızda sanatçılar tarafından yapılmış işler var ama sanki teknisyenlerin işleri gibi duruyorlar. Amaç, sanal gerçekliği artırılmış, yapay zekayı insan zekasıyla yönlendirmek; sonucunda toplumda parıldamak olsa da kavram kargaşası yaşanıyor. Yeni teknolojiler, yeni tartışmalara gebe kalıyor. Akıllardaki deli soruların sayısı artıyor. Uslubu makine tarafından taklit edilen ressam mı, ressamın eser yapımını kolaylaştıran programcı mı? Telif hakkı kime ait olacak? Bilgi-işlem ve otomasyonun gelişimiyle ortaya çıkan yapay zeka, yaratıyı kolay kılarken; iktisadi ve toplumsal bir sorun olarak önümüzde duruyor.
Artık çocuklarımızın evimizin duvarlarını boyamasına gönül rahatlığıyla izin verebiliriz. Sanal gerçeklik sayesinde kir yok! Fırçayı bir robot tutuyor.
Merhaba Robotik özgür sanat!
*****