Lilith, Havva ve Anneler Günü
Harika Ören Yazdı
Adem ve ilk eşi Lilith eşit yaratılmışlardı.
Cennette mutlu bir biçimde yaşıyorlardı. Ancak Adem, bu birliktelikte her konuda söz sahibi olmak istedi. Lilith ikisininde topraktan yaratıldığını ve eşit olmaları gerektiğini savundu. Adem ise, kendisini gökyüzüne, Lilith’i ise ürün veren bereketli topraklara yani yeryüzüne benzeterek Lilith’in ona biat etmesini istedi.
Lilith , Adem’in altında olmak istemedi. Bunu aşağılayıcı buldu. İsyankâr bir tavırla Tanrı’nın söylenmesi yasaklanmış olan adını üç kez tekrar ederek, ortadan kayboldu. Otoriteye ve ataerkilliğe karşı çıkan ilahi leydi Lilith, feminist kadın arketipi olarak karşımıza çıkar. Hikâye burada bitmez elbette ama biz Lilith’i gittiği yerde bırakalım.
Bu kez Adem’in kaburga kemiğinden Havva kendisine eş olarak yaratıldı. Havva, Adem’e biat etmeyi, onun altında kalmayı kabullendi. Mutlu mesut yaşayıp giderlerken Havva yılana-şeytana kandı ve Adem’le yasak elmayı yediler. İlk defa utanma duygusuyla tanışarak, Cennet’ten kovuldular. Biat eden bir varlık aklını kullanamaz, dolayısıyla bilge olamaz çünkü kendini geliştiremez. Çabuk kanabilir. İşte bu yüzdendir ki Lillith ‘’bilge kadın’’’arketipinin temsilcisidir. Lilith ne olacağını ve ne olmayacağını bilerek Adem’e boyun eğmemiştir.
Eril otoriteye boyun eğmeyen, Tanrı’yı ve Tanrı’nın adını bilen, göğe ilk yükselen dişi Lilith’tir. Havva yasak elmayı yemiş, ölümlü olmuştur ancak Lilith ölümsüzdür.
Kadınlar! Anneler! Siz Havva mısınız? Yoksa Lilith mi? Ya da Havva olarak başladığınız yaşamınıza farkındalıklarınızla buluşup Lilith olarak devam edenlerden misiniz? Kızlarınızın, çocuklarınızın yaşamları üzerinde Havva etkisi mi, Lilith etkisi mi bırakacaksınız?
Yarın Anneler Günü’nü kutlayacağız ya, istedim ki kendimizi sorgulayalım.
Kutlamak gönül almak elbette çok değerli ama bu özel günde kadınları dinlemek-anlamak çok daha bir önemli! Dünya Anneler Günü’nün en büyük sorunlarından biri; Kadınların Öldürülmesi ve Çocuk Tacizleri’dir. Hemen ardına ekonomik koşulların zorluğunu ekleyebiliriz.
Kadınlar ayakları üzerinde durma konusunda ehil oldukça, kanuni haklarını öğrendikçe eski köyün adetleri sarsılıyor. Ataerkil sistem etkisini yitiriyor. Eğitim almış, bilen kadın, baskı, haksızlık ve şiddete boyun eğmiyor. Saklamıyor. Hesabını soruyor. Evliyse boşanmak, nişanlıysa ayrılmak istiyor ama Öldürülüyor! İşte, Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesi tam da burada kadınlar için çok büyük önem taşıyor. Kadınlar bu konuda birleşiyorlar ve sözleşmeye sahip çıkıyorlar.
Bu farkındalıkla acil olarak kanunlarımızda düzenleme yapılmalı ve Kadın cinayetleri Terör Eylemi statüsüne alınmalıdır. Çocuk tacizlerine verilen cezalar da arttırılmalıdır.
Ülkemizde son yerel seçimler bünyesinde siyasette yer alan kadın sayısının arttığını görmekteyim. İş hayatında daha fazla kadın istihdamı gerçekleşiyor. Çoğalarak geliyorlar. Biliyorlar, çağdaş yaşam, eğitimli-çalışan Kadınlarla gelecek. Kadını ve çocuğunu koruyamayan yönetimler, değişecek!
Anneler Günümüz kutlu olsun.
8 Mayıs 2024 İzmit
****