“Yeraltının Kapıları” Yerebatan Sarnıcı’nda

“Yeraltının Kapıları” Yerebatan Sarnıcı’nda

Haber : Eyüp Büyükbostancı 

Fotograflar : Şaheste Günday – Eyüp Büyükbostancı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İBB Miras, İBB Kültür ve Çek Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu işbirliğiyle düzenlenen “Yeraltının Kapıları – Geçiş ve Yansıma ile Mekâna Dokunma; Vlastimil Beránek” sergisi, Çek heykeltıraşlar Vlastimil Beránek ve Jaroslav Prošek’in kristal heykellerinden oluşan özel bir seçkiyi Yerebatan Sarnıcı’nın büyülü atmosferinde Sanatseverlerin beğenisine sunmaya devam ediyor.

1 Ağustos‘ta Yerebatan Sarnıcı Müzesi‘nde açılan Çek Sanatçılar, Vlastimil BERÂNEK ve Jaroslav PROŠEK‘in Kristal Heykel Sergisi, bugün düzenlenen bir Kokteylle Basın Mensuplarına gezdirildi.

Kokteylde sergi küratörlerinden Dr. Murat POLAT (diğeri Miroslav KROUPA) açılış konuşmasını yaptı. Serginin bu büyülü alanda açılmasının önemine değindi.

Dr.Mahir Polat, Yerebatan Sarnıcı‘nın karakteri ve kalitesi çok yüksek bir mekan olduğuna işaret ederek, “O yüzden mekanın bize sunduğunun çok ötesinde bir potansiyeli var. Mekanı zorlamadan ama koşulları zorlayarak ilerletebilmek gerekiyor” değerlendirmesini yaptı.

Kokteylden sonra, İBB Kültürel Diplomasi Direktörü, Küratör Ozan ŞAKAR‘la sergi turu yapıldı. Ozan ŞAKAR, sergide yer alan 23 yapıtı tanıtırken “Medusa“ya da vurgu yaptı.

30 Kasım 2024 tarihine kadar sürecek Sergide, Yerebatan Sarnıcı Müzesi‘nde suyun içine yerleştirilen kristal heykeller izlenebilir.

Yerebatan Sarnıcı Hakkında

Yerebatan Sarnıcı, 6. yüzyılda, Doğu Roma İmparatoru I. Justinianus tarafından inşa ettirildi. 80 bin tonluk su kapasitesiyle zamanında durgun bir derya gibi olan tarihi sarnıç, Latincede “Cisterna Basilica” olarak adlandırılıyor.

Günümüzde Bazilika Sarnıcı olarak da anılan yapı, suyollarından ve yağmurdan elde edilen suyu, imparatorların ikamet ettiği Büyük Saray ve çevresindeki yapılara dağıtarak yüzyıllar boyunca kentin su ihtiyacını karşıladı. Şehrin en büyük kapalı sarnıcı olan Yerebatan Sarnıcı, içinde toplam 336 sütunu barındırıyor. Bu sütunların çoğunun, daha eski tarihli yapılardan toplandığı tahmin ediliyor.

Yaklaşık olarak 10.000 m² alanı kaplayan sarnıç, İstanbul’un 1453 yılında Osmanlılar tarafından fethinden sonra bir müddet daha kullanıldı. 16. yüzyılın ortalarına kadar Batılılar tarafından fark edilmeyen yapı, 1544-1555 yılları arasında İstanbul’da yaşayan bir doğa bilimci ve topografya uzmanı olan Petrus Gyllius tarafında yeniden keşfedildi.

Osmanlı’da ilk kez III. Ahmet döneminde, II. Abdülhamid döneminde ise ikinci kez onarım gören Yerebatan Sarnıcı, ilerleyen yıllarda da onarımdan geçmeye devam etti.1955-1960 yıllarında sarnıcın kırılma riski altındaki 9 sütunu kalın bir beton tabakasıyla kaplandı.

1985-1987 yılları arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin gerçekleştirdiği kapsamlı onarım çalışmalarında, Yerebatan’ın en önemli simgesi olan Medusa başlı kabartmalı bloklar keşfedildi. İBB tarafından müze olarak ziyarete açılan yapının tarihindeki en kapsamlı restorasyon ise İBB Miras tarafından gerçekleştirildi.

22 Temmuz 2022 tarihinde yeni nesil bir müzecilik anlayışıyla yeniden kapılarını açan Yerebatan Sarnıcı Müzesi; geçici sergiler, çağdaş sanat gösterileri ve kültür sanat etkinlikleriyle ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor.

****

Önceki

12 Eylül 2024 Perşembe Günün Sergisi

Sonraki

13 Eylül 2024 Cuma Günün Sergisi

Yorum yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Popüler Yazılar