AT İLE EŞEK Hikayesi – Öykü

AT İLE EŞEK – Öykü

M. Demirel Babacanoğlu Yazdı

Çiftçinin biri eşeğe çok, ata azıcık yük yüklemiş, değirmene gidiyorlarmış. Eşek, üzerinde yük çok olunca yorulmuş, yokuşları çıkamaz olmuş.

Ata seslenmiş:

“At kardeş, benim yüküm çok ağır, birazını sen taşısan ne olur? Bana yardım et.”

At, yanıtlamış:

“Ben soylu bir hayvanım, öyle çok yük taşıyamam, sahibimi bindirir gezdiririm, benim işim bu” demiş.

Eşek boynunu bükmüş.

“Unutma ki biz akrabayız, akrabalar birbirine yardım eder.”

“Hayır” demiş at, nerden akraba oluyoruz, anam babam soylu, dedem, dedemin dedesi de soylu; insanlar bizim için şecere tutuyorlar, inanmazsan bak… Soylu bir at çok yük taşır mı? Koşuya gider koşuyu kazanır, sahibini taşır aferin alır… Şeker, kuru üzüm, ceviz, fındık içi yedirirler bize, sana da arpa saman…”

“Eşek, biz onları yemesek de eşekliğimizi biliriz, senin soyunda bizler olduğunu neyi bilmiyorsun. Çok yanılıyorsun bu konuda, geçenlerde sizin kısraklarla bizim eşek çiftleşmedi mi? Doğacak yavru bizim soydan olmuyor mu?”

At, kem küm etmiş “Ama demiş, o bizim işimiz değil, insanlar böyle bir şey düşünmüşler, bizi birleştirmişler, ben ne yapabilirim?”

“Yapacağın çok bir şey yok, yükümün birazını alacaksın o kadar…”

“Öyle de olsa, alamam, ben soyluyum. Soyuma leke süremem, sürdüremem!”

“At kardeş bak” demiş eşek, “Benim dermanım kalmadı, şu yokuşu ya çıkarım ya çıkamam… o zaman olan sana olur.”

“Bana ne” demiş at, “İster çık ister çıkma!”

“Yapma, etme, at kardeş… Sen de zorda kalırsan ben de sana yardım ederim… hayvanlığın gereği bu değil mi?”

“Yoookkk” demiş at, ben soyluyum… Soyluluğa yakışmaz bu gibi işler, sonra diğer kardeşlerim ne der bana?.”

Eşek kızmış:

“Soyun batsın, hayvan hayvana yardım eder, ne biçim hayvansın sen? İlle de soyluyum diye tutturuyorsun, soyun batsın…”

Buna karşın at yine de inat etmiş, soyluluğundan ödün vermemiş.

“Olmaz” demiş, “Olmaz, ben soysuz bir eşeğe yardım edemem! Eşek eşekliğini bilecek… At, atlığını.”

Eşek, öyle zor durumda kalmış ki, ıhlaya tıslaya yokuşu çıkıyormuş…

“Görüyorsun ya halimi, acı bana at kardeş…” diye yalvarmış.

“Hayır” demiş at, “Nerden kardeş oluyoruz, ben soylu olduğumu söylüyorum neden anlamıyorsun?”

“Nerden soylu oluyorsun, sizin kısrakla bizim eşek birleşiyor, soyunuz bozulmuyor mu, at oğullarının soyunda bizim eşekler var. Sen bunları öğrenmemişsin… Biraz çalış, diğer atlara sor…”

“Yok” demiş at, “ben anlamam öyle işlerden, ben soyluyum o kadar!”

Bu sırada bir uçurumdan geçiyorlarmış… At rahat geçip gitmiş ama eşek sendelemiş, yuvarlanmış uçuruma, zavallı eşek büyük yaralar almış, ayakları kaburgaları kırılmış, boynu dönmüş, can çekişerek kalmış orada…

Sahibi eşeğin yükünü de ata yüklemiş… Yükü iyece ağırlaşan atın aklı başına gelmiş…

“Eşek haklıymış” demiş içinden.

Eşek can çekişirken bağırmış: “Ben sana demedim mi başına gelecekleri, inat ettin yükümün birazını almadın, sahibimiz bana acımadı, sana da acımıyor şimdi. Bütün yükyeri sen taşıyacaksın… Hani nerede kaldı soyluluğun?

At ıhlıyarak; “Haklısın eşek kardeş, bu hiç aklıma gelmemişti… Şimdi senin yükünü de ben taşıyorum, bakalım ne olacak?”

Eşek uçurumdan seslenmiş “Ne olacağı yok taşıyacaksın! Ama sana öğüt vereyim ölmeden önce;

YARDIMLAŞMAYI UNUTMA”

*****

Önceki

11 Eylül 2018 Salı, Günün Sergileri

Sonraki

12 Eylül Çarşamba, Günün Sergileri

Yorum yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Popüler Yazılar