ARİF NİHAT ASYA

ARİF NİHAT ASYA

M. Demirel Babacanoğlu Yazdı

Asıl adı Mehmet Raif; Ziver ile Fatma Zehra’dan 7 Şubat 1904’de İstanbul-Çatalca-İnceğiz Köyü’nde doğdu. 07 günlükken babası öldü. Dedesi yanına aldı. ÜÇ yaşındayken  Annesi, Osmanlı  ordusunda subay olan Filistinli Abdürrezak efendi ile evlendi; bir yıl sonra Filistin’e gittiler.

Mehmet Arif dört yaşında köylerinin okulunda abece öğrendi. Sonra Öncülü Köyü’ndeki amcası Yüzbaşı Mehmet Fevzi, yiğenini yanına aldı. Önçülü Köyü’nde okudu. Amcası ailesiyle İstanbul’a göçünce Mehmet, bazen halasının, bazen babasının amcası Recai Bey’de kaldı. Halası Gülfem Hanım 1911’de  yeğenini Yusuf Paşa’daki Gülşen-i Maarif Rüştiyesi’ne gönderdi; 1916’da bitirdi.

Okul Müdürü Ali Bey yardımıyla parasız yatılı Bolu Sultanisi’ne girdi. Birinci devresini burada, ikinci devresini Kastamonu Sultanisi’nde (Lise) 1921’de bitirdi. Resimle uğraştı. Açıkgöz gazetesinde, Gençlik dergisinde şiirleri yayınlandı.

Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati’nin özendirmesiyle Kastamonu’da yazdığı şiirlerini Heykeltraş kitabında yayınladı.

1924-25 öğretim yılında İstanbul Yüksek Muallim Mektebi  (Öğretmen Okulu)’na yazıldı. İstanbul Postanesi’nde, Anadolu Ajansı‘nda iş buldu, çalıştı; gece bültenini yayınladı… 1926-27 Öğretim yılında okulun edebiyat kolunu bitirdi. 1928 yılında Adana Erkek Lisesi  öğretmenliğine atandı, ama göreve başlamadı. Aynı Lisenin Edebiyat Kolu öğretmenliğine verildi. 28 Şubat- 30 Nisan 1930 arasında müdür yardımcılığı yaptı. (Bu arada Yastığımın Rüyası adlı ikinci kitabı yayınlandı.) 09 Eylül 1942’ye kadar çalıştı. Kız Muallim Mektebi Edebiyat (Öğretmen Okulu) öğretmenliğine atandı.

Fransızca öğretmeni Hakkı Mahmut’un önerisyle Mevlevi Dedesi Ahmet Remzi Akyürek’le tanıştı el alır Mevlevi şeyhliğine yükselir. 15 Mayıs 1934’te asker oldu. 15 Ekim 1943’te teğmen olarak bitirdi.

Soyadı yasası çıkınca “Asya” soyadını aldı. Ayetler şiiri kitabı yayınlandı. Halkevi Görüşler dergisinin yazıişleri müdürlüğünü üstlendi. 4. Sayıdan 45 ‘inci sayıya kadar yönetti.

İstanbul-Suadiye’de oturan tanınmış bir ailenin kızı Hatice Semiha ile evlendi. Reha Uğur, Kemal Koray adlı çocukları oldu. 1941 sonlarında ilk eşi Hatice Semiha Hanımdan ayrıldı. Oğulları anneye verildi. Adana Erkek Lisesi Kimya öğretmeni Servet Akdoğan’la 04 Aralık 1941’de evlendi. 33 yıl süren bu evlilikten Fırat, Murat adlı çocukları oldu.

11 Eylül 1942’de Malatya Lisesi müdürlüğüne atandı.. Bakan Hasan Ali Yücel’e ters düştü, 30 Nisan 1943’te müdürlük görevine son verildi.

İkinci Dünya Savaşı çıktı, askere alındı. 15 Ekim 1943’e kadar askerlik yaptı. Sıtmaya yakalandı, iyileşti. 06 Kasım 1945’te Adana Erkek Lisesi edebiyat öğretmenliğine atandı. Aynı yıl Kanatlar ve Gagalar; Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor şiir kitapları yayınlandı. Adana gazetelerinde, dergilerinde yazdı.

Annesi-Üvey Babası 1948’de Adana’ya geldi, görüştürler. Edirne’ye atandı. Burası çok soğuk olduğundan 18 Mayıs 1950’de ayrıldı. Annesi-eşi Beyrut’ta döndüler; birkaç ay sonra annesinin ölüm haberi geldi.

1946’da DP listesinden bağımsız saylav adayı olmuşsa da aldığı oy seçilmeye yetmedi. 22 Mayıs 1950 seçimlerinde Seyhan (Adana) saylavı olarak seçildi, görevine başladı. Siyasanın yanlışlarını gördü, kendi partisine bile sert çıktı. 14 Mayıs 1954’te partiden, siyasetten ayrıldı. Aynı yılın 27 Mayıs’ında Eskişehir Lisesi edebiyat öğretmenliğine atandı. Sonra, 04 Eylül1955’te Ankara Lisesi edebiyat öğretmenliği görevine verildi. Bakanlık kararıyla 06 Ekim 1959’da Kıbrıs-Lefkoşe edebiyat öğretmenliğine gönderildi. Kıbrıs Rübaileri kitabı yayınlandı. 06 Şubat 1952’de emekli oldu. Ölümüne kadar (08 Ocak 1975) on sekiz yapıtı yayınlandı.

Adana’da, Kalem, Asya dergilerinde yazdı. Başak, Görüşler dergisinde görev yaptı. Nisan 1966’da Arkadaşlarıyla Defne dergisini çıkardı. 1968’de Bulgaristan, Yuğoslovya, Avusturya, Macaristan, Almanya, İsviçre gezisine çıktı. Dönüşte Avrupa’dan Rübailer kitabını yayınladı.

Sigara düşkünüdür. Ölümünden bir gün önce dört paket sigara içer. Son olarak Beş Ocak şiirini, 05 Ocak 1975, saat 21.10’da tamamlar. Öğrencilerinden Aydın Gün, Adana’nın kurtuluş bayramında okur.

Şair, 8 Ocak’ta Ankara Yeni Mahalle Karşıyaka Mezarlığı‘nda toprağa verilir.

Mezar taşına şöyle yazılır:

Bayrak Şairi Mehmet Arif Asya- 5 Ocak 1975, ruhuna Fatiha. Canımızdan/ Aziz varlığımızdın/ Hayatını/ Uğruna harcadığın/ Eserlerin/ Daima yaşayacaktır/ Müsterih uyu- Evlatların Son yıllarını yalnızlıkla geçirdi. Dotlarının neden gelmediklerini sorup durdu!

Dostları, ölümünden sonra dostları hayıflandılar, çok yazılar şiirler yazdılar.

Çocukluğu gençliği savaş yıllarında zorlukla geçti. 7 günlükken babası öldü. 3 yaşındayken annesi bir Filistinli ile evlendi. 7-8 yaşlarında köyünden ayrıldı. 12 yaşında bir dış kentte yaşadı. Yaşamı iyi geçmedi. Devlet korumasında, yatılı okullarda kalması da bir hüzün yumağıdır.

Bu durum şiirlerine de yansır.

”…/ olmasaydı beni düşünün bir kız/ Ve siz olmasaydınız/ Varlığımı toprağa sererdim anneciğim/…” (S. 58)

Bir başka şiirde de şöyle diyor:

“… Yalnızım ağlıyorum/ Gülmeye küskünüm/…” (s. 61)

İkinci eşi Servet Hanımı çok sevmektedir. “Sevabın da günahından güzeldir” der ona.(s.86)

Vatan sevgisi devlet sevgisi ağır basar. Turancıdır. (s.90) Hiçbir partinin adamı olmamıştır.(s.98) Her insanla dost olmayı başarmıştır. (s.100) 33 kitabı yayınlanmıştı, 22’si şiirdir. Yaşamı boyunca 82 yazı yazmıştır.

Heykeltıraş, Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor, Rubiyat, Kökler ve Dallar, Emzikler Dualar, Ayetler, Top Sesleri, Terzi, Sevgi Meiktupları “ kitaplarından bazılarıdır.

Gelelim Bayrak şiirine:

Yıl 1940, 5 Ocak; Milli Eğitim Müdürlüğü 5 Ocakla ilgili şiir yazılması için okullara bir yazı gönderir okullara. Adana Erkek Lisesi’ne de gelir yazı. Okul Müdürü, Arif Nihat Asya’yı görevlendirir. Asya dört öğrenci seçer kütüphanelerde araştırma yaptırır, örneği bulunmayan şiirler olsun der. İki kez araştırma yaptıkları halde istenen şiir bulunamaz. Asya karar verir şiiri yazmaya.

Dört Ocak sabahı şiir çıkmıştır. Törende Aydın Gün okur(*)

BAYRAK

Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü

Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,

Işık ışık, dalga dalga bayrağım!

Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım

*

Sana benim gözümle bakmayanın

Mezarını kazacağım.

Seni selamlamadan uçan kuşun

Yuvasını bozacağım.

*

Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder…

Gölgende bana da, bana da yer ver.

Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar:

Yurda ay yıldızının ışığı yeter.

*

Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün

Kızıllığında ısındık;

Dağlardan çöllere düştüğümüz gün

Gölgene sığındık.

*

Ey şimdi süzgün, rüzgarlarda dalgalı;

Barışın güvercini, savaşın kartalı

Yüksek yerlerde açan çiçeğim.

Senin altında doğdum

Senin altında öleceğim.

*

Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:

Yer yüzünde yer beğen!

Nereye dikilmek istersen,

Söyle, seni oraya dikeyim!

Ocak 2024, Adana

—–

(*).Opera sanatçısı, kurucusudur.

Daha geniş bilgi için bakınız: Saadettin Yıldız-Arif Nihat Asya’nın Şiir Dünyası, 671 s., MEB y., 1997, İstanbul

****

Önceki

GESAM Başkanlığına  Gülşen Doğan Yeniden Seçildi

Sonraki

Yeni Ana Dergisi Toplantısı Yapıldı

Yorum yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Popüler Yazılar