CASUSLUK ZOR MESLEK
“Kara Torba Operasyonu”
Anibal GÜLEROĞLU Yazdı

Casusluk… Tarihten bu yana var olan ve kurguların da gözde konuları arasında yer alan ‘Casusluk’ nedir? Farklı kimliklerle gizli görevlere gitme sürecinde birilerini gözetlerken yalan hayatlar yaşama mesleği mi? Yoksa dünyadaki hiçbir şeyin tesadüfen gerçekleşmediğini düşünen sezgisel zekayla, karmaşık bürokrasinin harmanında icra edilen sinsice bilgi edinme faaliyeti mi? Ya da İngiliz şair George Herbert’ın ‘Casuslar, Prenslerin kulakları ve gözleridir’ sözüyle paralel birilerinin ikbali için kolayca harcanabilir piyonlar olmak mıdır?
Gerçek şu ki; ‘Casusluk’ her ne şekilde tanımlanırsa tanımlansın özünde güvensizliği, yalnızlığı, kimliksizliği, duygusuzluğu, ihanetleri ve hayati tehlikeyi barındıran zor meslek. Öte yandan kimilerine heyecan verici ve büyüleyici gelen… Her türden hikayelerle insanlara aksiyonlu kurgusal eğlence yolculuğu yaşatmaya müsait olan casusuluğun gerek edebiyat gerekse sinema dünyasının baş tacı olduğunu da unutmayalım. Nitekim ‘Görevimiz Tehlike, Jurassic Park’ gibi yapımların senaristi David Koepp ile Akademi ödüllü yönetmen Steven Soderbergh ikilisinin beyazperdeye taşıdığı ‘Kara Torba Operasyonu’ da bu merakın güzel bir ürünü!

CASUSLARIN SADAKAT SINAVI
‘Casusluk zor meslek’ dedik ya… Değişen dünya düzeni ve yaşanan teknolojik gelişmeler ortadayken ‘Casusluk’ mesleğinin bir değeri kaldı mı diye düşünen çıkacaktır elbet. Lakin en basitinden günümüzde cep telefonları büyük casusluk ağı haline gelmiş olsa dahi, casusluğu meslek edinen insanların bu alandaki varlıklarının her daim önem taşıyacağına kimsenin kuşkusu olmasın. Çünkü hiçbir teknolojik gelişim casuslukta insanların yaptığı yönlendiriciliği yapamaz.
Hani ‘Gülün Adı’ romanıyla dünyaya adını duyuran Umberto Eco ‘İyi bir casusun ilk görevi; aralarına sızdığı kimseleri casus diye ele vermesidir’ diyor ya ‘Foucault Sarkacı’ kitabında… İşte o hesap!
Bu saptamanın ardından Britanya’nın sıkı korunan Ulusal Siber Güvenlik Merkezi‘nde (NCSC) seçkin bir operatör olarak çalışan George ile kurumun güçlü-güvenilir ajanlarından olan eşi Kathryn arasında yaşanan casusluk dramasın gelecek olursak…

Tutkunun-sadakatin aldatma ve ihanetle iç içe geçtiği başdöndürücü bir casusluk hikayesi anlatmaya soyunan ‘Kara Torba Operasyonu’, casus çiftin evliliklerine odaklanıp oradan ‘Aşk mı, iş mi’ sorgusu yaratarak çift taraflı casus arama operasyonu duygusallıkla geliştiren bir içeriğe sahip.
‘Her şey hakkında yalan söyleyebiliyorsan, herhangi bir şey hakkında gerçeği nasıl söylersin’ mantığıyla iki casusun güvene ve sadakate dayalı bir birliktelik yürütmelerindeki zorluğu masaya yatıran senaryo gizlilik kriterinin arkasına saklanma avantajını vurgulayıp bunun aldatmalarda en kolay bahane olduğunun da altını çiziyor. Nitekim George ve Kathryn arasındaki evlilikte paylaşılamayan gizli bilgilerin üstünü örtmek için kullanılan benzetme ‘kara torba’. Konu ‘kara torba’ya atıldı mı bir daha konuşulmaz, sorgulanmaz.

Şüphelileri aynı masa etrafında toplayıp gözlemlemek isteyen George’un evindeki etkileyici yemek sahneleriyle başlangıcını ve bitişini yapan ‘Kara Torba Operasyonu’, Severus denilen bir yazılımın çalınmasıyla bağlantılı görülen beş kişilik listenin George’a verilmesiyle giriyor konuya. Görevi, içinde karısının da adının yazılı olduğu bu listedekileri araştırıp kimin hain olduğunu bulmak.
Böylece ihanet ve güven kavramlarını incelemeye olanak sağlayan bu süreçte casusuluk mesleğine, birbirlerine verdikleri söz kadar bağlı olan iki insanın sükuntle gerilimi buluşturan ‘av-avcı’ aksiyonu başlıyor. Bir yanda yalnızlıktan hoşlanan ve sakin görüntüsüyle duygularını maskelemeyi çok rahat başarıp suçluyu bulmak için ‘Doğruluk mu cesaret mi’ oyununu kurarken çok sevdiği karısına tam odaklanamayan George… Diğer yanda kocasından çok daha rahat davranışlar sergileyen, iç dünyasındaki kırılganlığı bu rahatlıkla maskelemeye çalışan ve her şeye rağmen George’un aşk destekli korumacılığında destek arayan Kathryn…

Özetle; Kathryn ve George’un yanı sıra listede adı olan yakın dostları Freddie ve sevgilisi Clarissa… Şirket için çalışan ve bu dünyanın sırlarını merak ederek danışanlarıyla ilgilenen Dr. Zoe gibi karakterlerle elini güçlendiren ‘Kara Torba Operasyonu’ sıra dışı bir köstebek bulma öyküsü. Bunların ötesinde başarılı kurgusu, renk ve müziğin doğru kullanımıyla kurgunun etkileyiciliğini artıran atmosferi, Londra ve Zürih tercihiyle casuslar dünyasına daha gerçekçi yaklaşılacağı bilinci, aksiyondan ziyade dopdolu yazılmış diyaloglara dayalı içerik mantığı ve boş boş izlemek yerine karakterlerin davranışlarını sorgulamaya iten felsefi derinliğiyle seyirciyi içine çeken bir iş!

SONUÇTA; İki casus özel yaşamlarında birlikte olursa ne olur? İki taraf da birbirinin bildiklerini bilir… Hangi hamleleri yapacaklarının farkında olur… Ve birbirlerini gözlerken bazı şeyleri bir daha asla konuşmazlar. Peki ya eşlerden birinin son derece değerli bir şey çalan ‘hain’ olduğu iddia edilirse… Evlilikle diğer her şey arasında bir tercih yapmak gerekirse… Taraflar nasıl davranır? Evlilik, casusluk mesleğinin zayıf noktası olarak yapılması gerekenlerin önünü mü keser yoksa hayal bile edilemeyecek derecede büyük zarar oluşturan köstebeği yok etme operasyonunun gereğini rahatlıkla yapabilir mi? Gerçekten de zor bir ikilem.
Hal böyleyken her şeyin belirsizlikten ve bulmacadan ibaret olduğu casusluk dünyasında aynı mesleği yapan iki insanın bu şartlar altında mutlu bir yuva kurmalarındaki ikilemin zorluğu görmek için ‘Kara torba’ olayı yeter de artar bile.
‘Casusluk zor meslek’ diyerek başladığımız yazımızı Umberto Eco’dan alıntıyla noktalayalım… ‘İnsan bir kez kuşkuya kapılmaya görsün, hiçbir ip ucunu göz ardı edemez artık’.
guleranibal@yahoo.com
www.x.com/guleranibal
****





