AİLE olayına ‘HIZLI ve ÖFKELİ’ bakış

AİLE olayına ‘HIZLI ve ÖFKELİ’ bakış

Anibal GÜLEROĞLU Yazdı

Hayattaki en değerli şeyimiz nedir diye sorsak… Cevapların çoğunun ‘Aile’ olacağı muhakkak. Zira çekişmeler yaşansa bile aile, insanın geçmişten edindiği ve geleceğe bırakacağı en önemli miras. Tabii bu mirası sevgi ve dürüstlükle taçlandırmak da önemli. Hal böyleyken kenetlenmiş bir ailenin insanlık için anlamı daha da değer kazanmakta.

Öte yandan insanların en zayıf taraflarının, düşmanla mücadelede elini güçsüzleştirebilecek faktörün aile olduğu gerçeğini de unutmamak lazım. Nasıl ki ‘Düşmanına büyük bir kötülük etmek istiyorsan, ona ailesi içindekiler arasında bir seçim yapmak zorunda kalmasını dile’ der bir Korsika atasözü.

İşte 2001 yılından günümüze uzanan ve global bir sansasyon yaratan ‘Hızlı ve Öfkeli’ ailesi tam da bu söz doğrultusunda bir içerikle çıkmakta karşımıza.

Hızlı ve Öfkeli’ müdavimleri bilir… Sokak yarışlarından soygunlara ve casusluğa evrilirken, hızlı arabaların ağırlıkta olduğu heyecanlı aksiyonuyla seyirci kitlesini oluşturan serinin her bölümünde üstünde durulan en önemli tema, ‘Aile’ olmuştur! Dolayısıyla ‘İnanç’ kavramını da öne çıkartmayı ihmal etmeyen serinin finaline gidilirken de içeriğin temel taşı ve gelişimi aile olayıyla yapılmakta.

Biz de bu doğrultuda yolun sonunu başlatan ‘Hızlı ve Öfkeli 10’ ya da daha havalı adıyla ‘Fast X’ filmini içeriğindeki aile mantığına ağırlık vererek değirlendirmeyi tercih ettik. AİLE olayına ‘HIZLI ve ÖFKELİ’ bakışta neler var derseniz… Buyurunuz.

KAN DAVASINI ‘AİLE’ YENEBİLİR Mİ?

Babadan oğula miras kalan ‘kan davası’ ve öç alma dürtüsü ailelerin en büyük belası! ‘Yiğitlik intikam almak değil tahammül etmektir’ dese de William Shakespeare, olan bitende kendi paylarına düşen hatayı görmezden gelip sorumluluğu ve suçu karşı tarafa yüklemeyi seçenler maalesef intikam almayı yiğitlikten saymakta.

Nasıl ki, ‘Hızlı ve Öfkeli’ efsanesiyle özdeşleşen Dom Toretto (Vin Diesel) ve ailesi de serinin final bölümünde kendini tek amacı intikam almak olan birinin hedefinde. Kısaca özetelersek…

Aile sevgisinden daha güçlü bir şey yoktur. Ama bunu nefrete ve kine dönüştürürsen daha tehlikelisi yoktur’ diyen ve babasının ölümüne sebep olan küçük kardeş Jacob ile Dom’u karşı karşıya getiren dokuzuncu bölümün ardından gelen ‘Fast X’, 10 yıl öncesinden yapıyor açılışını. ‘Bir babanın oğlu için yapmayacağı şey yoktur’ derken bunu, inşa edilen imparatorluğun babadan oğula geçme söylemiyle sürdüren açılış, Dom ve ailesinin, Brezilyalı uyuşturucu kralı Hernan Reyes’in kasasını çalarak onun krallığını yok etmesini, 2011’deki ‘Hızlı ve Öfkeli 5’den sahnelere yer vererek geçmişle bağlanıyor. Böylece babasının miras söylevini dinlerken bu yaşananlara tanıklık eden Reyes’in oğlu Dante’nin (Jason Momoa) kan davası üstünden yol alacağını da aktarıyor.

Son 12 yılını Dom ve ailesinden intikam alıp tüm öfkesini dünyaya yayma planları yaparak geçiren Dante’yi, geçmişin anılarıyla sahneye çıkarmanın ardından günümüze gelerek başlangıcını yapan film, oğluna drift atmayı öğreten Dom’un evindeki aile yemeği atmosferine sokuyor bizi ilk etapta. Bu atmosferde ailenin geçmişine saygı duruşu yapmanın ardından aile, Roman’ın liderliğinde son bir Roma görevine yelken açarken kan davası güden Dante’nin zekayla geliştirdiği öç alma planı da devreye giriyor. Tabii sürekli sevdikleri arasında tercih yapma durumunda bırakılan Dom da bu planın merkezinde buluyor kendini.

Durum böyleyken müzikle-görsellikle desteklenen ‘Hızlı ve Öfkeli’ aksiyonunu aile bağlarıyla harmanlayarak aktaran ve Roma’dan Londra’ya, Rio de Janeiro’dan Antartika’ya uzanan filmin devamını sinemaya bırakıp içerik yorumuna geçecek olursak…

Yolun sonunun başlangıcı olan ‘Hızlı ve Öfkeli 10’ için söylenecek ilk söz, tüm dünyayı dolaşan ve aile temasını her tarafa yayan serinin bu bölümünün bir yandan öncekileri onurlandırmayı bir yandan kendi içselliğini yaratmayı bir yandan da ailenin gücüne dair mantığını perçinleyerek çemberi tamamlamayı hedefleyen komplike bir iş olduğu.

İnsanlara değişen dünyaya rağmen sıkı sıkıya aile birliğine sarılıp değişimin kendilerini savurmaması için kontrolü elden bırakmamaları yönündeki mesajı vererek içeriğini geliştiren filme dair sözümüz bundan ibaret değil kuşkusuz. Gerçek şu ki, geri dönüşlerin başarıyla yerleştirildiği yapımdaki mesajlar seri boyunca olduğu gibi burada da genel itibariyle ‘Aile’ye ve zaman zaman da ‘İnanç’ gücüne yönelik.

Babaların oğullarına gösterdikleri ilginin ve miras bırakma hevesinin arka planında sevgi mi yoksa cömertlik mi olduğunu sorgulayan senaryo, aileyi gerçek güç olma yoluna koyma sürecinde ‘Miras’ın önemine de vurgu yapmakta. Mirası olmayanın ailesi olamayacağını belirten söylemleri sıkça tekrarlayan içerik, babadan oğula geçen bir mirasın destansı yansıması gibi.

Adaletsiz ve zor yolda nesiller boyu devam edecek bir miras yaratanların, babaların da çocuklarını ve eşlerini kaybetmekten korkacağı mesajını verdikleri yapımda ‘Nesilden nesle aktarma’ konusu anafikir durumunda. Bu doğrultuda ‘Bizi kalbinde tutarsan asla yolunu kaybetmezsin’ diyen aile büyüklerinin nasihatçiliğini işleyen filme bakıldığında… Bir yanda Dom’un ‘Oğlum sen benden daha iyi olacaksın’ mantığındaki sıcak ve yapıcı babalığını, bir yandaysa ailesiz kalmanın hırsıyla yıllarını geçiren Dante’nin genelleştirdiği kan davasını görüyoruz.

Bazen korku en iyi öğretmendir’ mesajının yansımalarını bolca hissettiren senaryoda öne çıkan bir diğer detay, ‘Düşmanımın düşmanı dostumdur’ klişesinden gelişmekte. Dünyayı kontrol altında tutmak isteyen Cipher (Charlize Theron) ile hiçbir şeyin varisi olmadığı için dünyayı cezalandırmak isteyen Dante’nin şeytani varlığını çatıştıran senaryo, bu noktada ‘Bir savaş geliyorsa taraflar seçilir’ mesajıyla dünyaya hitap etmekte adeta.

Ayrıca Vatikan’da patlayan bombanın ardından Dom’un ‘Roma düşünce dünya da düşer’ sözüyle ‘inanç’ konusundaki mantığı, benzerleriyle örtüştüren filmin ‘Hiçbir şey imkansız değildir. Sadece inanmak gerekir’ yaklaşımı dini inancın gerekliliğini yaymaya yönelik bir mesaj niteliğinde.

‘Her şeyi satın alacağını sananlar sokağı satın alabilir mi’ sorgusunu geliştiren yapımda ‘kazanmak’ konusuna bakış da günümüze uygun bir mantıkta. ‘Kazanmak, kazanmaktır’ diyerek bu yolda tüm kötülükleri haklı görenlere göndermede bulunan film, buna karşılık ‘Kuralların olmadığı bir dünyada hiç kimse güvende değildir’ hatırlatmasını yapıp durumu dengelemekte.

SONUÇTA; Aksiyonun cümle fizik kurallarını yok sayan varlığıyla göz doldurduğu ‘Hızlı ve Öfkeli 10’, Dom ve ailesini şimdiye dek gördükleri en ölümcül ve acımasız düşmanla mücadeleye sokan bir içeriğe sahip.

Hal böyleyken Los Angeles’taki sokak yarışlarıyla küçük bir alt kültür filmi olarak başlamanın ardından gelinen noktada nesilleri kucaklayan global bir efsanye dönüşen seri, yolun sonunu da ‘‘Kan davasını ‘Aile’ yenebilir mi’’ sorgusu üstünden yol alma mantığıyla tamamalama niyetinde olduğunu gösteriyor.

Karakter çeşnisini zenginleştirip planladığı kötülüklerdeki zeka yüksekliği kadar eğlenceli ve ilginç tavırlarıyla da dikkat çekici bir performans sergileyen Dante’yi Dom’un zıt karakteri olarak karşımıza çıkartan… Finalin ilk bölümünü tüm karakterlerinin akibetini belirsiz bırakarak getiren ‘Hızlı ve Öfkeli 10’un devamında kan davasını ailenin yenip yenemeyeceğini göreceğiz elbet. Şimdilik bize düşen ‘Aile’ ve ‘İnanç’ mesajlarını dikkate alarak izleyip bu görsel aksiyon şölenine dahil olmak.

Hızlı ve Öfkeli 10/Fast X’in serinin meraklılarını tatmin edecek yapıda olduğu saptamasıyla noktamızı koyarken aileye dair son söz ‘Baba’ filmiyle ölümsüzleşen Mario Puzo’dan gelsin…

Bir ailenin gücü, bir ordunun gücü gibi birbirine bağlılığından ileri gelir’.

guleranibal@yahoo.com

www.twitter.com/guleranibal

*****

Önceki

“Bizim Hikayemiz” Fulart’ta

Sonraki

Bodrum’lu Gençlerden Büyük Bir Başarı

Yorum yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Popüler Yazılar