
“Hikayelerin Hikayesi”
Harika Ören Yazdı
Küratörlüğünü Alistair Hick‘in üstlendiği “Hikayelerin Hikayesi” sergisi Pera Müzesi’nde gerçekleştiriliyor.
Pera Müzesi’nde “Paula Rego-Hikayelerin Hikayesi” sergisiyle figüratif formalarıyla, ülkesinin, şehrinin güncel ve sokak hikayelerini yeniden tanımlıyor.
Serginin küratorü Alistair Hicks Londra’da 1980 yılında tanıştığı Rego‘nun vahşi ve çılgın çizimlerine aşık olmuş.
John Berger‘in “Hiçbir hikaye tek başına hikaye anlatmaz” sözüne paralel iki hikaye üzerinden kurgulanan sergideki eserlerinde Paulo Rego; kurumsal şiddet, otoriter baskı, içinde bulunduğu sosyopolitik dönemde kürtaj konusunun kadın üzerinde yarattığı depresyon etkisini renk ve çizgileriyle vurguluyor.
Her bir çizgi ve desen bir cinsiyetin diğerine hükmetmesinin yanlış olduğunu ortaya koyuyor. Sanatçı demode bulduğu bu eylemi adeta gözümüze sokuyor. Canice bulduğu bu fikirleri, davranışları besleyen sistemi sanatıyla yeriyor.
Hikayelerin Hikayesi‘nde Rego‘nun son yıllarda yaptığı yapıtlarının yanısıra erken dönem işlerini de görme şansımız oluyor. Sanatçının hikaye kitaplarına dayandırdığı tablolarıyla tanışmak heyecanlı bir deneyim.
Güncel dedikoduları, karikatür tadında resmettiği, gündemde tuttuğu için yergiler alan, bir dönem benimsenmesi güç olan Rego; soyuttan temsili yöne evrildiği işlerinde kariyerinin büyük bir bölümünde yağlı boya ve pastel çalışmalarıyla göz doldurur.
26 Ocak 1935 yılında Lizbon’da doğan sanatçı, 87 yaşında 8 Haziran 2022’de yaşama veda eder. Londra Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Slada School of Art’ta eğitim görür. 1989’da Turner Ödülü’ne aday gösterilir. 2005 Haziran ayında Oxford Üniversitesi Fahri Doktora unvanını alır.
1960-70’li yıllar arasında benimsediği neo-dadaist usluptan Yaşamının son yıllarında daha gerçekçi bir üsluba döndüğü görülür.
Küratörlüğünü Alistair Hick‘in üstlendiği Pera Müzesi‘nde gerçekleşmekte olan Hikayelerin Hikayesi sergisinde Paula Reno adeta, erkeklerin kadınları sanatta eşit bir şekilde rekabet etmekten alıkoyan mobing ve tepkilerini dile getiriyor. Derin anlatılarını resimlerine gizleyerek, izleyiciyi büyüleyen bu sanatçıyı onurlandırmak için öncelikle Kadınlarımız bu sergiyi mutlaka görmeliler diye düşünüyorum.
Hikayeler gerçeklerden doğar. İçlerinde saklı yaşanmışlıklar vardır ya, işte bu yolda bir adım atarak WonderfulARTorganization markasıyla 39 değerli isimle YAŞAM HAKKI dedik; doğa, insan ve hayvan alt şıklarıyla Sanatta Engel Yok Vakfı Sergi salonunda bir araya geldik.
Küratörlüğünü yaptığım sergide renk, desen ve çizimlerimizle temiz doğa içinde tüylü dostlarımızla standartı yüksek, şiddet içermeyen dostça bir yaşamın gerekliliğinin altını çizdik.
Yanı sıra sergi gelirini doğa, insan ve hayvanlar arasında pay ederek; yaşamın hakkını vermeye çalıştık.
İlgiyle izlenen sergimizle yasamlara dokunan manevi hazzını da yakaladık.
Yaşam hikayelerle dolu… Sanat ise en iyi anlatım yoludur diyorum.
Sanatla esen kalın.
*****