“Hikâye İstanbul’da Geçiyor” Meşher’de

“Hikâye İstanbul’da Geçiyor” Meşher’de

Haber : Kemal Gönüleri

Fotoğraflar Hediye Cangökçe

Meşher, yeni sergisi Hikâye İstanbul’da Geçiyor ile ziyaretçilerini ağırlamaya başladı. 23 Ocak’ta kapılarını açan sergi, batı edebiyatının kurmaca yapıtlarındaki İstanbul temsillerine odaklanarak şehrin edebiyata ve sanatın diğer alanlarına verdiği ilhamı ele alıyor.

Küratörler Ebru Esra Satıcı ve Şeyda Çetin

İstanbul’un önde gelen disiplinlerarası sergi mekânı Meşher, Hikâye İstanbul’da Geçiyor isimli yeni sergisini ziyaretçileriyle buluşturuyor. 16. yüzyıldan günümüze farklı zamanlarda ve çeşitli edebî türlerde üretilmiş İstanbul temsillerini odağına alan sergi, fantastik öykülerden grafik romanlara, bilimkurgudan casusluk hikâyelerine Batı edebiyatının kurmaca yapıtlarındaki İstanbul tahayyüllerini inceliyor.

Graham Greene-Stamboul Train.
Londra: William Heinemann Ltd, 1932. Birinci baskı

Ömer Koç Koleksiyonu’ndan yaklaşık 300 kitabın merkezde olduğu seçkide yazarlara ait elyazmaları, nadir ilk baskılar ile imzalı ve ithaflı kitaplara farklı kaynaklardan gravür, resim, nota kitapçığı, film, afiş gibi çeşitli yapıtların yanı sıra yayımlanan Türkçe çeviriler ve gazete kupürleri eşlik ediyor. 23 Ocak’ta kapılarını açan serginin küratörlüğünü Ebru Esra Satıcı ve Şeyda Çetin üstleniyor.

John Frederick Lewis-Kebapçı Dükkânı, Üsküdar 1858
Grafit, suluboya, guaj ve arapzamkı

Ziyaretçiler, farklı İstanbul temsillerini bir araya getiren sergide bir yandan şehrin arka plan olarak kullanılışını gözlemlerken diğer yandan insanları, tarihî olayları ve kültürüyle önce edebiyata, ardından diğer yaratıcı alanlara nasıl ilham verdiğine tanık oluyor. Edebî türler arasındaki geçişkenliklere, temsillerdeki benzerlik ve karşıtlıklara, devamlılık ve kırılmalara dikkat çeken sergi, kurduğu çok yönlü anlatıyla geçmiş ve bugün, kurmaca ve gerçek, Doğu ve Batı gibi varsayılan ikilikleri yeniden değerlendirmeye çağırıyor.

Virginia Woolf – Orlando. A biography.
Londra: Hogarth Press’ten Leonard ve Virginia Woolf, 1928. Birinci baskı

Edebiyatın öncülüğünde bir keşif

Sergi tasarım ve uygulamasını üstlenen Meşher Direktörü Nilüfer H. Konuk, sergide öne çıkan yazar ve eserleriyle ilgili, “Sergi, Voltaire’in Candide’inden Lord Byron’ın Don Juan’ına, Virginia Woolf’un Orlando’sundan Pierre Loti’nin Aziyadé’sine ve Ian Fleming’in James Bond’una, Batı edebiyatının yolu İstanbul’dan geçen karakterlerinin izinde bir yolculuğa davet ediyor. Victor Hugo, William Butler Yeats, Jules Verne gibi ünlü şair ve yazarların İstanbul tasvirlerini hatırlatırken yeni yapıtların keşfedilmesi için de bir kapı aralıyor,” diyor.

Victor Hugo-Les Orientales.
Paris: Charles Gosselin ve Hector Bossange, 1829. Birinci baskının sunuş kopyası

Küratör Ebru Esra Satıcı serginin hazırlık sürecini şöyle anlatıyor: “Ömer Koç Koleksiyonu’nda bulunan nadide kitapları merkeze aldığımız sergide, kurmaca Batı edebiyatındaki İstanbul temsillerine odaklandık. Başlangıç noktası, yani ‘tohum’, kitaplar oldu. Sahneye veya beyazperdeye uyarlanmış, görsel malzemelerine ulaştığımız kitaplar galeride açık şekilde dallanıp budaklanabildi. Eserlerin varsa Türkçe çeviri ve uyarlamalarının Türkiye’de nasıl yankı bulduğunu gösteren gazete kupürlerini sergiye dahil ettik. Hikâye İstanbul’da Geçiyor, bu şekilde, kitaplardan köklenip sinema ve sahne uyarlamalarıyla, bunların Türkiye’de yarattığı tepkilerle harmanlanarak serpildi.”

Edmond Jean (Baron) de Pury-Pierre Loti, subay Tarihsiz
Ahşap üzerine yağlıboya

Küratör Şeyda Çetin ise “Hikâye İstanbul’da Geçiyor, edebî eserleri bir arada gösterirken şehrin bu seçkiyle sınırlı olmayan yaratıcı alanlardaki izlerini bulmaya bir davet. Dünya klasikleri arasında yer bulmuş eserlerin yanı sıra popüler kültüre uzanan bir temsil çeşitliliği içinde, şehre dair tahayyülleri düşünme çalışması. Özellikle tarihî romanlarda daha görünür olan Doğu-Batı ayrımı, oryantalizm, Türk algısı gibi değerlendirmeler bu serginin doğrudan konusu olmamakla birlikte, sunulan malzemeler bu okumalara açık ve pek çok açıdan temsil analizi yapmak mümkün,” diyerek ziyaretçileri bekleyen farklı bakış açılarına da dikkat çekiyor.

R.H. Pesle – Stamboul, oyun afişi y. 1922-Taşbaskı
Romana dayanan lirik drama, oyun adaptasyonunu yapan Pierre Frondaie, besteci Edouard Tremisot’nun şiir ve müzikleriyle.

Sergiye özel film gösterimleri

Hikâye İstanbul’da Geçiyor sergisine özel olarak Meşher’de film gösterimlerinin yapılacağı bir etkinlik alanı hazırlandı. Sergideki kitaplardan uyarlanmış filmlerden bir seçkinin gösterimlerinin yapılacağı bu katta yer alan okuma bölümlerinde de sergide orijinalleri görülen kitapların Türkçe çevirilerini incelemek mümkün olacak.

Victoria [Vita] Sackville-West Constantinople [Konstantinopolis] ile Poems of West & East’in [Batı ve Doğu Şiirleri] yazara ait elyazması ve daktilo edilmiş kopyaları 1913–1915.
Sergi kataloğu eşzamanlı yayımlandı

Sergiyle birlikte Türkçe ve İngilizce olarak yayımlanan katalog, sergiyi farklı okuma ve yorumlama biçimlerini yansıtan yazılar içeriyor. Zeynep Çelik’in sunuşuyla başlayan sergi kataloğunda, Şeyda Çetin’in “Kitaplardaki Gibi!” ve Ebru Esra Satıcı’nın “İstanbul’un Çizgileri” başlıklı küratöryel yazılarıyla birlikte Kaya Genç’in “İstanbul’u Yakalamak: Akışkan Bir Kentin Batı Edebiyatındaki Tasvirleri” ve Melis Behlil’in “Edebiyattan Sinemaya Fantastik Bir İstanbul Temsili: Baron Münchhausen” başlıklı yazıları yer alıyor.

Hikâye İstanbul’da Geçiyor-The Story Unfolds in Istanbul

Katalogda ayrıca yakın zamanda kaybettiğimiz merhum Selim İleri’nin, seçkideki kitaplardan kişisel tarihinde yer etmiş olanlara değindiği “Ölümsüz İstanbul” başlıklı yazısı bunuluyor. Katalog metinleri ise Şeyda Çetin, Ebru Esra Satıcı ve Sven Becker’a ait.

Meşher Direktörü Nilüfer H. Konuk

13 Temmuz 2025 tarihine kadar görülebilecek Hikâye İstanbul’da Geçiyor sergisine, Meşher ekibinin hazırladığı yetişkin ve çocuk atölyeleri gibi bir dizi program eşlik edecek. Güncel etkinlik takvimine Meşher’in internet sitesi ve sosyal medya kanallarından ulaşılabilir.

Meşher Hakkında

Bir Vehbi Koç Vakfı (VKV) kuruluşu olan Meşher, tarihsel araştırmalardan çağdaş sanata uzanan sergileri ve yayınlar, atölyeler, konferanslar gibi kapsamlı paralel etkinlikleriyle zamanlar ve kültürler arasında yeni bir diyalog zemini sağlamayı amaçlıyor.

Adını Osmanlı Türkçesinde “sergi mekânı” anlamına gelen kelimeden alan Meşher, faaliyetlerini disiplinlerarası yaklaşımıyla Eylül 2019’dan itibaren sürdürüyor. Ortaçağdan günümüze uzanan bir zaman aralığında, geniş bir konu yelpazesinde sergiler sunuyor.

Çok yönlü programı, araştırmaya dayalı akademik yönü ve yayınlarıyla Meşher, bir referans noktası olarak kültür ve sanat ortamına katkıda bulunuyor.

İstiklal Caddesi’nde yer alan Meşher’de, ziyaret, etkinlik ve sergi turları ücretsiz olarak gerçekleştiriliyor.

Pazartesi hariç haftanın altı günü ziyaret edilebilir.

****

Önceki

23 Ocak 2025 Perşembe Tiyatro Rehberi

Sonraki

Muzaffer İzgü İle Gülmece Söyleşi

Yorum yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Popüler Yazılar