Toplum, Yalnızlık ve Sürrealizm
Üzerinden Bir Gözlem
Safter Çevirgen Yazdı
Kalabalıklara bakın. Herkes bir arada, ama kimse birbirini görmüyor. Toplumun yapısı, görünür düzenin ardında, sürekli bir yalnızlık ve tedirginlik üretir. İnsanlar yan yana durur, konuşur, güler; ama her biri kendi boşluğu içinde kaybolur. Bu boşluk, fiziksel yalnızlık değil; sosyal ilişkilerin karmaşası, normların dayatması ve toplumsal ritmin birey üzerindeki baskısıyla şekillenen içsel bir izolasyondur.

Sürrealist resimler bu görünmezliği görünür kılar. Çevirgen’in figürleri, boşlukları, gölgeleri ve çarpık perspektifleri, toplumun psikolojik etkilerini açığa çıkarır. Toplumsal yapı, bireylerin davranışlarını biçimlendirirken aynı zamanda gizli bir tedirginlik yaratır; bu tedirginlik, sosyal bağların yüzeyselliğiyle çoğu zaman fark edilmez. Tuvalde figürlerin kaybolmuşluğu, gölgelerin uzamış halleri, kalabalığın içinde yalnız kalan bireyin görünmezliğini somutlaştırır.

Sanat, bu noktada sosyolojik bir gözlemdir. Estetik bir biçim gibi görünen imgeler, aslında sosyal ilişkilerin, güç dinamiklerinin ve normların birey üzerindeki etkilerini yorumlar. Sürrealizm, baskılanmış duyguları, bilinçaltını ve bireysel yalnızlığı açığa çıkarırken, toplumun kendisine bakmasını sağlar. Her bir figür, her bir boşluk, izleyiciye toplumsal yapının birey üzerindeki psikolojik yükünü gösterir.
Kalabalıklardaki yalnızlık, toplumsal yapının kaçınılmaz bir yan ürünüdür. Çevirgen’in resimleri, bu yalnızlığı, tedirginliği ve sosyal izolasyonu görünür hâle getirir; izleyiciye sessiz bir uyarı verir: Toplumun kalabalığı sizi gizlemez, yalnızlığınız ve tedirginliğiniz hâlâ oradadır. Sanat, bu gerçeği açığa çıkarır ve fark ettirir.
****





