Ben de Köy Enstitülüyüm

Ben de Köy Enstitülüyüm

M. Demirel Babacanoğlu Yazdı

Köylü çocuğuyum. O yıllarda kentte okumak zordu. Ya bir akraba yanında kalacak, ya da ev kiralayacaktık. İkisi de yoktu bizde. Tek çıkar yol Düziçi İlköğretmen Okulu’nun sınavını kazanmaktı… Çalıştım, çalıştım, çalıştım, kazandım sınavı; 1959’da girdim okula.

Köy enstitüsü havasını yaşıyorduk. Kümesimiz, ahırımız, tarlamız, bahçemiz, at arabamız, küreğimiz, pulluğumuz, çapamız (…) vardı. Kısaca eğitim-öğretimle ilgili her şeyimiz vardı. Giyineğimiz, yiyeceğimiz, içeceğimiz, kitabımız, yatağımız (…) veriliyordu.

İş, müzik, resim, sanat, spor, sosyal bilgiler, fen bilgileri, tarım çalışmaları atölyelerimiz vardı. Dershanede çözemediklerimizi buralarda çözüyorduk. Dileyen bu dallarda yükselebilirdi. Bugün adını bildiklerimiz bu dallardan geçtiler, yükseldiler.

İkinci sınıfındaydım. Türkçe öğretmenimiz Mehmet Yaman Beyle konuştuk. ‘Erkin’ adıyla bir duvar gazetesi çıkaracağız. Başlık yazılması gerekiyordu. Büyük sınıflardan Nazif Kayagil ağabeyimiz yazdı başlığı. Güzel olmuştu. Gazetemizin başına koyduk.

Haftada bir yeniliyoruz gazeteyi. Arkadaşlarımızın şiirlerini öykülerini, söyleşilerini yayınlıyoruz. Edebiyat, gazetecilik alanında yol alıyoruz.

Okulda, gerçekleştirilen şiir, müzik dinletilerini, sinema, tiyatro gösterimlerini, spor karşılaşmalarını, ulusal bayramların, anma günlerinin, okula gelen konukların haberlerini yapıp yazıyorduk.

Aşık Veysel gelmişti, saz çalıp söyledi. Davut Sulari gelmişti, onunla söyleşi yaptım. Sihirbazlar, oyuncular gelmişti. Adana’ya tiyatroya götürülüyorduk. Adana, Gaziantep, Kilis öğretmen okullarını görmeye gitmiştik. (…) Bütün bu sosyal ivmeleri gazetemizde yazdık, sunduk.

Arkadaşlarımız gazeteden benim ‘Kertenkeleler’ şiirimi okumuşlardı. İkisi üçü beşi bir araya gelip şiirimi tiyatrosal olarak canlandırıyorlardı…

Kertenkeleler

bu acuna geldiğime öyle utandım

öyle utandım ki

kertenkeleler güldü

**

bu acuna geldiğime öyle sevindim

öyle sevindim ki

kertenkeleler ağladı

M.Demirel Babacanoğlu-mart/1965

Üçüncü sınıfta ‘Aklı Kara’ adlı şiirimle Kadirli Heybe dergisinden ödül aldım. Dergilerde, gazetelerde şiirlerim, öykülerim yayınlanıyordu.

Özetle; Kendin oku, kendin çalış, kendin üret, kendin tüket ilkeleriyle çalışıyorduk…

1980’den sonra imi timi kalmadı okulun.

Her 17 Nisan’da gidip görüyoruz okulu, hüzünle dönüyoruz.

Köy Enstitüleri Bayramınız kutlu olsun.

Dilerim köy enstitüleri yeniden kurulsun.

16 Nisan 2024, Adana

****

Önceki

Bildik Atölyesi “Bahara Merhaba” Sergisi Açıldı

Sonraki

17 Nisan 2024 Çarşamba Günün Sergisi

Yorum yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Popüler Yazılar