RHODİAPOLİS ANTİK
KENTİ & KUMLUCA
Haber & Fotoğraflar Şahika Öner
İçinde bulunduğum Akdeniz bölgesi tarihi yerleriyle önem taşıyor. Bu hafta Pusula Plus Yürüyüş Grubu, Aşkın Nuh’la Kumluca’ya gidiyoruz. Rhodiapolis Antik kentini ziyaret edeceğiz. Antik Kent, Antalya İli Kumluca İlçesi’nin 2,5 km kuzeyinde bulunmaktadır. Çam ormanı içerisinde yürüyeceğiz. Papaz koyu’nda akşamüstü mangal keyfi yapıp yorgunluk atacağız. İlk durağımız olan Rhodiapolis’teyiz. Hava çok bulutlu, sıcaklık tam yürüyüş kıvamında bizi karşılıyor.
Rhodiapolis antik kenti, Doğu Likya’nın önemli yerleşkelerinden biri olup, MÖ 8. yy’da kurulmuştur. Rhodiapolis antik kenti, geniş ve verimli bir ova olan Kumluca Finike Ovası’nın kuzeyindeki Mesozoyik yaşlı Alakırçay üzerinde yer alır. Rhodiapolis antik kentinin yer aldığı Kumluca-Finike bölgesi, Türkiye’nin 1. derece deprem bölgesinde bulunmaktadır.
Bu nedenle bölge ve Antik kent çok sayıda tarihsel depremin yıkıcı etkisi altında kalmıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Akdeniz Üniversitesi birlikteliğinde 2006 yılında kazılmaya başlanmıştır. İsminden dolayı Rodos kolonizasyon dönemi kuruluşu olduğu kabul edilir. Ancak daha önce de var olduğuna dair bilgiler vardır. 1892’de ilk kez Avusturyalı arkeologlar tarafından keşfedilmiştir.
Kentin en ünlü siması MS 2. yüzyılda yaşamış ve tüm Likya kentlerine yardım etmiş olan en ünlü Opramoas‘tır. Opramoas’ın anıt mezarı duvarındaki yazıt Anadolu’nun en uzun Antik Yunanca yazıtını taşır. Kentin en çok dikkat çeken özelliği, küçük taşlardan harçlı veya harçsız olarak inşa edilmiş hala ayakta olan çok sayıdaki yapıdır. Bunlar değişik ölçülerde olup, birçoğu özel kişilere ait evlerdir. Şehir merkezinde Grek planlı küçük bir tiyatro yer alır. Aşağı yukarı 1500 kişi kapasiteli olup ve güneye bakmaktadır. Doğu batı aksında uzayan sahne binasının üst kesimi tamamen yıkılmış, sadece zemin katı korunabilmiştir. Arkeolojik kazılar sonucunda kent ortasında bulunan tiyatro kalıntıları günümüze ulaşmamış en sağlam yapıdır.
Antik Kenti dolaştıktan sonra, yürüyüşe başlıyoruz. Önce çam ağaçları, portakal bahçeleri bize eşlik ediyor. Anıt mezarları görüyoruz. Oyulmuş kayalar arasından yükseliyorlar. Güneş yüzünü gösterdi. Arada rastladığımız eski yapı evler, yöreye terk edilmiş hissi veriyor. Yolda genç bir avcı köpeğiyle bana poz veriyor. Kısa bir sohbet yapıyoruz. Yol üstünde, siyah beyaz küçük bir yavru köpek, bağlı olduğu, bidondan kulübesinden bize kafa tutuyor. Ormanın sakinliği, çam ağaçlarının göğe doğru uzanan görüntüleri, mis gibi temiz hava içerisinde, yeşil ve mavinin birleştiği patikalarda, bazen dik yokuşlarda nefes nefese, yürüyüşümüzü bitiriyoruz.
10 km bir yürüyüşten sonra Papaz Koyu’na geliyoruz. Kumluca İlçesinin Karaöz mevkiinde bulunan büyük bir piknik ve kamp alanındayız. Orman işletmesi ve Kumluca Belediyesi tarafından düzenlenmiş.
Koy, Karaöz sahilinden Mavikente sahilden giden asfalt yolun üzerinde bulunuyor. Görsellik ve büyüklüğüyle göz dolduruyor. Orman sahile kadar iner asfaltın altında kalan kısımlarda oturma yerleri ve masalar var. Piknik alanında yeteri kadar tatlı su çeşmesi mevcut. Burası aynı zamanda bir kamp alanı olarak da kullanılıyor. Koyun denize tekne indirme yeri içeren sağ tarafında, araçların indiği bir yol var. Koy aynı zamanda olta balıkçılığı da yapılıyor. 2018 Yılında Mavikent Mahallesinde meydana gelen orman yangınında Papaz Koyu zarar görmese de, koyun arka sırtlarında yangının izleri hala durmaktadır. Ahşap sıralara kurulup, günbatımını seyrediyoruz. Mangallar yakılıyor. Çaylar demleniyor. Bu nefis manzara bütün yorgunluğumuzu alıyor.
Akdeniz bölgesi, yılın her mevsimi ayrı güzellikler sergiler. Işıltılı patikalarda yürür, Antik Kentler, Ören yerlerin mistik havasını teneffüs edersiniz. Akdeniz mavisi, derin kanyonlar, heybetli dağlar, buz gibi şelaleler içerisinde, en güzel düşlerinizi görürsünüz.
*****