![](https://i0.wp.com/sanat-magazin.com/wp-content/uploads/2021/12/Gokdere-2.jpg?fit=800%2C533&ssl=1)
Antalya & Gökdere Yürüyüşü
Haber & Fotoğraflar Şahika Öner
Kasım ayında Antalya – Gökdere yürüyüşüne gidiyoruz. Sabah erken saat, hava ısırıyor. İlk durağımız Sarısu’da, portakal Bahçesi içerisinde bir cafe oluyor. Kimi kahvaltı, kimi çay içerken, çoğu da portakal bahçesinin keyfini çıkarıyor. İler de, bahçe önünde satılan nar suyundan alıyorum. Diğer sebzelerde çok güzel gözüküyor. Nar dahil hepsi bu sabah toplanmış.
Antalya Büyükşehir Belediyesi Yeşilçam Doğa Yürüyüş ve Bisiklet Yolu’ndan yukarı doğru çıkıyoruz. Belediye, Sarısu-Gökdere-Gedeller-Hacısekiler-Akdamlar-Gökçam ve Doyran‘ı içine alan farklı etaplardan oluşan yaklaşık 38 km uzunluğundaki doğa yürüyüş ve bisiklet rotasını, doğaseverlerin kullanımına Kasım başında açtı. Çeşitli yürüyüş ve bisiklet parkurları bulunuyor.
Eko Trekking grup olarak, Gökdere noktasından (Gökdere Cami önünden) başlayıp, Altınyaka yoluna kadar olan bir kısımda yürüyeceğiz. Gökdere Şelalesi’ne ulaşacağız. Toplamda 6,7 km olup, deniz seviyesinden 400 metreye yukarıdadır.
Tekrar yoldayız. Yeşilcam Doğa Yürüyüş Yolu tabelalarını takip ederek yol alıyoruz. Gökdere’de arabadan inip yürüyüşe başlıyoruz. Asfalt yol bizi küçük yerleşim olan Gökdere’ye götürüyor. Nefis bir manzarası olan cafede, soluklanıyoruz. Dağlar arasından, Antalya, deniz bize çok güzel bir görsellik sunuyor.
Yürüyüşümüz orman yolundan, aşağıya doğru devam ediyor. Nemin verdiği toprak kokusu, çam ağaçlarının patikayı saran kollarıyla sonunda şelaleye geliyoruz. Dar bir patika yoldan, suyun yanındayız. Bir müddet yüksek kayalarda oturarak, bu güzel yerin zevkini çıkarıyorum. Arkadaşlar su üstündeki, küçük taşlara basarak karşıya geçiyorlar. Grup haricinde, pikniğe gelen bir aile, kayaların üstünde de iskemleye kurulmuş, tabiatın zevkini çıkaran karıkoca var. Berrak su yüzünde, kurumuş yapraklar artık sonbaharın geldiğini bize hatırlatıyor.
Antalya kent merkezindeki vadilerin en büyüğü olan Gökdere Vadisi, Torosların doğal güzelliklerini yansıtanlardandır. Dağlardan gelen kar ve yağmur sularının oluşturduğu küçük şelaleler ve doğal havuzlar, daha yeni keşfediliyor. Vadi tabanında yaklaşık 2 metre derinliğindeki akarsu, kış aylarının henüz hüküm sürmediği Antalya’da bitki örtüsünün canlı kalmasını sağlamaktadır. Yer kabuğunda, su altında aynı yöne eğilimli tortular, kıvrılıp yatay tabakalar oluşmuş, kuzeydoğu ucu çökmüş, böylece Gökdere vadisi meydana gelmiştir. Gökdere Köyü ve Gedeller mahallesi, Sivri dağın solundaki büyük kayalık sahadır. Çilek Yıkan tepesi, Gökdere‘nin yüksek zirvesidir.
Tekrar patika yola çıkıp, ilerdeki göletlere doğru gidiyorum. Yağmur olmadığından, gölet adeta ikiye ayrılmış. Yansıma ve ışık süzmeleri masal dünyasını hatırlatıyor. Süzmeler, kurumuş yapraklara adeta cila atıyor.
Gruba geri dönüyorum. Yemek zamanı, Grubun lideri Ali bey ve arkadaşlar yanan ateşin etrafında sucuk ekmek hazırlıyorlar. Bende nasibimi alıyorum. Ali Bey gülen yüzüyle, kızartırken, bir arkadaşımızda ekmek arasını sırayla bize dağıtıyor.
Bundan sonraki yürüyüş zorlu olduğu için katılmıyorum. Arkadaşlar Onabara Antik Kentine doğru devam ediyor. Bir grup ve ben vasıtanın yanına gidip, tekrar portakal kokusuyla sarmalanmış Cafeye dönüyoruz. Sakin, kuş seslerinin olduğu bu yerde, gün sona ererken, çayın buğusuyla portakal bahçelerinin seyrine doyum olmuyor. Narenci kokusuyla günü bitiriyorum.
*****