
RAMAZAN BAYRAMI
M. Demirel Babacanoğlu Yazdı
Unutulmaz bayramlar yaşadım çocukluğumda. Bir ay önceden başlar bayram hazırlıkları. Ev badana edilir, temizlenir…Çamaşırlar yıkanır.
Kente gidilir, eşe, çocuklara giyecek alınır. Dikilecek kumaş alınır. Çocuklara, ev bireylerine elbise dikilir; gömlek dikilir, şalvar, pantolon, fistan, entari dikilir…
Hele ayakkabı alınmışsa; çocuklar en çok buna sevinir. Hatta ayakkabıyla yatarlar. Sabahı iple çekerler. Uyandıklarında ilk işleri ayakkabıyı giymek olur.
Analarımız, bayram çöreği yapar. Çörek küncülü olur. İki sac arasına konur çörekler. Altına üstüne ateş yakılır. Çörekler kızarır nar gibi olur. Çıkarılır, sinilere dizilir. Yenecek duruma gelmiştir artık.
Börekler sıkmalar yapılır. Un helvası yapılır. Unutamadığım helvalardan biridir. Tereyağ ile un kavrulur. Küncü (susam) ile, pekmez ile, şeker balı ile yoğrulur. Hele pekmez küncü ile yapılan un helvasına doyum olmaz.
Un helvaları, çörekler tepsiyle camiye götürülür. Namazdan çıkanlara dağıtılır. Bayramlaşılır. Sonra komşulara dağıtılır.
Komşular birbirlerinin evlerine konuk olurlar; bayramlaşırlar. Küçüklerin gözlerinden öpülür, büyüklerin ellerinden.
Büyükler çocuklara bahşiş verirler. Çocuklar bahşişleri bayram harçlığı yaparlar… Sevinçleri artar.
Komşularla, akrabalarla bayramlaşma sürer gider. Küsler barışır. Sonra mezar ziyareti edilir. Ölülere dua okunur. Mevlit okutanlar da olur.
Bayram kutlamaları için, uzakta bulunan yakınlara, akrabalara, arkadaşlara mektup, tebrik atılır, kartpostal gönderilir. (Bilgisayar, telefon kaldırdı bunları.)
Bayramınız kutlu, mutlu olsun. Tatlılı, şekerli, un helvalı, küncülü çörekli bayramlar dilerim.
09 Nisan 2024, Adana
****