Sanat, Sanatçı ve Sanatsever İletişiminde Sanat Görgüsü’’
Perihan Koca Yazdı.
Değerli Sanat dostlarım; Sanatın renkleriyle donanan ruhumuza merhabayla bu ayki renkliliğimizde sanatın yüzlerinden bir renge değinmek isterim.
Benim için Sanatın Cinsiyeti yoktur. Sanatı ortaya koyanın da fiziksel ve duygusal cinsiyeti var ise de ruhen cinsiyeti yoktur.
” Bir sanat eserini, ürününü, çalışmasını beğenmek yapan ustasını, sanatçısını, yani üreten kişiyi sevmek değildir. Ne bakan yürekler ne de ürün ortaya koyan yürekler beğenilerde sevgi tezahürlerini üzerine alınmamalıdır. Bilinmelidir ki SANAT AŞKIDIR söyleten, baktıran, yazdıran, yaptıran. SANATA BAKMA SANATIMIZI, GÖRGÜMÜZÜ geliştirmek öncelikle kendi kazancımız olacaktır. Can sıkan yaklaşımlarla Sanat, Sanatçı, Sanatsever ÖRSELENMEMELİDİR.
Eminim hiçbirimizin zamanımızı boşa harcayacak/ harcatacak, boş laflarla, dedikodularla, ithamlarla dolduracak lüksümüz ve ömrümüz yoktur. Unutmamalıdır ki kişi baktığı yerde kendini görür, içinde ne varsa dışarıya o sızar. Eğer üreten kişi ile sanatseverler kişilik olarak da karşılıklı takdir ve beğeni alıyorsa Sanat ile yan yana yürümek, anmak, aynı yöne bakmak karşılıklı tercih sebebi olacaktır.
Sanatçı, Sanatçı adayı ya da ortaya koyduğu ürüne paralel ismini alan ( Ressam, Şair, Ozan, Şarkı / Türkü Yorumcusu, Müzisyen, Yazar Vb…) kişi; Ortaya koyduğu çalışmasında ( bu bir sanat eseri de olabileceği gibi vasat ya da vasatın üstünde bir ürün de olabilir) maddi kazanç, beğenilme ya da anlaşılma kaygısı taşımamalıdır. Görsel, işitsel ya da diğer alanlarda ortaya konan, göz önüne serilerek izleyicisiyle buluşturulan bu çalışmalar, Sanat tarihinde yerini alabilir, güncel de kalabilir, gündemden çabuk da düşebilir. Burada değinmek istediğim husus ürünün akıbeti değil de ürünü ortaya koyan ile ürünün buluştuğu ( Yazılı, görsel, ya da karşılıklı iletişim) kişilerin iletişimidir.
Bu iletişimlerde; Karşılıklı etkileşimler olabilir. Etkileşimlerden kasıt ortaya konan ürünün izleyicisiyle buluştuğu andır. Ürün ile ürüne yönelen kişiler arasında açığa çıkan duygusal ve ruhsal tepkilerin temasında ortaya çıkan enerjiyi iyi okumak gerekir. Çalışma sahibinin ve çalışmayla temasa geçen kişi ya da kişilerin ısrarla dikkate almaları gereken husus bu iletişimlerin fiziki varlığa karşı olan beğeni, sevgi ya da diğer hoşluklar olmadığıdır. İletişimden doğan bu içsel yolculuklarda ürünü ortaya koyan kişinin cinsiyeti nötr bir sıfat kazanırken, öne çıkan ürünün kendisidir.
Değerli dostlarım sizlerinde bildiğini, sizlerle yazı dilinin sesiyle konuşmanın verdiği güzellik ve paylaşımla sözlerimi süratle ve özetle tamamlamaya çalışacağım. Bazen biz sanatçıların, sanatçı adaylarının ve yukarıda açılımını yaptığım diğer meslek sahibi sanatın bir alanında olan dostlarımızın ve yine ortaya konan çalışmalara yüreğiyle dokunan izleyicilerin dalgınlığına, yanılgısına ya da anlık unutmuşluğuna ( kötü niyet, ya da ego demek istemem) denk gelen incitici yaklaşımlar olabiliyor. Bu yaklaşımları besleyen duruş, girişim, oluşum ya da hallerden uzak kalmalı, ısrarla kalanları da önce eğitmeli, öğrenmiyorsa uzaklaştırmalıyız.
Sanata, sanatçıya, sanatsevere yapılacak en büyük haksızlık bu tür yaklaşımlar ve fısıltılardır. Sanat Görgüsü, öngörüsü ve ahlakı bunu gerektirir. Eğer Sanata Cinsiyet ayrımını yansıtırsak, cehaletin karanlığına mahkum edeceğimiz aydınlık yüzümüzü bir daha sanatın ışığına çevirmemiz yıllarımızı alacağı gibi toplumu, Sanatı ve sanatçıyı beraberinde karanlığa sürükler. Tarihi süreçlerde birçok alanda, bu veya benzeri durumların Cinsiyetle vurgulanması sonucu manevi yıkımlar ve asrın gerisine düşüşler yaşanmıştır.
Beğenilerin, sevgilerin, tercihlerin Kişi veya Kişilere değil de ortaya konan çalışmalara olduğunu unutmadan, şekle takılmayıp Öze doğru yolculuğumuzda İnsan olabilmek ve insan kalabilmek gayret, umut ve dileklerimle iyi ki varsınız. Ve, iyi ki Sanatın ışığında sanatın rengiyle ulaştığım Sanata dönük yüreğinizin rengiyle rengimi çoğalttınız.
Saygı, sevgi ve selamlarımla Sanat Aşkımızın daima gönülden sevgiyle/ renklerle/ renkliliklerle kalmasını, çoğalmasını dilerim.
DOST VE DOSTUM
Ne yardan geçersin ne serden demiş
Ateşten gömleği kalbe giydirmiş
Yaşarken üstüme kefen biçenmiş
Dost diye gönlümde sardığım dostum
Sevgili gözlerin dermansız dertmiş
Kalbinde sevgiyi çabuk tüketmiş
Mevlam yollarını terse çevirmiş
Dost diye sözümde andığım dostum
Tuttuğum ellerin dikenli telmiş
İnançla kandığım zehirli dilmiş
Kolunda gezdiğim ruhsuz bedenmiş
Dost diye yanımda sandığım dostum
Perihan KOCA 04 Haziran 15 Kadıköy
perihankoca.com
sanatinrenkleri.com
perihankoca9@gmail.com
perihan_koca@hotmail.com
*****