‘Her Renk Bir Festival’de ZEİD

‘Her Renk Bir Festival’de ZEİD

Haber ve Footograflar : Nihal Güres

  • Turistik gezi için Büyükada’ya gelenleri Fahrelnissa ZEİD atölyesi karşıladı.
  • Kanada’dan Hindistan’a kadar çeşitli ülkelerden gelen misafirler,sergiyi gezip, atölyede resim boyadılar.

Adalar Kültür Derneği‘nde sezon açılışı Organizatörlüğünü Ressam Nihal Güres‘in yaptığı “Her Renk Bir Festival” adlı uluslarası bir sergiyle yapıldı.

Tüm renklere yakışan bir açılış töreninden sonra çeşitli etkinliklerle renkler masaya yatırıldı.

12 Haziran 2018 Salı Günü gerçekleştirilen bir etkinlik de FAHRELNİSSA ZEİD Portre atölyesi idi. Sergiyi gezen Kanada’dan Hindistan’a kadar çeşitli ülkelerden gelen misafirler, bahçede kurulan masada hem Türk Sanatının Prensesi ZEİD ile tanıştılar hem de onun 1975/1991 yılları arasında yaşadığı Amman’da yaptığı portrelerden birini yeniden yapmayı denediler.

Çocukluğu Büyükada’da geçen ZEİD, 1928 yılında Paris’ e gidiyor ve orada Ranson Akademisinde Bissiere ve Stahlbach Atolyelerinde resim çalışmaları yapıyor.

2. Dünya savaşı yıllarında eşi Prens ZEİD ile Paris’te bulunan sanatçı , savaşın yoklukları ve zorlukları ile tanışıyor. Mutfağa girip yemek pişirmeye başlaması da o yıllara dayanıyor. Bir gün tavuk yemeği pişiriyor sonra malzeme sıkıntısı çektiği için tavuk kemiklerini resimlerinde ve heykellerinde kullanıyor. Bu eserler de daha sonra çeşitli müzayede ve sergilerde yer aldı.

Daha sonra Ürdün’e taşınan Prens ve Prenses’e , orada seçkin bir çevre onlara kucak açıyor. Yakın çevresindeki genç hanımlara resim dersleri veren ZEİD, bu hanımların da portrelerini yapıyor ve o portrelerin büyük bir kısmı yine İstanbul’da müzayede ve sergi salonlarında sergilendi ve yüksek fiyatlara alıcı buldu.

Osmanlı’nın son ve Türkiye’nin ilk dönemlerine tanıklık etmiş Şakir Paşa ailesinin, sıradışı ve sanatçılarla dolu neredeyse bir Holywood masalı öyküsünde yer alabilecek macerası

FAHRELNİSSA için 1901 yılında Büyükada’da Şakir Paşa köşkünde başlıyor.

Değişik dallarda sanatçılar yetiştirmiş ailede Sadrazam Cevat Paşa‘nın kardeşi diplomat, asker, fotoğrafçı ve tarihçi Şakir paşanın kızı, Cevat Şakir (Halikarnas Balıkçısı) ve Aliye Berger‘in kardeşi, ressam Nejat Melih Devrim ve tiyatro sanatçısı ve yazar Şirin Devrim‘in annesi, seramik sanatçısı Füreya Koral‘ın teyzesidir.

İngiltere , Ürdün ve Almanya’da , önemli Sanat merkezlerinde kişisel sergiler açmış olup , dış ülkelerde pek cok sergi açmış ilk Türk kadın sanatçısıdır.

Ürdün’de öğrencilerinin anlatımıyla her çarşamba günleri atölyede önce mükellef masanın etrafında toplanıp, füme somonlar, havyarlı sandviçler, ekler pastalar ve fıstıklar yerlermiş.

Prenses etrafı kendi resimleri ile çevrili olan bir koltukta oturur ve tüm öğrencilerin getirdiği çalışmaları tek tek inceler ve kritik edermiş.

Fakat eser hakkında son sözü söyleyen her zaman prenses olurmuş. Tüm öğrencilerini etkileyen eşine ender rastlanan alçak gönüllü olması ve adeta onların hem ruhlarına hem de kalplerine dokunabilme ve hitap etme yeteneği imiş.

Bizim atölye çalışması için seçtiğimiz portre , yaşamının son döneminde en yakın arkadaşlarından olan ve Ürdün’ün seçkin ailelerinden Mona Muasher‘ in portresi.Üzerindeki giysi bana çocukluk yıllarımdan bir giysiyi hatırlattığı için mi bilemiyorum ama kendime çok yakın bulduğum karşı konulmaz portrelerden biri.

Tablolarının tamamına yakını Erol Aksoy koleksiyonunda olduğu söylenen ZEİD’in doğduğu Şakir Paşa köşkü artık yok. Onun yerinde şimdi bir apartman var.

ZEID‘i hiç görmedim ama Füreya‘yı 90’lı yıllarda Teşvikiye sokaklarında görürdüm.

Sonra Maçka sanat galerisi Füreya’ya saygı sergisi düzenledi. 40 seramik sanatçısının katılımı ile gerçekleşen bu sergide benim çocukluk arkadaşım seramik sanatçısı Efsun Ergüven de yer aldı. Açılışta Füreya ile tanışmak şansını yakaladım. O da teyzesi gibi çok alçak gönüllü ve samimi bir insandı. Pembe pabuclarını ve ağzından düşürmediği cigarasının yani sıra pembe ruju da aklımdan ve anılarımdan hiç silinmedi.

ZEİD portre çizerken modelini cok uzağa oturtur , hayali görüş açısında ruhunu yakalamaya çalışırmış . Biz öyle yapmadık. Beyaz Müzayede 14 Ocak tarihli müzayede kataloğunu neredeyse kucağımıza alacak kadar yakınlaştırdık. Derneğin efsane kedisi Pamuk hanım da kitabın üstüne çıktı oturdu. Fakat biz yine de onun ruhunu ; sevgisini ve zerafetini hissettik, belki bu sokaktan geçmişti çocukluğunda, yeniden ruhu geçer diye düşündük.

Hayat kısa ama sanat ve sanatçılar ve onların ışığı ölümsüz. Ruhları ve renkleri aramaya ve yakalamaya devam edeceğiz.

‘HER RENK BİR FESTİVAL’ Adalar Kültür Derneği Büyükada‘da çeşitli etkinliklerle devam ediyor.

*****

Önceki

13Haziran Çarşamba İstanbul&Ramazan

Sonraki

14Haziran Perşembe Günün Sergileri

Yorum yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Popüler Yazılar