UPSD’den Kültür Bakanı Mehmet Ersoy’a mektup

UPSD’den

Kültür Bakanı Mehmet Ersoy’a mektup

Haber : Necati MUMAY

Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği, COVİD 19 Salgını nedeniyle ; Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Mehmet Ersoy‘a yazılan ; Sanat Dünyasının içinde bulunduğu durumu irdeleyen ve talep edilen acil çözümleri içeren açık mektup gönderdi.

Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği’nin Kültür ve Turizm Bakanlığı’na gönderdiği mektubu aşağıda yayınlıyoruz.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’na,

Sayın Mehmet Ersoy, Kültür ve Turizm Bakanı

Malumunuz üzere, 2020 Ocak ayından itibaren dünyanın 185 ülkesinde ve Türkiye’de yüzleştiğimiz salgın, her birimizi derin endişe ve üzüntüye sevk ederken, bilim insanlarının talimatlarına azami şekilde uygulamaya çalıştığımız yeni bir yaşam biçimi ile bizleri karşı karşıya bıraktı.

Bizler, Türkiye Cumhuriyeti sanatçıları, sanat insanları (küratörler, sanat yazarları, sanat eleştirmenleri), sanat galerileri olarak neredeyse hiçbir dönemde devlet desteği olmadan, ulusal ve uluslararası sanat mücadelemizi sınırlı olanaklarımızla gerçekleştirerek çok büyük zorluklarla da olsa yaşamımızı sürdürüyorduk. Ancak, ne yazık ki bu dönemde karşılaştığımız evrensel sorun, çok daha ağır ve şiddetle gelen fırtına karşısında direnebilmemiz mümkün görünmüyor. İçinde bulunduğumuz yüzyılda, salgının gerçekleştiği tüm ülkeler yeni bir düşmanla savaşırken tarihe not düşülecek çok önemli sınavdan geçiyor.

Gelişmiş olduğu varsayılan bazı ülkeler, bu süreçte ne yazık ki beklenen başarıyı gösteremezken bazı ülkeler de tüm dünyaya emsal olabilecek adımlar atarak hem sağlık sektöründe hem de diğer alanlardaki farklı mesleklerdeki vatandaşlarına sağladıkları nakdi ve ayni yardım ile takdir topluyorlar. Ülkemizde, verdiği destek ve başarılı bir şekilde kurduğu strateji ile takdir toplayan Sağlık Bakanlığı gibi, dünya çapında Türkiye’nin saygınlığını ve prestijini pekiştirecek bu hamle ile Kültür Bakanlığımız da değerli bir adım daha atmış olacaktır.

Bizler, Türkiye Cumhuriyeti sanatçıları ve sanat insanları olarak Kültür Bakanlığımız’ın bizlere destek olmasını talep ediyor ve öncelikli gündem maddesi olarak ivedilikle değerlendirilmesini, kararın toplum ve basın ile de paylaşılarak yaşama geçirilmesini bekliyoruz.

Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği (UPSD) olarak ifade etmeliyiz ki 83.000.000’u aşkın nüfusu olan ülkemizde, nüfusumuza oranla çok az sayıda sanatçımız ve sanat paydaşlarımız bulunmaktadır. Ülkemizin sanatçıları ve sanat insanları için, devlet tarafından yürürlüğe sokulacak acil bir eylem planının olmaması sanatçıların yaşamlarını oldukça zor durumda bırakmaktadır. Uluslararası platformda üyesi olduğumuz ve Türkiye Ulusal Komitesi olarak temsil ettiğimiz, UNESCO Resmi Partneri AIAP/IAA Uluslararası Sanat Dernekleri’nin son 5 yıllık dönemde Dünya Başkanlığını yürüten Derneğimiz Başkanı Bedri Baykam’a, Dünya Sanat Günü’nün ilk resmi kutlaması vesilesiyle bir mektup yollayan UNESCO Genel Direktörü Sayın Audrey Azoulay, dünyada da yankı uyandıran metninde şu satırlara yer vermiştir:

“İnsanları birbirine yakınlaştırmak, ilham kaynağı olmak, yaraları sarmak ve nihayet paylaşmak: sanata ve onun gücüne dair tüm bu erdemlerin önemi, COVID-19 küresel salgını esnasında bir kez daha tüm açıklığıyla belirgin hale gelmiştir. Yüz binlerce insan virüsten doğrudan etkilenmişken, milyarlarcası da ya kendilerini evlerine kapatmış ya da salgına karşı verilen mücadelenin ön saflarında yer almaktayken, bu yıl ilkini kutladığımız Dünya Sanat Günü, sanatın kriz zamanlarında dahi insanları birleştirme ve buluşturma gücüne sahip olduğunu bizlere hatırlatıyor.

Yaşadığımız krize rağmen, sanatın zamana ve şartlara nasıl direnç gösterdiğinin örneklerine şahit oluyoruz. Her yerden farklı ve bir o kadar yaratıcı fikirler fışkırmaktadır; birbirlerine şarkı söyleyen ya da projeksiyon cihazı ile film gösteriminde bulunmak amacıyla pencerelerde toplanan komşular, izleyicileriyle iletişim kurmaya devam edebilmek için yenilikçi ve yaratıcı çözümler tasarlayan sanatçılar ve birbirlerinden uzakta olsalar dahi, birlikte çalışma yapan orkestralar… Örneğin, 21 Mart’ta, UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’nın bir üyesi olan Mexico City’de müzisyenler ve sanatçılar, 1.5 milyondan fazla çevrimiçi izleyiciye ulaşan bir “Bahar Gecesi” konseri düzenleyerek, gerçekleştirdikleri etkinliğin başarısını ülke geneline yaymayı başardılar.

Daha genel olarak, #ShareCulture sosyal medya etiketiyle, UNESCO herkesi sanat sevgilerini birbirlerine iletmeye ve mümkün olduğunca çok insanla paylaşmaya davet etmektedir. (…) UNESCO, sanatın küresel sağlık, ekonomik ve toplumsal krizin tüm etkilerine maruz kaldığı bir dönemde, sanatçılar ve kurumlar tarafından gösterilen dayanışmayı derin bir takdirle karşıladığını vurgulamak istemektedir. Müzelerin, tiyatroların ve konser salonlarının kapatılmasının yanı sıra, konser ve festivallerin iptali, birçok kurum ve kuruluşu belirsizliğe sürüklemiştir. Kısa vadede yaşanan mali kayıplara ek olarak, hazırlık çalışmalarının, provaların ve film çekimlerinin kesintiye uğraması, sanat sektörünün krize dayalı uzun vadeli etkilere maruz kalacağı riskini ortaya koymaktadır. Bunların yanında, kültüre erişim ve kültürel ifade çeşitliliği alanlarında eşitsizliklerin artışa geçtiği böylesi bir dönem, toplumu tehdit etmektedir.

Mevcut tedbirler, âdeta halkın çeşitli kültürel ürün ve hizmetlerden yararlanma özgürlüğünü ciddi şekilde sınırlamaktadır. Bu eşitsizlik durumu, milyonlarca kadın ve yerel halk toplulukları gibi, dijital malzemeye erişim konusunda zaten bir ayrıma maruz kalmış hassas kesimlerin, bundan sonra da kültüre erişim alanında daha büyük zorluklar yaşayacaklarına işaret etmektedir. Sanatın gerek günümüzde gerekse gelecekte yaşatılması için iki türlü sınav verilmelidir: Bir yandan kültür alanında faaliyet gösteren profesyonellerinin ve kültür kurum ve kuruluşlarının desteklemesi, diğer yandan da geniş kitlelerin sanata erişiminin teşvik edilmesi ve kolaylaştırılması gerekmektedir. 

Bu dönemde sanatın zorlukları yenme gücünü tekrar vurgulamak ve geleceğe hazırlanmak için UNESCO bu Dünya Sanat Günü’nde “ResiliArt” (Dayanıklı/Dirençli/Dirâyetli Sanat) hareketini başlatmıştır. Bu hareket, sektördeki tanınmış sanatçıları ve profesyonelleri bir araya getirecek, sanatın zorlukları yenmek adına ortak zekâyı harekete geçirecek ve bu kriz döneminde kültürel dünyayı destekleme ihtiyacına dikkat çekecek, küresel anlamda bir sanal tartışma ortamı oluşturacaktır. Buna ek olarak, ileriye dönük bir bakış açısıyla, gelecekte yaşanabilecek krizlere karşı sanatçıların korunması yönünde kılavuzlar hazırlanacaktır. ‘İnsanın hayatta kalabilmek için oksijene ihtiyaç duyması gibi, sanata ve şiire de ihtiyacı vardır.’

Bu kriz bize, Aimé Césaire’ın* de söylediği gibi, sanat ve kültürün insanlık için ne kadar hayati bir ihtiyaç olduğunu ve sanatın aslında birliğimizin ve dirayetimizin mayasını oluşturduğunu hatırlatmaktadır. Kültür adına bu itici güce katılarak, toplum olarak aramıza sosyal mesafe koyduğumuz şu dönemde, sanatın bizi birbirimize her zamankinden daha fazla yakınlaştıracağını ispatlayalım.” *Aimé Césaire’nin 6 Nisan 1966’da Dakar’da yaptığı konuşma.

Ayrıca toplumda ciddi bir ilgi uyandıran İKSV’nin 28 Nisan 2020 tarihinde yayınladığı “Pandemi Sırasında Kültür-Sanatın Birleştirici Gücü ve Alanın İhtiyaçları” başlıklı raporunda yer alan şu satırlar, gerçekten de durumun aciliyetini göstermektedir: “Sınırlı kaynakları nedeniyle halihazırda kırılgan bir yapıya sahip olan kültür-sanat alanının, merkezi ve yerel yönetimler, özel sektör ve bireysel bağışçılar tarafından, sivil toplum ile işbirliğine dayalı bir yöntemle mümkün olan en kısa sürede desteklenmesine ihtiyaç duyuluyor. Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı’nın ifade ettiği gibi, alanda faaliyet gösteren tüm sivil toplum kuruluşları ve vakıfların, farklı sektörlere sağlanan/sağlanacak kolaylıkların kapsamına girmesi ve etkin bir işbirliğinin sürdürülmesi önem taşıyor.

” Dünyanın farklı ülkelerinde sanatçılar, sanat paydaşları ve sanat kurumları için oluşturulan Covid19 pandemisi acil durum paketi örnekleri, gerek İKSV raporunda, gerek ulusal ve uluslararası basında yer almıştır. Bu süreçte kültür sektörüne ayrılan fonlardan bazıları altta görüldüğü gibidir (ödeneklerin kıyaslamalarını kolaylaştırmak için tüm para birimleri dolara endekslenmiştir):

  • Amerika Birleşik Devletleri, 307 Milyon Dolar
  • Almanya, 56 Milyar Dolar
  • Fransa, 25 Milyon Dolar (2 Milyon Dolar’ı visual art/görsel sanatlara ayrıldı.) Fransız Devleti Çağdaş Sanat Koleksiyonu için eserleri satın alan ve yöneten CNAP, 600.000 Euro’luk bir ön bütçeyle satın alma ve komisyonlar için olağanüstü bir açık çağrı yaptı. Fransız galerilerine pandemi nedeniyle kilitlenme sırasında fuara katılamayan, etkinlikleri ertelenen galerilere online hakkı verdi. Fransa ayrıca, CNAP Ulusal Dayanışma Fonu ile küratör ve eleştirmenlere 500.000 Euro’luk acil yardım yaptı.
  • Hollanda, sanat dernekleri, kurumları, sanatçıları için toplam 330 Milyon Dolar Ayrıca ihtiyacı olan herkese 900-1.100 Euro ve kira desteği veriyor.
  • İsviçre, sanat insanlarına 365 Milyon Dolar ayırmış ve ihtiyacı olan insanlara her ay 4100 Frank yardımda bulunuyor.
  • İngiltere, 200 Milyon Dolar (20 Milyon Pound sadece yaratıcı uygulayıcılar ve serbest sanatçılar için)
  • İtalya 145 Milyon Dolar
  • Norveç iki ayrı fonda toplam 32 Milyon Dolar Bu örnekler dünya ölçeğinde çoğaltılabilir ve etraftan bu bilgiler akmaya devam ediyor.

Türkiye’de de Bakanlığımız’a acil destek planını takdim ederken detaylar üzerinde görüşlerinize ve iş birliğine açık olduğumuzu da ifade ederiz. Kültür Bakanlığı önemli bir fon ile “2020 Kültür Bakanlığı Sanata Destek Fonu Koleksiyonu” oluşturabilir.

Bu noktada Kültür Bakanlığı’ndan ivedi talebimiz, hem bakanlığa hem de Türkiye Cumhuriyeti’ne çok önemli bir ivme kazandıracak ve her kesime faydası olacak bir projenin yaşama geçmesidir. Bu, tek bir okla, yedi ayrı hedef vurulmasını sağlayacak bir girişim önerisidir. Şöyle ki, her ne kadar bizler UPSD olarak öncelikle Türk sanatçılarının haklarını korumak için teşkil edilmiş UNESCO’ya bağlı bir meslek kuruluşu olsak da, Türk sanat ortamının diğer aktörlerinin de ciddi olarak aynı krizden kaynaklanan ağır sorunlar yaşamaları, bizleri altta okuyacağınız formülü geliştirmeye yöneltmiştir. Bu yöntemle yaşama geçirilecek bir yardım fonu hem sanatçılara, hem galerilere, hem sanat yazarlarına, hem küratörlere fayda sağlayacağı için çok ciddi tamamlayıcı ve sinerji yaratacak bir yol sunmuş olacaktır. En önemlisi ise, bu şekilde yürütülecek bir yardım kampanyası, Türkiye Cumhuriyeti’ne de çok önemli bir çağdaş sanat eseri koleksiyonu oluşturacak, devlet böylece bu projeyi yürütürken bir yandan da kazanacak, kullandığı bütçenin karşılığını sanat yapıtları olarak fazlasıyla almış olacaktır.

Ancak devletin bu hamleyi inanarak, görev addederek ve şevkle yapması lazımdır. Açıkça konuşmak gerekirse, devletimizin Atatürk döneminden bu yana, sanata gereken yatırımların belki %5’inden fazlasını yapmaya bütçe ayıramamış olması, bu şanssız vesileyle de olsa, durumu telafi etmek için ciddi bir fon aktarımına gitmesi gerektiğinin bir başka gerekçesidir.

  • A. Türk sanatına yön veren galerilerle ve sanat merkezleriyle çalışan sanatçıların eserlerinin galerilerinden temin edilmesi ve devlet koleksiyonu için satın alınması
  • B. Anlaşmalı galerisi olmayan, bağımsız çalışan veya farklı galerilerle çalışan değerli sanatçılarımızın atölyelerinden eser alımı yapılması
  • C. Henüz mesleğe yeni başlayan, yeni mezun olmuş genç sanatçılar boya, malzeme, kira ve diğer temel giderleri için bir fon oluşturulup genç kuşak desteklenmesi, onların da ilk eserlerinden çeşitli eserler satın alınarak, profesyonel hayata geçiş yapmalarının önünün açılması
  • D. Ayrıca herhangi bir üniversiteye ve holdinge, müzeye, kuruma bağlı olmayan, bağımsız olarak çalışan küratör, sanat tarihçi ve eleştirmenlere bu süreçte en az 6 aylık bir işsizlik maaşı bağlanması, karşılığında onlardan Kültür Bakanlığı ve/veya devlet müzeleri için birer proje geliştirmeleri veya sanat tarihsel kitap/yayın projesi istenmesi

Bu projeyi yaşama geçirebilmek için farklı disiplinlerden üyelerle bir Seçici Danışma Kurulu oluşturmayı öneriyoruz. Yetkin ve ivedi olarak çalışacak böyle bir Danışma Kurulu’nda Kültür Bakanlığı’ndan iki kişi, Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği’nden iki kişi, Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Derneği’nden (AICA) iki kişi, Vakıf Müzeleri’nden (İstanbul Modern veya Pera Müzesi gibi ana alanı sanat olan) iki kişi, İstanbul Resim Heykel Müzesi’nden bir kişi seçilmesi, sağlıklı bir süreç yönetimini beraberinde getirecektir.

Bahsettiğimiz destek fonunun, devlet-sanat ortamı dayanışması kapsamında, sanatçı, sanat insanı, galeri ve sanat merkezlerinin başvuruya dayalı olmasını öneriyoruz. Türkiye sanat ortamında esas olan birbirine destek olma tavrı burada da devam etmeli ve Korona krizi ve artçı şoklarından mağdur olan her kesim bu yardımdan faydalanmalıdır. Bunun için seçilecek en sağlıklı yol da yukarıda bahsettiğimiz, sanat alanında değişik disiplinlerden gelen ve dengeli bir şekilde oluşturulmuş bir Danışma Kurulu’nun başvuruları değerlendirerek objektif bir seçki ölçeği ile ilerlemeleridir. Bu formül çok hızlı ve bürokratik kireçlenmelere geçit vermeyecek şekilde kararlı ve seri bir uygulama ile gerçekleştirilmelidir. Sanat ortamına ihtiyacını duyduğu yaşamsal oksijeni bir an önce ulaştırmak isteyen bir tavır öne çıkmalıdır.

Ancak bu şekilde burada sözü edilen proje gerçek hayatta karşılığını bulur, yaşama geçer; bu noktada Danışma Kurulu için seçilen isimlerin yetkin, hakkaniyetli, tarafsız ve kişiselleşmeden adil olacak güvenilir isimlerden oluşması esastır. Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı bunu başarırsa, bu proje, yurt dışında da ses getirecek, çok kuvvetli ve yerinde bir şekilde sanata yardım yöntemi olarak belki başka ülkelerin örnek almak isteyeceği bir emsal teşkil edecektir. Gerçekten de burada devletimiz dahil herkes kazançlı çıkacak, tek okla yedi ayrı hedef vurulmuş olacaktır. Bu yöntemle, Kültür Bakanlığı, aşağıda belirttiğimiz sanat aktörlerine doğrudan veya dolaylı destek sağlanmış olacaktır:

  • 1-Sanatçılar ve kariyer başındaki sanatçı adayları
  • 2-Sanatın en önemli varoluş kurumlarından sanat merkezleri ve sanat galerileri
  • 3-Bağımsız sanat tarihçileri, eleştirmenler ve küratörler
  • 4-Böylece sanatın canlı kalmasını, üretimin topluma kesintisiz sunulmasını sağlayarak sanat malzemesi sektörü çalışanları (boya-malzeme-dijital fotoğraf ve baskı sektörü vs)
  • 5-Her türlü sanat emekçileri (galeri çalışanları, sanat yayıncıları, internet sanat girişimleri, sanat sergi kurulumu, eser taşımacılığı, çerçevecilik, eser restorasyonu, eser depolaması gibi) Ayrıca,
  • 6- Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu sanata ve sanatçıya destek projesiyle hem anayasamızın 64. maddesindeki “Devlet, sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. Sanat eserlerinin ve sanatçının korunması, değerlendirilmesi, desteklenmesi ve sanat sevgisinin yayılması için gereken tedbirleri alır.” görevini hakkıyla yerine getirmiş hem yurt dışında da büyük ilgi görmüş olacak, böylece bir emsal teşkil edecek ve diğer ülkelere de yol göstermiş olacaktır.
  • 7- Bu yöntemlerle devlet koleksiyonuna katılacak yapıtlar, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sağlam adımlarla gündemine alabileceği bir Çağdaş Sanat Müzesi’nin koleksiyonunun çok önemli bir ilk adımını oluşturabilecektir.

Bugüne kadar bildiğimiz gibi, Atatürk döneminden sonra, maalesef tek bir Çağdaş Sanat Müzesi açamamış olan devletimiz böylece bu krizle mücadele ederken aynı zamanda bu şekilde bu büyük eksikliğin üzerine gitmiş olacaktır. Ayrıca bu süreçle beraber, plastik sanatlar sektöründe KDV’nin %1’e düşürülerek bir ciddi teşvik gerçekleştirilmesi çok yerinde olacaktır. Yıllardır sanat adına hiçbir teşvik alamadan kendi yağı ile büyük zorluklar içinde kavrulan ve diğer sanat dallarının aksine devletten hiçbir destek almayan sektörümüzde, bu KDV olgusu çok uzun süredir beklenen neredeyse müzminleşmiş bir sorundur. Bunun yanı sıra, sinema, opera, tiyatro alanlarında da şu anda büyük zorluklar yaşanmaktadır ve plastik sanatlar için önerdiğimiz danışma kurulunun bir benzerinin gösteri sanatları için de teşkil edilmesinde yarar vardır.

Geçtiğimiz günlerde tiyatrocularımızın “Tiyatro Yaşasın” çıkışları da bu acil gereksinimin doğrudan ifadesidir. Bu girişim acil olarak desteklenip yaşama geçirildiğinde hem Bakanlığımız, hem sanatçılarımız, hem sanat eleştirmenlerimiz, hem de sanat galerilerimiz daha değerli, kazançlı ve üretken günlere kavuşacaktır.

Sanatın, insan ve toplum hayatındaki vazgeçilemez öneminin farkındalığı ile belirtmek isteriz ki, en değerli sanat eserleri imkan verildiğinde en zor günlerde hayat bulurlar ve sanat tarihi de bu değerli sanat eserlerini dünya sanat tarihine kaydederek hem o ülkenin hem de sanatçının sonsuza kadar yaşatılmasına vesile olurlar. Korona Virüs krizinin etkilerinin sanat ortamında yoğun olarak hissedildiği şu günlerde sanat dünyamızdan bu talebi ivedi olarak dikkate alacağınıza inanıyoruz. Bu zor dönemi, sizlerle dayanışma içerisinde ve desteğinizi yanımızda hissederek aşabileceğimize inanıyor ve en iyi dileklerimizi sunuyoruz. Gereği için makamınıza saygılarımızla arz ederiz.

Bedri Baykam

Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği International Association of Art UNESCO Resmi Partneri

Türkiye Ulusal Komitesi Başkanı

Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği Yönetim Kurulu

Denizhan Özer, Fazilet Kendirci, Ceylan Mutlu, Fehim Güler, Murat Havan, Nebahat Karyağdı”

*****

Önceki

Yıllar Önce “Hatay’da Bir Gün”

Sonraki

ÇÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Yeni Binasına kavuşuyor

Yorum yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Popüler Yazılar