Midas Anıtı & Yazılı Kaya
Harika Ören Yazdı
Mevsim seyahat mevsimi. Anadolu’nun vadileri, yaylaları, tarihi zenginliklerinin, İlkbahar’la uyanışa geçen bitki örtüsünün kışkırtan davetine kapıldık. Yolculuk İstanbul’dan başladı.
Gezi rotamız, Isparta Gül Hasatı Şenlikleri, Dünyanın ‘’Sakin Şehir-Cittaslow’’ ödüllü Yalvaç Antiocheia Antik Kenti, Eğirdir ve Salda Gölleri, Sagalossos Antik Kenti ‘ni kapsıyor. Gezi Eskişehir’in Han İlçesi’nde Rekreasyon Derneği’mizin düzenlediği ‘’Han’da bahar Çiçekleri Festivali’’yle bitecek.
Sizlere gezimizin son durağında Eskişehir’e 80 km uzaklıkta bulunan Han İlçesi sınırlarında yer alan Midas Anıtı, halkın dilindeki adıyla Yazılı Kaya’dan bahsetmek istiyorum. Yazılıkaya her gördüğümde ihtişamlı duruşu karşısında kendimi küçücük hissettiğim devasa bir antik kaya. Frig Vadisi’nde kayalık bir tepe üzerinde yerden 2 metre yüksekten başlıyor. Yazılıkaya’yı bütün olarak görmek için biraz uzaktan bakmak gerekiyor.
Hattuşa’nın yaklaşık 1,5 km. kuzeydoğusunda yer alan bu Hitit Tapınağı, doğal kaya yapısı içine oyulmuş, üstü açık iki odadan oluşuyor. Büyük olan ana odanın kayalık duvarlarında Hitit Tanrısı rölyefleri var. Erkek tanrılar sol yanda, tanrıçalar sağda; karşıdaki duvarda Fırtına Tanrısı Teşup ile Güneş Tanrıçası Hepat’ın buluşmasına tanıklık etmekteler.
Rehberimizin açıklamalarından ve alana koyulan tabelalardan öğrendiklerimize göre Yazılı Kaya köyünde yer alan anıt 19.Yy buradan geçen İngiliz subayı M.Leake’in ilgisini çekmiş. Hatıralarında ‘’ Kayaya oyulmuş, üstü yazılı anıtlar’’ gördüğüne yer vermiş. Yeniden vadiye gelmiş. Anıtlar üzerindeki yazıları incelemiş. Yazıtlarda sol üst köşede “Midas” adını görünce anıta “Midas Mezarı” ismini vermiş. İÖ 6.Yy yarısına tarihlenen, tüf üstüne oyulmuş anıt Frigya döneminde “Phrygia Salutaris” yani “Sağlıklı Frigya” olarak bilinirmiş. İÖ 8.Yy’da büyük ve güçlü bir devlet kuran Frigler, Kral Midas’la ileri uygarlık seviyesine ulaşmışlar. Kendilerine özgü ahşap mimari işçiliği sanatını kayalara taşımışlar. Dünyanın en önemli dini anıtı Yazılı Kaya’yı yapmışlar. 400 metrekare alana yayılan anıtın yapımında tüf kayaların kolayca işlenebiliyor olması belikli işleri kolaylaştırmış.
Araştırmacılar, bunun Yazılıkaya Köyü’nde bir anıtsal fasad üzeri açık avlu ve bir sütunlu galeriden meydana gelen, Ana Tanrıça Matar’a adanmış açık hava kült kompleksi olduğu görüşündeler. Hititlerden kalan rölyefler Yazılıkaya Platformu’nu Hititler’in de kutsal bellediğini göstermiş. Arkeolojik araştırmalar ve kazılar sonucu bölgede İÖ. 3000 yılında İlk Tunç Çağının başladığı kanısına varılmış. İÖ 200’lerde Hitit Krallığına son veren kavimler arasında bulunan ve İÖ 8. Yy.da Anadolu’ya yerleşen Frigler’den Midas Anıtı yanı sıra o döneme ait yerleşim yerleri, kaleler, kaya anıtları, kabartmalar, sunak yerleri, su sarnıçları, kaya mezarları, anıtlar, nişler ve antik yollar bulunmakta.
Yazılıkaya Açıkhava Kutsal Alanı, Bahar aylarında yeni yılı karşılama kutlamalarının yapıldığı Friglerin ana tanrıça Kybele’ye taptıkları yer. Dar geçitle ulaşılan bir odasının, Tudhaliya IV anısına, oğlu Şuppiluliuma II tarafından İÖ 13.Yy.’da yapılmış özel ibadet odası olabileceği düşüncesi var. Frig çağı öncesindeki kutsallığı, Frigler zamanında Kybele kültü ile doruk noktasına ulaşmış. Frig sonrası Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde etkisini sürdürmeye devam etmiş.
Türk arkeolojisinin öncüsü Osman Hamdi Bey 1891’de, Anadolu’da ilk kazmayı Lagina’da Hekate tapınağı kabartmalarını gün yüzüne çıkarmak için vurur. 127 yıl sonunda Göbeklitepe yerleşkesine
uzanan Arkeolojik kazılarla elde edilen bilgiler Anadolu’nun, evrensel yaşam tarihinin tüm kültürlerinden kesitler taşıyan bir Açıkhava Müzesi olduğunun kanıtıdır.
Anadolu, İnsana dair ilk olguların ortaya çıktığı Paleolitik Çağ’dan Demir Çağı’na, Neolitik dönemden günümüze uzanan yaşam dünyasının sırlarını açarken; Yazılıkaya Köyü Antik Kenti ilçenin altında ıssızlığını ve gizeminin büyük bir kısmını saklamaya devam ediyor.
*****