BİLİM İNSANI
İSKENDERİYELİ HYPATİA
Harika Ören Yazdı
Sizlere, Felsefe, Matematik, Geometri ve Astronomi eğitimi almış ama 45 yaşında hunharca öldürülmüş; zamanının önemli ve değerli bilim insanı bir kadınını anlatmak isterim. Bir Pagan olan İskenderiyeli Hypatia’nın gerçek yaşam hikayesini…
Yunan tarihçi Socrates’in “Historia Ecclesiastica” adlı eserine göre ölüm sebebi, politik işlere karışmasıdır. İskenderiye Valisi Orestes’le, İskenderiye Piskoposu Cyril arasındaki anlaşmazlıklardan sorumlu tutulur. 415 yılında Hristiyan bir çete tarafından saldırıya uğrar. Parçalanarak,taşlanarak ve yakılarak hunharca öldürülür. Hypatia, kadın olduğu için katledilen yetenekli bir bilim insanıdır.
Aristo’nun öğrencisi Makedonya kralı , Büyük İskender tarafından M.Ö. 332 yılında Mısır’da kurulan İskenderiye kenti, büyük üniversitesi ve kitaplığıyla bilginin merkezi haline gelir. İskender’in ölümünden sonra (MÖ 323) O’nun sağ kolu General Ptolemaios ve ailesi tarafından yönetilir.
Hypatia M.S 370 yılında İskenderiye’de doğar. Babası Theon, İskenderiye Üniversitesi’nde Matematik hocası aynı zamanda yöneticidir. Babasının rehberliğinde eğitim alan Hypatia, el sanatları, şiir, matematik, astronomi, geometri, felsefe konularında yetiştirilir. Sorgulamayı, araştırmayı seven meraklı, kusursuz bir gençtir. İskenderiye’nin bilgi yumağı atmosferinde yetişirken zamanla babasının bilimsel araştırmalarında sağ kolu haline gelir.
Sevecen, anlayış dolu davranışları, bilgi dolu aklın kendini emin kılan tavrıyla Hypatia üniversitede sevilen bir öğretmen olur. Günümüze kadar gelen önemli eserinde Tarihçi Sokrat ‘’ O’nun sınıfı, evi öğrencilerle, çağın bilgin ve düşünürleriyle dolup taşıyor. Avrupa, Asya ve Afrika’dan akın akın öğrenciler, sırf onun derslerini dinleyebilmek için İskenderiye’ye geliyorlardı. Bu öğrenciler arasında ileride İskenderiye valisi olacak olan Orestes ve Ptolemais’in piskoposu olacak olan Synesius’da vardı. Güzelliğiyle baş döndüren bu bilim kadınının hayranı çoktu’’ Diye anlatır. Zeki ve çok güzel bir genç kız olan Hypatia’nın bilim aşkı, hayatının merkezi olur. Erkeklerin ilgisini ‘’Ben gerçekle evliyim’’ diyerek ret eder.
Bugün birçok matematik bilgisinin altında bu harika kadının imzası var. Biz farkında değiliz ama Hypatia olmasaydı bugün matematikte Öklid kanunları bile bulunmamış olabilirdi. Araştırmaları, Öklid’in yoluna ışık tutacak kadar önemlidir. O yıllarda Roma’da genel eğitim seviyesi çok düşüktür. Bilgiye ulaşmak zahmetlidir. Orta Çağ’ın karanlık bir döneminden geçilmektedir. Hypatia bilime yaptığı katkılarla o döneme ışık olur. Doğayı mantık, Matematik deneyleriyle açıklamaya çalışır. Matematik ve astronomi kitapları yazar. Hypatia “Astronomik Kanun” kitabında eski olarak adlandırılan bilgileri yeniden gün yüzüne çıkararak belgeler.
Bilimde çığır açan bu gelişimler yaşanırken, İskenderiye Patrikhanesinin başına Kiril (Cyrille M.S. 412)) adlı bir papaz atanır. “Parabolani” isimli din fedaileriyle sözde zayıf ve yoksun halka yardım etme görüntüsüyle Pagan ve Yahudileri katletme amacındadır. Etkin konuşmasıyla din üzerinden siyasi gücü ele geçirmeye çalışmaktadır. O sıra siyasi irade Hypatia’nın öğrencisi, aşığı, en iyi dostu, günün koşullarına göre aydın sayılan Orestes’in elindedir. Kiril’in amacı Orestes’i zayıflatmaktır. Elindeki en güçlü iki kozu kullanır; Din ve Hypatia…
Hypatia’nın kadınlığı üzerinden yürür. Din üzerinden saldırarak, toplum karşısında haysiyetsizleştirir. Piskopos Cyril, Hypatia’nın sonunu cemaati Hypatia’nın değersiz olduğuna inandırarak sağlar. İncil’den yaptığı alıntılarla halkı kadın düşmanlığına sürükler. “Kadın sessizliği ve uysallığı öğrenmelidir. Kadının ne ders vermesine ne de erkeğin üzerinde yetki sahibi olmasına izin vermeyeceğim. Suskun olacak ve sessiz kalacaktır. Çünkü önce Âdem sonra Havva yaratılmıştır”. Sözleri üzerinden yürür.
Cyril Hypatia’nın ölümünü doğrudan emreder. Halkı kışkırtır ve halk arasında Hypatia “dinsiz-şeytan” olarak nitelendirilir. Vahşet dolu olaylar böyle başlar. Hypatia, üniversitenin önünde saldırıya uğrar. Önce soyarlar, sonra midye kabuklarıyla etlerini parçalayıp ateşe atarlar. Canlı canlı yakılan bu muhteşem kadın, hayata veda ettiğinde henüz 45 yaşındadır.
Louis Figuier ‘’Hypatia öldürülmeye götürülürken’’’de (1866) ‘’Bağnazlığın kurbanı bu genç kadın vahşi erkekler tarafından yok edildi. Aydınlık, eşit bir dünya için onun adını anmadan olmaz…’’ der.
Tarihin sayfaları arasına gizlenenleri asla unutmaz. Gün gelir değerini teslim eder. ‘’Agora’’ filmiyle tanıdığımız İskenderiyeli Matematikçi, Felsefeci, Astronom bilgi küpü bir kadının vahşetle biten hikayesinde ki gerçek şudur ki; Hypatia masum olmasına rağmen ‘’Kadınlığı üzerinden’’ katledilmiştir.
415 nere? 2020 Nere? Bakıyorum da erkek bağnazlığı şiddetinden bir şey kaybetmemiş sadece şekli değişmiş. Din üzerinden ‘’Kadınlık’’ hala katledilmekte…
*****