Tarsus Şair Yazarlar Derneği seçimi ve şiir etkinliği
M. Demirel Babacanoğlu Yazdı
Tarsus Şair Yazarlar Derneği (TAŞYAD) 19 Ocak 2018 Cuma günü Asutay İş Hanı Güner Baykal Salonu’nda genel kurulu toplandı. Halil Aksoy Başkanlığında on beş yıldır görev yapan yönetim kurulu gönül erinciyle görevden çekildi. Kurallar uygulanarak seçim yapıldı.
Yeni yönetim kurulu asil üyeliklerine Doğan Akpınar (Başkan), Halil İbrahim Sarp(Yazman), Mehmet Sarı (Sayman), Fatma Özger Bilgiç, Semittin Yılmaz; yedek üyeliklere Bayram Sandal, Sami Kabul, Mehmet Ata Erişik, Mehmet Örsel, İmam Özel; denetleme kuruluna Selahatdin Özmen(Başkan), Yakup Boncuk(Bşk. Yrd.), Cabbar Türkyılmaz seçildiler.
Kurultaya katılanlar yeni yönetim kuruluna başarılar dilediler, eski yönetim kuruluna verdikleri hizmetler için teşekkür ettiler.
Tarsus Şair Yazarlar Derneği yeni yönetim kurulu Doğan Akpınar başkanlığında 26.01.2018 günü Asutay İş Hanı, Güner Baykal Salonu’nda “Nazire, Şahtiye” konulu ilk kültür sanat etkinliğini gerçekleştirdi.
Konuyu edebiyat öğretmeni eski başkan Halil Aksoy işledi. Edindiğim bilgilere göre; “Nazire”nin Türkçesi “benzek”tir. Edebiyatta bir şiire, (Daha da çok gazel) başka bir şair tarafından aynı ölçü ve uyakla yazılmış benzerlerine nazire denir.
Nezir, nazire adak, adanmış anlamları da taşır. Yani, o şairin şiirine yazılmış nazire, şairin şiirine benzetilmiş, şair’e adanmış anlamına da gelir.
Eski edebiyatımızda gazel yanında “terkib-i bent” (Bentlerle kurulan uzun nazım biçimi) türünde şiirlere de nazire yazılmıştır.
Fuzuli’nin gazeline Nedim benzek yazmıştır. Fuzuli’nin iki beyitini yazalım önce; sonra da Nedim’in naziresini yazalım.
“Hayret ey büt suretin gördükçe lâl eyler meni/ Sureti hâlim gören sûret hayâl eyler meni// Mihr satmazsın mana rahm eylemezsin munca kim/ Sâye tek sevdâ-yı zülfün pay-ı may eyler meni//…”
Anlamı: Ey güzel, güzelliğin dilsiz eyler beni. Değişmiş halimi gören, hayal eyler beni. Korumana sığınırım amma zülfü sevdan parçalar beni…
Nedim’in yazdığı nazire:
Bûs-ı la’lin şöyle sîr-abı zulâl eyler beni/ Kim gören âb-ı hayât içmiş hayâl eyler beni// Şaire söz bulmağa minnet yok ammâ neyleyim/ Âh kim hayret seni gördükçe lâl eyler beni//…”
Anlamı: Seni öpünce sular saf eyler beni. Kim görse, yaşam suyu içmiş gibi hayal eyler beni. Şaire söz bulmak kolay değildir amma gördükçe seni, dilsiz eyler beni
“Şahtiye”: Türk Tasavuf/Tekke edebiyatında önemli bir düşünceyi ya da duyguyu iğneleyen, alaya alan şiirlerdir. Konuyu daha çok tekke şairleri işlemiştir. Tanrı ile senli benli konuşur gibi şiirler yazmışlardır.
Kuşgusuz Abdal bir şirinde şöyle der:”Kıldan köprü yapmışsın/ Gelsin kullar geçsin deyu/ Hele biz şöyle duralım/ Yiğit isen sen geç Tanrı”
Yunus’tan bir örnek: “Çıktım erik dalına anda yedim üzümü/ Bostan ıssı kakıdı, der ne yersin kozumu// Kerpiç koydum kazana poyraz ile kaynattım/ Nedir deyip sorana bandım verdim özünü// İplik verdim çuhaya sarıp yumak etmemiş/ becit becit ısmarlar, gelsin alsın bezini/…/ Yunus bir söz söylemiş, hiçbir söze benzemez/ Münafıklar elinden örter mânâ yüzünü”
Sonra şairler kendi şiirlerinden okudular.
Kendi şiirimle bitireyim yazımı.
“YANLIŞ- hangimiz/ yanlış/ yapmadık/ şu/ dünyada/ kimi/ bağışlanır/ kimi/ bağışlanmaz// hesap/ vermeden/ gideriz/ bir gün/ sormadan kimseye// bırakmaz/ yüreğimizdeki/ ben/ sorgular/ bizi/ erdemsiz/ insana düşeriz// sorun/ ona/ buna/ temizlenir miyiz/ kirlerimizden diye/ dünyaya?” (Yüzsüzler yüzünü Alsın, Kendi y., 2013)
*****