Stefan ZWEIG’IN “SATRANÇ” KİTABI
M. Demirel Babacanoğlu Yazdı
“Satranç“ı Stefan Zweıg yazmış, 90 sayfalık kitap, Can y. Arasında çıkmış. / Yazar 1881’de Viyana’da doğmuş. Nazilerin baskısından 1938’de İngiltere’ye, 1939’da Nevyork’a, oradan da Brezilya’ya kaçmış. 1942’de Boenos Aires’te eşiyle birlikte intihar etmiş.
Yaşar Yıltan okumamı; önerdi, okudum./ 11 Kasım 2018 günü saat 14.00’te, Mahfasığmaz Mah. Kalender Fırını Salonu’nda, Yaşar Yıltan, Cemal Ünal, Hüdavendigar Pampal, Arif Mutlu Bengül Kitabı değerlendirdik.
Mirko Çezentoviç okuma yazma bilmeyen biriydi. Basit matematik sorularını bile parmağını sayarak yanıtlardı. Kendisine şu işi yap denilmedikçe hiçbir iş yapmazdı. Satranç oyunlarını sessizce izlerdi. Her nasılsa öğrenmiş, yerleştirmişti kafasına. Bir gün papazla, jandarma çavuşuyla oynadı, papaz ve çavuş yenildiler.
Papaz onu kasabamsı komşu kente götürdü. Orada dört saat sessizce oynadı, oyuncuların hepsini yendi. Altı ayda satranç tekniğini tümünü kavradı. Eş zamanlı sekiz oyunun yedisini kazandı. Ama körlemeyi bir türlü öğrenemiyordu. Katlanabilir bir oyun tahtasının yanından hiç ayırmadı. Körlemeyi de kavradı. 17 yaşındayken bir düzüne ödül aldı. 18.’inde Macaristan, 20.’sinde dünya şampiyonu oldu……
Çezentoviç’in ilginç yanı, oyundayken çok zeki, oyun dışında aptaldı. En ucuz otellerde kalıyor, ucuz yaşamaya özen gösteriyor. Parayı çok seviyor, yazdığı kitabı satıyordu…
Bana göre yazar, şampiyonu yenebilmek için eşiyle oyun alıştırmaları yapıyor. Bu sırada Clennor yanlarına geliyor; onunla da oynuyor birkaç kez, yeniyor. Şampiyonsa bu sıralarda yanlarına gelip gidiyor. Yeteri kadar satranç tahtası olmadığından, Mirko’yla toplu olarak oynamaya karar veriliyor.
Mc. Connor’a bir yabancı yardım ediyordu. Sonunda Czentoviç yenildi ama yardımın nereden geldiğini anladı. Ona baktı. Üçüncü oyuna var mısın dedi. Yabancı özür dileyerek oradan ayrıldı.
Yabancıyı ikna etmek için yanına gittiler. Parasal yönünü zengin Mc Connor’un karşılayacağını söylediler. Yabancı Dr. B idi, bir el oynamayı kabul etti.
Dr. B şöyle anlatılıyor:
Hükümet işlerinde avukat olarak görevliydi ama silik bir kişilik sergiliyordu. Faşizm baskısı bırakmıyordu, hapse girmişti. Hapisteyken bir satranç kitabı çaldı. Satranç oyununu ayrıntılarıyla öğrendi. Oyun için yatak çarşafının karelerini kullandı. Daha sonra bu kareleri beynine yerleştirdi. Artık oyunu ezbere biliyordu.
Öyle ki yazar kendini iki ben’e ayırmıştı. Benler her gün karşılıklı oyun oynuyordu. Yenilen ben, yenen ben’e karşılık vermek için yeniden yeniden oyun oynuyordu.
Sonunda oyuncu hastalandı. Ateşliyken taşların numaralarını c2, c4… gibi numaralandırıyordu. Ve giderek çıldırıyordu. Gardiyana saldırmış, boğazını sıkmıştı… Daha da ileri giderek pencerenin camına yumruk atmış, elini kestirmişti…
O sıralar, Hitler Avrupa’yı ele geçirmiş, 14 gün içinde yazarın ülkeyi terk etmesini istemişti. Neler yaşadığını, yukarı yazdığım kısa yaşam öyküsünde ve kitabında görebilirsiniz.
Sonunda Dr. B. Tek bir oyun oynarım diyor; oynuyorlar. Czentoviç pes ediyor.
Bence, çok kişilikli kahramanla karşı karşıyayız… Sözgelimi, geri zekalıymış gibi gösterilen satranç oyuncusu Czentoviç yazarın taa kendisidir. Nasıl oluyor diye sorulabilir? Böyle birçok yazar, birçok buluş lapan bilimci vardır. Edison, Einstein, Neyzen Tevfik bunlardan bir kaçıdır. Öğretmeni sınıftan kovmamış mıydı Edison’u? Olaylarda, anlatımlarda bir söylence, bir olağanüstülük yaratma yok değildir. Bunu da Stefan Zwevig gerçekleştiriyor. 18.11.2018, Adana
*****