On Altı Ressam AÇS’de Sergi Açtı
M. Demirel Babacanoğlu Yazdı.
Adana Çimento Sanayi Sanat Galerisi (AÇS)’nde 27. Nisan 2018 günü on altı ressam resimlerini sergilediler. Amaçları, yapaylıklara karşı olmak, üretilen tablolarla bunları yansıtmak…
Şimdi tablolarına bakalım:
Mehmet Coşkun, güvercinler tablosuyla toplumsal bir yaşam çizmiş; insanlarla bir çocuk güvercinlere bakıyor. Güvercinler de insanlar gibi kentli olmuş…
Aytül Kayhan, sıcak renklerin gizemli yansımasıyla bir bayanı betimlemiş, duruşu, bakışı derin, kim bilir usundan neler geçiyor?…
Şeyma Oktuğ, asırlık yaşlarda kalın gövdeli ağaçlar betimlemesiyle sıkıntılı bir yaşam tarzını yansıtıyor…
Nihayet Tonyalı, yalnızlaşmış tarihi kapıları yansıtmış bize…O kapı tokmakları bugün yok… şifreli çelik kapılar geçmiş yerine…
Yasemin Erkan, eski bir evin tarihsel penceresini betimlemiş. Çerçeveli, örtülü , ahşap bir pencere yakışmış eve…
Ecem Tonyalı, bir çocuğun dizinde, elinde kuş, bakıyor ona, sanki uzak tarihlerden gelmiş, klasik bir tarzda betimlenmiş…
Ayşe Banu Gökalp, atlara meraklı olmalı, nasıl da betimlenmiş doğal yapısı atın, bir genç kız gibi yelesi düşürülmüş gözünün önüne…
Nevin Torun, ormanlıklı bir toprak alanını benzetmiş insana, bakışı, duruşu insan ağaçların, canlı, cansız varlıklar böyle değil mi, sıcak rengin yeşilimsi, dumanımsı, kahvemsi tonlarıyla canlandırılmış doğa..
Gülname Albayrak Eşlek, evet bu güzel bir portre, kadını duygularıyla, beyin yapısıyla, sıcak renklerin güzellikleriyle betimlenmiş…
Zeynep Kök, klasik tarzda verilen bir lamba bu, isli idare lambasından, kandilden geçip gelmiş buraya, ışığa boğmuş, odayı insanı, şimdi öyle mi ya, elektrik var…
Mine Talu, tek katlı, kiremitli, kubbeli evler, yeryüzü, gökyüzü, renkler uyum içinde verilmiş…
Şerife Ballı, klas biri, onun resminin altında üstünde imzası olmasa da tanırım onun resmini… Kahverengin kızılımsına ağırlık verir, bir kuytusuna saklar insanı… Derinliğe doğru baktıkça o insanı görürsünüz…
Yeşim Aksöz Sezgin, İstanbul’dan bir kesit kule, tarihten bu yana yaşadıkları, gördükleriyle yaşıyor…
Emine Aras, günebakan çiçeği mi bu, değişik görüntüleriyle, sarı rengin alıcılarıyla betimlenmiş…
Setenay Sezer, bir kent, bir bölüm klasik bir tarzla verilmiş, ne yaşamlar, ne güzellikler, hatta kim bilir ne çirkinlikler barındırmış içinde, bir şiir, bir öykü, bir roman…
Seyhan Demir, göksuda balıklar somut verilerle betimlenmiş… Bizim Özel Gültekin de balıkları çok sever ya , hemen durdu yanına, bastım düğmesine makinenin, Gültekin ve tablo yeni bir anlam kazandı…
Selime Kaman, Kaman’ı daha önce tanımış mıyım bilmiyorum? Böylesine yetenekli bir sanatçıyı tanımakta geçikmişim! Çamura can vermiş, canlandırmış… Yazılar, çizgiler, kıvrımlar, çıkıntılar, renkler, öyle canlı ki ayrılamıyorsunuz tablodan… kafamızda canladırınca rölyef değil bu, bir yontu diyebiliriz…
Zeynep Çokşen, siyah düzlem üstünde kompozisyon derinlikleri insanın; yüzeyde gördüklerimiz değil yalnızca gerçek…
Esma Şahin, İstanbul’dan gelmiş, ne kadar sevindim bilseniz, hep biz mi gideceğiz İstanbul’a?… Din önderi tarihlerinden veriyor yapıtını. Urfa’da bir mağarada doğmuş olan, Yahudiliğin kurucusu İbrahim Peygamber’in Nemrut tarafından ateşe atılışını resmetmiş… Çinili tabaklar, vazo çalışması yapmış ayrıca… 29.04.2018, Adana
*****