HALK ÖYKÜLERİNDE TOPLUMSAL GERÇEKÇİLİK

HALK ÖYKÜLERİNDE TOPLUMSAL GERÇEKÇİLİK

M. Demirel Babacanoğlu Yazdı

Çoğu halk öykülerinin yazarı belli değildir. Halktan biri ya da birkaçı üretiverir bu öyküleri. Halk benimser, katkılarda bulunur. Böylece halkın ortak ürünü olarak çıkar ortaya.

Yazınsal deyişle ‘anonim’ olur.

Halk öyküleri baskıcı yönetimlere, baskıcı kişilere, baskıcı ortamlara karşı doğmuşlardır. Halk, ‘heka, hekaye, mesel, metel’ der. Her olumsuzlukta, ya da her olay sonunda anımsanır, anlatılır. Bu ürünler, padişah, keloğlan, İncili Çavuş, dev, ejderha, cin, şeytan, fıkra gibi anlatım öykülerdir. Söz konusu öykülerde geçen padişah, dev, kral, bey, derebey, ejderha gibi ögeler güçlüleri temsil ederler. Onlar giderse yerine yeni beyler, yeni krallar, yeni padişahlar gelir. Ama, her öykü sonunda bu devlerin yenildiği görülmüştür. Yani, kötüler yitirir; iyiler kazanır.

Halkı sevindiren, mutlu eden, yaşamı kolaylaştıran bir düzen özlemiyle anlatılır bu öyküler. Geçmişten günümüze, atalardan aktarılarak gelir. Yazılmazlar, oluşturulur, sözlü anlatılırlar. Her aktarmada, her anlatımda, çağın önem ve anlamına göre konum alır, yenilenir, değişik versiyonlara sahip olur. Bir padişah öyküsü, bir dev, bir keloğlan, bir ejderha, bir İncili Çavuş, bir Nasrettin Hoca öyküsü düşünün, her öykünün neler yapmak, neler söylemek, neler anlatmak istediklerini hemen anlayabilirsiniz. Yenilmeyen kral, padişah, ağa, bey, ejderha yoktur. Özlenen, hayal edilen, mutlu bir düzen beklenir. Yaşantımız halk öyküsünde anlatıldığı gibi olsa diyenlerimiz az değildir.

Rahmetli teyzem bize çok sayıda halk öyküleri anlatmıştı; ben onların çoğunu yazdım. Hiç de sansür yapmazdı. Onun dilinde ‘sansür’, ‘müstehcen’ diye bir sözcük yoktu. Kent ve seçkinlerin yaşamında ‘sansür’, ‘müstehcen’ kavramları çıkıyor, öne geçiyor. Ondan sonra şura müstehcen, bura müstehcen diye sansür yapılıyor. Özellikle sanatçıların baş belası oluyor sansür!

Halkı yönetenler gerçeklerden, toplumsal gerçeklerden korkuyorlar. Gerçekler tehlikeli duruma geçiyor(!). Gerçeği, hele de toplumu kapsayan gerçeği söylemek, yazmak zor oluyor. Gerçeği, yalnızca gerçeği söyleyip yazdıkları için birçok aydınımızı yaşamdan olmuştur. Ama, ne yapılırsa yapılsın gerçeklerin üstü örtülemiyor.

Onun için halk öyküleri önemlidir.

Siz de bildiğiniz halk öykülerini yazınız.

*****

Önceki

Bodrum Şehir Tiyatrosu oyunlara başlıyor

Sonraki

CRR’de Büyük Besteci Erol Sayan’a Özel Program

Yorum yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Popüler Yazılar