Bir Destandır Çanakkale

Bir Destandır Çanakkale

M. Demirel Babacanoğlu Yazdı

Çanakkale bir destan, destanı yaratan Mustafa Kemal.

“Çanakkale içinde aynalı çarşı

Anne ben gidiyorum düşmana karşı

Hep toplanıp gittiler.

İçinde anamın babası Gök Mehmet Dedem de vardı. İki kız çocuğu, bir genç eş bırakıp gitmiş, şehit olmuştu.

Ne anam, ne teyzem, ne ninem şehit maaşı istemediler.

Seyit Onbaşı’ya şehit maaşı vermek istemişler, kabul etmemiş. “ben maaş için savaşmadım; yurdum için savaştım” demiş.

Dedem de öyle yapmıştı.

“Hey on beşli on beşli

On beşliler gidiyor

Kızların gözü yaşlı”

On beş yaşında, çiçeği burnunda çocuk yaşta denilecek gençler sevgiliden bir buse almadan gittiler.

O yıl okullar mezun veremediler.

1. Dünya Savaşı 1914’de başladı – 1918’de bitti. Batılıların aymaz, uslanmaz, doymaz beyinlerinin sonucu yapılmıştı bu savaş.

Dünyanın ; 6.6 milyon sivil, 10 milyon asker kaybı oldu. Yeni sömürge edinen devletler halen doymuş değillerdir!

Doğuda, batıda, güneyde, kuzeyde ateşler içindeydi ülke.

Conkbayırı Anıtı

Balkanlar, Çanakkale, Sarıkamış, Irak Cephesi, Güney Cephesi, Trabulusgarp… savaşlarına girmiştik.

İngilizler, Fransızlar Çanakkale’yi geçmek, Rusya’ya ulaşmak istiyorlardı. Savaş araç gereçleri götürüyorlardı.

Güneyden kendileri, kuzeyden Ruslar saldıracaktı…

Boğazlar alınacak, yeni bir dünya kurulacaktı!

Onlarını askerleri Yeni Zelanda, Avusturalya’dan getirdikleri “ANZAK” denilen askerlerdi.(*)

Mehmetçiğin süngüsüne, göğsüne çarptılar geçemediler Çanakkale’yi.

Çanakkale Şehitler Abidesi

Genel komutan Alman kökenli Liman Von Sanders’ti. Düşman zorluyordu Çanakkale’yi. Ne yapılmalıydı?

Mustafa Kemal yanıtlıyor:

“Tüm güçler benim kumandama verilsin…”

Liman Von Sanders:

“Çok gelmez mi?”.

Mustafa Kemal:

“Az bile gelir.”

Bundan sonradır ki, Çanakkale çarpışmalarında üstünlük sağlanmaya başlanır.

Mustafa Kemal askerleriyle iç-içe yan yanaydı. Çanakkale Zaferi kazanılacaktı. Conkbayır’ına ulaşır Mustafa Kemal. Kaçan askerleri görür. “Nereye” diye sorar. Düşman geliyor derler. “Düşmandan kaçılır mı”? der; süngü taktırır… Yere yatırır. Gelibolu’ya yaklaşmış olan düşman da yere yatar. Zaman kazanılmıştır, 57. Alay yetişir… Kara savaşları başlar.

Yüzbaşı Hakkı Bey gemilerden sökülmüş topları kıyılara yerleştirir. Bir gecede, Nusret mayın gemisiyle(**) mayın döşetir boğaza. düşman 19 Şubat 1915’te 12 zırhlısıyla saldırırlar. Mayına basarlar, 2 İngiliz zırhlısı batar. 1 Fransız, 2 İngiliz zırhlısı ağır yara alır.

Yenilirler. 18 Mart 1915 Kara savaşları biter.

Yenilmişlerdir.

Karaya asker çıkarmaya karar verirler.

26 Nisan 1915’te Seddülbahir üzerinden çıkarma yaparlar. Savaş 8 ay 4 gün sürer. Karşılarında Mustafa Kemal vardır.

Göğüs göğüse savaşlar olmuştur. Ölüleri toplama için yapılan ateşkeslerde birbirlerine sigara vermişler konuşmuşlardır. Yaralı düşman askerinin tedavisini yapmışlardır. Onlar konserve vermişler, bizimkiler kavurga, pestil…

Görülüyor ki askerlerimiz dostça yaklaşmışlardır.

18 Mart 2024, Adana

…………

(*) Düşmanın askeri kendinden değildi. Avusturalya, Yeni Zelanda’dan getirdikleri ‘ANZAK’ denilen askerlerdi.

(**)Nusret Mayın gemisi Tarsus’tadır. Tarsus belediyesince müze konumuna getirilmiştir.

****

Önceki

“Seni Gidi Beni” Bandırma’da

Sonraki

İFSAK 44.Kısa Film Yarışması Sonuçlandı

Yorum yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Popüler Yazılar