DUNE: Hayal gücünün başarısı

DUNE: Hayal gücünün başarısı

Anibal GÜLEROĞLU Yazdı

Hayal gücü… Yaşama renk katan, yeri geldiğinde gerçekliklere temel teşkil edebilen ve ufkumuzu geliştiren zihnin yaratma yetisi… ‘Mantık sizi A noktasından B noktasına götürür. Hayal gücü ise her yere’ demiş Einstein. Nitekim yazarların hayal güçlerinin ürünü olan kurgular da bizleri alıp götürmekte türlü türlü yaşamların içine. İster geleceğe dair öngörüler, isterse ulaşılmaz hayatlar sunsunlar… Başarılı hayal güçlerine dayanan kurguların ayrı bir yeri var hayatımızda.

Bu noktada hayal gücünün en etkin biçimde kendini gösterdiği içerikler de bilimkurgu türüyle karşımıza çıkmakta kuşkusuz. Zira bilimkurgunun babası sayılan yazar Isaac Asimov’un ‘Bilimkurgu yazarları kaçınılmazı öngörür. Zaten kaçınılmaz olan felaketlerdir, çözümleri değil’ sözüyle de işaret ettiği üzere, bu tarz içerikler geleceğe yönelik uyarılar yapan prototipler gibidir çoğunlukla.

Nasıl ki, Frank Herbert tarafından 1965’te yazılan ve halihazırda sinema uyarlamasıyla beyazperdede olan ‘DUNE’ bu gerçeği ve hayal gücünün başarısını en iyi yansıtan örneklerden biri!

Peki, Denis Villeneuve’ün yönettiği 2021 yapımı ‘DUNE: Çöl Gezegeni’ uyarlandığı eserin hakkını veren türden bir iş mi? Bunu değerlendirmek için öncelikle orijinal eserin sunduklarına kısaca göz atmak gerek.

KORKU ZİHNİN KATİLİDİR!

‘Asıl zevk bilmekte değil bulmaktadır’ der Isaac Asimov. Araştırıp bulmayı ve bu yolla bilmediklerine erişip bunları hayal gücüyle pekiştirmeyi sevenler için ‘DUNE’ adlı eserin biçilmez kaftan olduğunu işaret ederek başlayalım söze.

Zira Hugo ve Nebula Ödülleri alan; Frank Herbert tarafından altı kitap halinde yaratılıp onun ölümünden sonra oğlunun hayal gücüyle 12 kitaba tamamlanan ‘DUNE’ serisi sıradan bir bilimkurgu olmanın ötesinde, içeriğinde barındırdığı bol aforizmalar ve uyarıcı felsefeyle oldukça engin ufka sahip bir eser.

Dahası Arthur C. Clarke tarafından ‘Yüzüklerin Efendisi’ dışında başka hiçbir kitapla kıyaslanamayacak kalitede görülen orijinal kurgunun yarattığı dünya da fazlasıyla övgüye değer niteliklere sahip. Kurallara uyanları, kuralları esnetenlerle birlikte ele alan içerik bu süreçte aksiyonunu ve felsefesini geliştirirken sadece fantastik öğelerle yetinmeyip din-siyaset-ekonomi-toplumsal sorunlar-liderlik-cinsiyetçilik gibi unsurları da işin içine sokuyor. Geleceği görme yeteneğine sahip veliaht Paul’ün kendini geliştirip liderlik yolunda ilerleme evresinde ‘Korku, zihnin katilidir’ gerçeğinin nasıl alt edilebileceğini ortaya koyan eser aynı zamanda insan olmanın faziletlerini yüceltip bunun her türlü mücadelecilikten üstün olduğu mesajını vermekte.

Diyeceğim o ki DUNE; Bolca düşündürmeyi hedefleyen… Geleceğe dair çarpıcı mesajlarıyla kendine özgü bir üstünlük sağlayan… Felsefi ve dini derinliğe önem vererek diğer bilimkurgulardan ayrı bir noktaya ulaşan… Günümüz dünyasına öngörüde bulunurcasına ‘Su’ kıtlığını işleyip yaşam için önemini (ölen kişinin beden suyunu alma örneğinde olduğu gibi) oldukça etkileyici biçimde ve sıkça dillendiren… Beklenen ‘Kurtarıcı’nın gelmesinin hayatları nasıl değiştirip etkileyeceğine yönelik mantığıyla inanç yönünü ortaya koyarak dinlere göndermelerde bulunan… Geleceği görme gücü verdiği söylenen ‘Melanj’ denilen ‘Baharat’la doğal kaynakların işgalci hırsları nasıl depreştirdiğini ele alan… Gizemli çöl halkı Fremenlerle sömürgecilik tehlikesine göndermede bulunan… Kumların altından çıkıveren sese duyarlı dev solucanlarla kaynakları hızla tüketilen Çöl Gezegeni’nindeki hayalciliğin hakkını veren… Annesi tarafından özel olarak yetiştirilen Paul’ü, Lord Leto’nun oğlundan bir Mesih’e dönüştürme aşamasında liderliğin inceliklerini korkusuzca aktaran ve bunu hayal gücü üstünden zihinlere işleme sürecinin ana fikrine dönüştüren çok yönlü bir seri!

Böylesine derinlikli bir bilimkurgunun sinemaya uyarlanması da hiç kolay iş değil açıkçası. Nitekim 1984’te David Lynch tarafından 2 saat 17 dakikalık bir film olarak sinemaya uyarlanan ‘Dune’ beklenen başarıyı sağlayamamış bir yapım olarak karşımıza çıkmakta. Hal böyleyken ‘liderlik’ detayı üstünden ‘DUNE: Çöl Gezegeni’ne bakacak olursak…

LİDER OLMAK KOLAY DEĞİL

İnsanları yönetmek… Kendini yönetmeyi öğrenen biri insanları da kolayca ve doğru biçimde yönetebilir mi? ‘Kendini yönet, dünyayı yönetecek gücü bulabilirsin’ demiş mesela Platon. Öte yandan Machiavelli de ‘Liderlerin kalitesini anlamanın yolu etrafındaki kişilere bakmaktır’ sözüyle liderlerin kendi karakterlerine uygun kişileri çevrelerine topladıkları gerçeğine değinerek yönetenin karakterinin önemini öne çıkartmış. Hepsi de doğru saptamalar.

Anlayacağınız lider gibi lider olmak tamamen güçlü kişilik meselesi! İşte ‘DUNE’ tam da bu noktadan ilerletmekte kurgusunu. Halkını düşünen ve onların geleceği için fedakarlıkta bulunan bir lider olmanın kolay olmadığını Paul karakteriyle vurgulamaya çalışan yapım, çok para kazandıran ‘Baharat’ yüzünden İmparatorluğa bağlı gezegenlerin hedefinde olan Arrakis yani DUNE üzerinden kurtarıcı liderliğin ayrıntılarını sergilemekte.

Şöyle ki; İmparator tarafından baharat hasadını toplamak üzere Çöl Gezegeni’ne yollanan Lord Leto’nun gezegeni işgal eden Harkonnen Ailesi’nin tuzağına düşmesi Paul’ün kurtarıcı liderliğine giden yolda ilk adım oluyor. Babasının intikamını alma arzusuyla dolu olan Paul, Leydi Jessica ile çöle kaçıyor. Özünde sömürülen halk durumundaki Fremenler’in de desteğini alıp isyan çıkartmaya niyetlenen Paul, böylece bir yandan farklılıkları ve yozlaşmaları keşfederken bir yandan da içsel yolculuğa çıkıp Çöl Gezegeni’ne adalet getiren bir lider olmak için kolları sıvıyor. Tabii bu süreçte öngörüleriyle liderlik yolunda öne çıkan Paul’ün kendi gücünü keşfedişi ve yönetme gücünün derinliklerine inişi sadece felsefi-mesajcı söylemlerle değil aynı zamanda görsel zenginliklerle birlikte sunuluyor seyirciye. Lider olmak kolay değil neticede!

SONUÇTA; ‘Korkmamalıyım. Korku, katilidir aklın. Korku, mutlak yıkım getiren küçük ölümdür’ diyen ‘DUNE’ bilimkurgu edebiyatının zirvesinde yer alıp çeşitli işlere ilham kaynaklığı eden ve her devirde ilgi görecek bir içeriğe sahip!

Öte yandan sadece sinemayla kalmayıp 2000’de John Harrison tarafından mini televizyon dizisi çekilen, 2003’te ‘Children of Dune’ uyarlaması da televizyonda yayınlanan ‘DUNE’ serisinin bol malzeme veren ancak roman halinin dışında aktarılması oldukça büyük ve özenli emek isteyen bir evren üstüne kurulu olduğunu da unutmamak lazım.

Neyse ki, 2021 yapımı ‘DUNE: Çöl Gezegeni’, söylem yönüyle romandaki kadar etkileyici olamasa dahi bu evreni yansıtma ve benimsetme hususunda öncekilere kıyasla oldukça başarılı bir performans sergilemiş. Dolayısıyla devamının geleceğine dair işaretini de veren mevcut uyarlama için ‘Gerek karakterleriyle gerekse gerçekçi atmosferiyle bu evreni seyircisine hissettirme konusunda hiç de yabana atılır değil’ diyoruz.

guleranibal@yahoo.com

www.twitter.com/guleranibal

*****

Önceki

Atatürk Marmaris’te Resim Sergisi

Sonraki

27 Ekim 2021 Çarşamba Tiyatro Rehberi

Yorum yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Popüler Yazılar