OTİZMLİ REMZİ’den Sanatçı REMZİ’ye

OTİZMLİ REMZİ’den

Sanatçı REMZİ’ye

Harika Ören Yazdı

Birleşmiş Milletler 2008 yılında 2 Nisan’ı Otizm Farkındalık günü olarak kabul eder. Otizm ile ilgili sorun ve çözümler masaya yatırılırken; “Otizm Farkındalık Ayı” olan Nisan boyunca Dünya’da Otizmle ilgili araştırmaların teşvik edilmesi, erken tanı ve tedavinin yaygınlaştırılması hedeflenir.

Sizlere Otistik bir çocuğumuzu tanıtmak istiyorum. O’nun lakabı, Otizmli Remo. Otizmli Remzi Yılmaz, şimdilerde Yüksek Öğretim Kurulunun 2017’de yürürlüğe soktuğu engelli öğrenci kontenjanından Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencisi olma hakkını kullanıyor.

Remzi’nin ilk ve orta öğrenimi ailesinin ve de özellikle annesinin özverili mücadelesiyle tamamlanır. Otizm tanısı 2 yaşında konan Remzi hep dışlanır. O günden bugüne kadar Remzi’nin ailesi birçok engelle karşı karşıya kalırlar. Remzi’nin annesi Prof. Dr. Meltem Yılmaz bilinçli bir kadındır. “Devletimizin Remzi’ye verdiği hakların arkasında durduk. Güçlü olduk ve yılmadık. Sonunda Remzi ilk ve orta öğrenimini tamamladı. Üniversiteli oldu” Özellikle ilkokulda çocuklarıyla Remzi’nin aynı sınıfta ders görmesini istemeyen velilerin imza toplayarak hakları olmadığı halde Remzi’yi okuldan uzaklaştırmak istediklerini belirten anne Yılmaz ‘’ Bunun gibi birçok engelle karşı karşıya kaldık fakat Remzi’ye inanmaktan ve Remzi’nin geleceği için mücadele etmekten hiç vazgeçmedik’’ diye anlatıyor.

Şimdi 19 yaşında olan Remzi’nin çizim yeteneği 10 yaşındayken keşfediliyor. Remzi kalemi eline alıyor ve çizmeye başlıyor. Çizimlerini hiç elini kaldırmadan yapıyor. Ağabey Tayfun Yılmaz kardeşinin sosyalleşmesi ve ileride bir mesleği olması için onun yeteneğini değerlendirme kararı alıyor. 2015’de ‘’Remzi Seramik ‘’markasını hayata geçiriyor. Konuşma güçlüğü çeken ve otizm tanısı olan Remzi, isteklerini, arzularını ve hayata bakış açısını çizgileri ve oluşturduğu seramik eserleriyle ifade ederken; seramik ve çizim alanında aday bir sanatçı olarak yol alıyor.

Remzi Yılmaz’ın çizimleri kupa, cam bardak, poster ve eşarp gibi ürünlerin üzerine basılıyor. O sosyalleşirken aynı zamanda da birçok otizmli gencin ailesine güç veriyor, çocuklarına örnek oluyor. Remo lakabıyla eskiden arkadaşları tarafından dışlanan Remzi sanatçı kimliğini emeğiyle elde ediyor. Düşlerini, seramik heykel haline getiriyor.

Otizm bir hastalık değildir, kişinin özelliklerinden biridir, diyebiliriz. Otizmli olmak; sanatçı, mimar, mühendis olmaya engel değildir. Remzi bunun en güzel örneklerinden biridir. Güzel Sanatlar lisesinden mezun olan Remzi artık Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencisidir. Yaşam koçuyla birlikte her gün okula gidip, derslere girmektedir. Annesi, Remzi’nin okula başladığı ay karma bir sergiye dahil olduğunu söylerken ekliyor, “Remzi bu zamana kadar ağabeyi ile birlikte kurduğu markanın finansal desteğiyle Ankara’da , Norveç’in Başkenti Oslo ve İstanbul’da solo sergiler açtı.” diyerek, oğluyla-oğullarıyla iftihar ediyor.

Remzi’nin ağabeysi Tayfun Yılmaz’ın bana tanıttığı Remzi’yi sizinde tanımanızı istedim. Tayfun Yılmaz, Korona ve Otizm konusunu paralelleyerek; Koronavirüs sebebiyle herkesin evde kalmaya çağrıldığını fakat insanların buna adapte olmakta zorlandığını belirtiyor. “Hepimiz Koronavirüs’ün getirdiği bu yeni normale alışmaya çalışıyoruz, fakat hiç kolay değil öyle değil mi?’’ diyor ve devam ediyor. ‘’ Otizmlileri şimdi daha iyi anlayabiliriz. Onlar, günün normalleri tarafından konulmuş kurallara ve düzene uymak zorunda bırakılıyor. Fakat onların normalinde bu hiç de kolay olmayabilir. Örneğin, bizler için sosyalleşmek çok önemli; sosyalleşmeye ihtiyaç duyuyoruz ve sosyalleşemeyenleri farklı buluyoruz. Otizmliler için normal olan ise ‘’sosyalleşmemek” diyerek çok önemli bir farkındalığın altını çiziyor.

Otizm’in tarifi spektrum bozukluğu, doğuştan gelen ya da yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkan; diğerleriyle iletişim kurmayı zorlaştıran ve engelleyen; karmaşık bir nöro-gelişimsel bozukluk olarak yapılıyor. Çeşitleri var. En erken 8 aylık bebekken bulgu veren Otizm, 18 aylıkken testlerle tarama yapıldığında sonuca ulaşılıyor. Güvenilir bir klinik tanı 3 yaş bitince kesinleşiyor.

Otizm Spektrum bozukluğu (OSB) özellikleri; göz kontağı kuramama, yaşıtlarıyla arkadaş olamama, ilgi veya başarıyı paylaşamama, empati yeteneğinin gelişmemesi, konuşmada gecikme ya da hiç öğrenememe (Otistiklerin % 40’ı asla konuşmaz),normal acı ve üzüntü gibi duygularını anlamada zorluk çekme, rutine bağlılık, aynı şeyleri tekrarda ısrar, sohbet etmede zorlanma, az ya da çok duygusal uyarılmadır. Otistikler, bakış açısını anlamada zorlanır. Espriyi anlayamaz ve ima edileni çözemezler. Eğlenemeyebilirler.

Otizmin tedavisi standart değil. Aileye ve çocuğa uygun davranışsal eğitim ve özel terapilerle normal insanlar gibi yaşam sürebilirler.”

Remzi Yılmaz değerli bir örnek çocuğumuzdur. Her Otizmli çocuğun yarının meslek sahibi bir kişisi olabileceğini unutmayalım.

*****

Önceki

COVİD-19 gölgesinde 1 Nisan Şakaları

Sonraki

Büyük bir sanatçıyı daha kaybettik; Ali Koçak

Yorum yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Popüler Yazılar