Güle Güle Françoise Gilot

Güle Güle Françoise Gilot

Harika Ören Yazdı

Françoise Gilot; adı Picasso ile duyulur. Yıllarca Picasso’nun kadınlarından biri olarak anılır. Picasso’nun yoldaşı olur, çocukları Paloma ve Claude Picasso’yu doğurur. On yılın sonunda çocuklarına rağmen “Picasso’nun ilham perisi” sıfatını sırtından çıkarıp atmak ister.

Gilot (1921-2023) Haziran’da 101 yaşında hayata gözlerini yumar. 80 yılı aşkın bir süre durmaksızın ürettiği soyut çalışmaları, portreleri, dışavurumcu manzara eserleriyle; yaşamın savaşçı kadınlarından olan Françoise Gilot bugün dünya standartlarında bağımsız sanatçı-yazar olarak tanınmaktadır.

Genç yaşta Picasso ile birlikte olunca adı hep onunla anılır. Tek başına yok sayılır. Shelah Horvitz “Erkek sanatçıyla birliktelik, kadın sanatçının kariyerinin ölümüdür. Kadın ressamın sevgilisine bağlılığı oranında tüm başarılarının sevgiliye atfedildiğini tarih boyunca izlemekteyiz.”der. İşte yaşadığı aynen budur. Başarısının beraberliğine indirgenerek, sanatının göz ardı edilmesini bir yerden sonra kabul edemez. 2010 yılı itibariyle Gilot kendi başına bir sanatçı olarak değerlendirilerek aralıksız sürdürdüğü sanat yaşamına bileğinin, emeğinin, sabrının hakkıyla imzasını koyar.

Françoise Gilot ilk sergisini 1943’de 22 yaşındayken açar. Aynı yıl Braque, Miro, Beauvoir ve Gertrude Stein’den oluşan entelektüeller içinde yaşayan kendinden 40 yaş büyük Picasso ile tanışır.

Birlikte oldukları on yıl boyunca iki çocuk yaparlar. Picasso Gilot ile yaşam tarzını değiştirirken sanatını geliştirmeye, farklı konularda farklı materyallerle, yeni tekniklerle denemeler yapmaya başlar.

Gilot’ da sanata ayıracak zamanı daima yaratır. Enerjik yapısıyla temsilcisi Daniel-Henri Kahnweiler ile sözleşmesini sürdürürse de ilişkileri boyunca biraz geri çekilerek sadece çizim yapar. Bir söyleşisinde ‘’Biz kadınlar nadiren kendimiz olma cesaretini geliştirebiliyoruz’’ diyerek duygularını paylaşır. Daha sonra kitabında Picasso’nun sahiplenme, fiziksel şiddet, sadakatsizlik ve sadizm içeren davranışlarından bahsedecektir.

Gilot’un 1940-50’lerde Paris Okulu ile Amerikan Sanat sahnesi arasında bir köprü oluşturduğu kabul edilir. Picasso’nun başının üstünde barış güverciniyle çizdiği resmini baz alarak yarattığı trompe l’oeil’ini ‘’Merkezinde Picasso’nun olduğu ve içinde üç kuşak sanatçının bulunduğu bir kompozisyon yaratmak istedim’’ diye açıklar. (Françoise Gilot/Ressamlar 1952) Gilot’un arkadaşı ve hayranı olan Henri Matisse’in “Françoise ne zaman bir kuş çizse, gerçeklikten ne kadar uzak olursa olsun uçar’’ dediği bilinir.

1953 yılında Gillot, Picassoyu terk eder. Picasso daima terk edendir, edilen olamaz. Terkedilmek onu öfkelendirir. Parisli galericilere Gillot’un eserlerini boykot ettirir. Picasso onu bitirmek için eleştirmenler yoluyla resimlerini değersizleştirerek, Fransa’da sanatçı olma yolunu tıkar.

Françoise Gilot yılmaz. Amerika’ya gider. 1500 eser, 500 den fazla çizim ve grafik yaratır. Uluslar arası sanat pazarlarında aranan isim haline gelir. Picasso’nun tüm engellemelerine rağmen çalkantılı ilişkilerini detaylarıyla anlattığı “Picasso ile Yaşam’’ kitabı 1964’de basılır.

Françoise Gilot 2010 yılında Legion d’Honneur üyeliğine layık görülür. Gillot’un ikinci kitabı “Matisse ve Picasso’’ adıyla yayınlanır. 2016 yılında Emma Brockes’un Guardian için Gilot ile yaptığı röportaj sonunda ; Emma onu “vahşi ve tavizsiz’’ olarak tanımlar. Bu kavramlar Picassso’nun Gilot’a aşık olma sebebi bile olabilir. 70’lerin sonu 80’lerin başında Venedik, Hindistan, Senagal gezilerinde çizdiği eskizleriyle Gilot İlkbahar moda haftasında görücüye çıkar.

Gilot’un 2000’den itibaren eşsiz yaşamından birkaç bağımsız sergiye imza atan Warfok Gallery, sanatçının en büyük koleksiyonunu elinde bulunduruyor. 97 yaşındayken “Sanat her gün yaptığım şeydir’’ diyerek üretmeyi sürdüren Françoise Gilot 2018 yılında 100 yaşına bastığında Varfok Galler’de Krisztina Kovacs tarafından eserlerinin büyük bir bölümünün yer aldığı solo bir sergiyle taçlandırılır. Bu yıldönümü sergisi bir bakıma sanatçının ressamlık kariyerinin zafer öyküsüdür.

Picasso olmasaydı, Gilot olmazdı, diyenlere; Picasso ile tanışan genç Françoise Gilot adının sevgilisiyle ilişkilendirilmesinden daha doğal ne olabilir? 40’ındaki ünlü sanatçının 22’sinde ilk sergisini açmış, çıtır aşkı! Tam bir sanatsal magazin konusu değil mi? Yaşanmışlıklar gerçektir. Gilot’un Picasso’dan ayrıldıktan sonraki yaşamı daha bir gerçektir. Çünkü artık Picasso yoktur.

“Picasso: Hayatındaki Kadın’’kitabının yazarı Marküs Müller, Françoise Gilot’dan “Sürekli kendini icat etmiş ve sürekli kendine karşı dürüst olmuştur’’ diye bahseder.

Görünen odur ki Gilot her zaman sanatsal yolunu bulmuş ve kendini aşmıştır. O’nun sanatı; köklerini Braque, Matisse, Paul Eluard, Aragon, Cocteau, Brassai, Rober Caba ve bunun gibi o zamanın sanat dünyasının, önemli kişilikleriyle buluşmuş, yüzyılın devrimci çağının resrokpektifidir.

İyi ki var olmuşsun, huzur içinde uyu Françoise Gilot.

17 Ağustos 2023 İzmit

Önceki

Ceviz Güzeli & Lucas Paixao

Sonraki

Bodrum HGC’de Belgin Engin’in Sergi Rüzgarı

Yorum yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Popüler Yazılar