Öykü – SOLUK ARKADAN ÇIKIYOR

Öykü – SOLUK ARKADAN ÇIKIYOR

M. Demirel Babacanoğlu Yazdı

Eskiden hastalar koca karı ilaçlarıyla, üfürükçülerle muskalarla… iyileştirilmeye çalışılırdı. Bu yüzden kaç hasta dünyamızdan ayrıldı, sayısı bilinmez…

İşte böyle bir dönemde, adamın birinin bir hastası varmış. Hastayı yatırlara götürmüş iyi olmamış. Koca karı ilaçları içirmiş iyi olmamış. Muskalar yazdırmış iyi olmamış. Ilıcalara götürmüş iyi olmamış. İçmeler içirmiş iyi olmamış. Falcılara baktırmış iyi olmamış. Öküz sidiği içirmiş, kedi tersi, köpek eti yedirmiş iyi olmamış… Bin bir türlü uğrasa yaptırmış iyi olmamış. Oraya buraya gitmişler, ilaçlar, emler getirmişler, imamlara götürmüşler, okutmuşlar, üfletmişler hasta iyileşmemiş bir türlü…

Demişler ki, “Filan yerde keskin derin bir hoca var, bir de ona götürün iyi olur iuşallah hastanız.” Adam, “yok yavu” demiş; öyle keskin mi, öyle derin mi bu hoca?”Ne demezsindemişler, “hoca öyle derin, öyle derin, öyle keskin ki sorma; deriyi, postu duvarda, yerlerde yürütüyor, hastaları havada gezdiriyor iyileştiriyor. Ayrılan, boşanan karı kocaları birleştiriyor, çocuğu olmayan kadınların çocuğu oluyor; yeter ki bir üflesin, iyileşmeyecek hasta yok! Sen iyisi mi hastayı bir de o hocaya götür, bir de o baksın ellesin hastanızı, okusun üflesin, evvel Allah iyileşir inşallah, bize de algış verirsin…”

Hani ne derler denize düşen yılana sarılır. Adam da ne yapsın, çaresiz, umarsız kalmış, o derin hocaya(!) sarılmış! Hastam iyileşsin diye ayağına kadar gitmiş hocanın. Olanı biteni anlatmış.. “Ne olur bizim hastaya da bak, bir üfle, elle iyileşsin hastamız.” Eh derin hoca bu ya, şöyle yanıtlamış: “Evvel Allah ben üfleyip elledikten sonra hastanız cin gibi olur…” Hasta sahibi, aman hoca efendi aman, hastamızı iyileştir de, ne istersen iste bizde! demiş.

Hoca “olur ama şimdi benim çok işim var, bugün olmaz beş altı gün sonra getir, o zaman bakalım hastaya” diyerek nazlanmış. Adam ne yapsın, yalvarmış, yakarmış, hocayı ikna etmiş. “Peki peki” demiş hoca efendi “bakalım.”

Düşmüşler yola. Eve gelmişler. Adam, hastayı göstermiş… Hoca, hastanın, bir eline, bir yüzüne, bir ayağına, bir göğsüne bakmış, diz çökmüş baş ucuna, okuyup, üflemeye başlamış… Hasta iyileşme şöyle dursun, can çekişiyormuş…

Hasta sahibi, bir hocaya bakmış, bir hastaya, hasta elden gidiyor, hoca okuyup, üflüyor… okuyup üflüyor; hastada bir kıpırtı yok, öldü ölecek…

Adam dayanamamış;

“Hoca efendi, hoca efendi, güzel güzel okuyosun, üflüyorsun ammaaaa soluk arkadan çıkıyor” demiş..

*****

Önceki

Hızlı ve Öfkeli: Hobbs ve Shaw

Sonraki

Ayşegül Armay’ın “Kartal”ı İngiltere’de Sergileniyor

Yorum yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Popüler Yazılar