Korkunun ‘O’ hali geri döndü!

Korkunun

‘O’ hali geri döndü!

Anibal GÜLEROĞLU Yazdı

Yaşantımız çeşitli sebeplerle yaratılan gerçek veya düzmece korkularla çepeçevre sarılmışken ekstra korkularla hayatımızı renklendirmenin bir anlamı var mı, bilemem ama… İnsanların korkuya olan bağımlılığı böyle bir ihtiyacın varlığına dair önemli bir gösterge durumunda.

Bu yönden ele alındığında, insan doğasının bir parçası olarak da görebileceğimiz korkuyu, çeşitli duygu yoğunluklarıyla kendini göstermenin ötesinde farklı tetikleyicilerle de hayatımıza sokma merakı netleşmekte. Daha da ötesi, korkunun müthiş bir tetikleme gücüne sahip olduğunu da inkâr edemeyiz. Nitekim ‘İnsanları harekete geçirmek için iki manivela vardır. Menfaat ve korku’ demiş Napolyon Bonapart. Anlayacağınız insan ile korkuyu birbirinden soyutlamak imkânsız. 

Hal böyleyken mevcutların ötesinde korku kaynakları yaratma girişimleri de hayli ilgi çekici olmakta. Nasıl ki, kurgu dünyası bu ilgi çekicilikten fazlasıyla nemalanmakta… Gerek edebiyatta, gerek sinemada, gerekse dizilerde korku teması baş tacı edilmiş halde. Özellikle genç kesimin rağbet gösterdiği bu temada iyisiyle kötüsüyle pek çok çalışma yürütülmekte. ‘O’nun karanlık dünyası da bu alanda verilen başarılı örneklerden!

Stephen King’in usta hayal dünyasının eseri olan dev romanla edebiyattaki yerini alan korkunun ‘O/It’ hali, 2017 yapımı filmle sinemada boy gösterdiğinde, Derry’de yaşanan ve çocukları hedef alan korku girdabıyla tüm zamanların en iyi gişe yapan filmi olmayı da başarmıştı. Yarattığı Pennywise karakteriyle palyaçolara karşı ürküntü uyandıran ‘O/It’, mini dizi olmanın ardından yer aldığı beyazperdede eskisine kıyasla korkunçluğu artırılmış bir palyaço figürüyle çocuklardan beslenen karakterin korkusunu aktardı bize. 

Çevrelerinde dışlanan yedi çocuğun, kırmızı balonlarla kendini belli eden Pennywise’a karşı mücadele vermesini ele alırken aile içi şiddete, ırk ve din ayrımcılığına, şişmanlığa ve yaşamdaki türlü hor görülmelere dair söylem de geliştiren ‘O/It’ özünde içimizdeki korkuların korkuyu yarattığına yönelik bir mantıkla yol alıyordu. Bunu yaparken de korkuların temelinin aileden ve çevreden geldiğini, çocukluk yıllarındaki travmalardan beslendiğini vurguluyordu. 

Sözün kısası; Stephen King’in dört yılda tamamladığı eseri, özünde çocukları eğlendirmesi gereken palyaço figürünü korkuları tetikleyen ve çocuk ruhunu balonlara hapseden canavara dönüştürmüştü. Romanın ilk bölümüyle paralel yol alan ‘O/It’ filmi de bu canavarın çocuk avcılığındaki ilk evreyi yansıtmıştı. Muhakkak ki, çocukluktan yetişkinliğe uzanan romanın ikinci evresi vardı ve sinemadaki hikâyenin son bulması için devamı olacaktı. Nihayetinde beklenen gün geldi ve Andy Muschietti yönetmenliğinde korkunun ‘O’ hali geri döndü.

KORKUYU YENMENİN YOLU ‘O’NU KÜÇÜLTMEK

İki yıl aradan sonra gelen ‘O Bölüm 2’, gerek karakterleri gerekse içeriğiyle tam anlamıyla bir devam filmi niteliğinde. Zaten bundan farklı bir tablo beklemek de anlamsız olur. Zira 27 yıllık bir döngüye dayanan Stephen King imzalı hikâyenin çözümü ve sonucu aynı karakterlere odaklı yaratılmış. Ancak bu özelliğin, romanda ve mini dizide olduğu gibi, burada da ikinci bölümdeki çekiciliği ve heyecanı bir parça azalttığını söyleyebiliriz. ‘O Bölüm 2’nin gelişimine kısaca bakacak olursak…

Popüler kültürün en korkunç palyaçolarından sayılan Pennywise ile onu öldürdüklerini sanan yedi arkadaşın yeniden hesaplaşması olarak devamını getiren film, Derry’deki lunaparkta eşcinsel bir çiftin eğlencesiyle yapıyor açılışını. Çevredekiler tarafından hoş karşılanmayan bu yakınlığın hakaret ve kavgaya vardığı noktada eşcinsel karşıtı söylemle gelişen bir vahşet sergileyen açılış bu andan itibaren insanların korkunçlukları üstünden çiziyor yol haritasını. Bu homofobik açılışı, ‘Bazen O sizin için geri döner’ sözüyle buluşturup ilk bölümün aksine yetişkinlere saldıran bir ‘O’ karakteri ortaya çıkartarak hikâyenin ikinci bölümünü başlatan film, Derry’yi terk eden ‘Kaybedenler Kulübü’ elemanlarını geri çağırıyor. Böylece Derry merkezli korku macerası da yine ve yeniden tam gaz devreye giriyor.

Arkadaşlarının aksine bir türlü Derry’den kopamayan Mike’ın, Pennywise’tan gelen mesajı alması… 27 yıl önce edilen bir yemin… Geçmişte yaşananları unutup sırf bu yemine sadık kalmak için Mike’ın çağrısına uyan arkadaşlar… Ve kendisini alt eden gruptan intikam almaya odaklı kan delisi, baloncu Pennywise’ın korkulardan beslenen korkunçluğu!

Karakterlerinin günümüzdeki konumlarını kısa geçişlerle yansıtmanın ardından 27 yıl önceki hallerini yetişkinlikleriyle birleştirip aynı korkularda yol aldıran senaryonun ‘O Bölüm 2’deki yegâne yeniliği, Derry’yi 27 yılda bir ziyaret edip korkulardan beslenme alışkanlığında olan Pennywise’ın kökünün Kızılderililerin dahi başa çıkamadığı kozmik güçlere bağlamaya çalışması! Karşısındakinin korkusuna göre vücut bulan canavarın geçmişini anlatmaya yönelik bu çabada ne derece başarılı olunduğu tartışılır tabii.

Öte yandan yetişkin bireylere dönüşen ezikler kulübü kahramanlarımızın özel yaşamlarına da ayna tutup kıskançlık, kılıbıklık, aile içi şiddet, cinsel kimliğini saklama, mesleki depresyon gibi detaylara inen yapımın toplumsal mesajcılıktan taviz vermediğini de saptamak lazım. 

‘Herkes mutlu son istiyor ama gerçek hayatta öyle olmuyor’ mantığıyla üretilen kurguların beğenilmediği söylemiyle, insanların gerçeklerden kaçma alışkanlığını dillendiren… Yaşam-eğlence alanlarının, daha çok kazanç hesabıyla daraltılmasına karşı çıkıp duvarlarla örülü merkezlerin değil açık havalı ferah yerlerin daha çok müşteri çekeceğini vurgulayarak inşaatçılara mesaj yollayan senaryodan her olumsuzluk bir parça nasiplenmekte. Çocukluğunda annesinin etkisinde fazlasıyla kalan erkeklerin evliliklerini de annelerine benzer kadınlarla yapıp aynı baskıcılığı yaşamayı sürdürdüklerini örnekleyen film, baba baskısındaki kızların koca evinde de aynı şiddete maruz kaldığını ve parasına güvenen erkeklerin kadın karşısındaki ezikliğini dayakla giderme hevesini de yansıtmakta. Herkesin hayranlık duyduğu ‘stand up’çıların aslında esprilerini başkalarına yazdırdıklarını hatırlatıp mesleki ünün arka planındaki ünsüzleri gündeme getiren içerikte çocukken şişman-çirkin olarak hor görülenlerin yetişkinlikte şaşırtıcı değişime uğrayabileceği, korkak sanılanların en cesur hamleyi yapabileceği de işaret edilmiş. 

İlk bölümün güç aldığı grup arkadaşlığı olgusunu bireysel mücadeleye indirgeyerek korkuyu yenme formülü geliştiren… Bunun için de her bir karakterini, geçmişinde sakladıklarını açığa çıkartmaya yollayan… Grup mücadelesinde bezen en büyük yardımın aradan çekilmek olduğunu söyleyen ‘O Bölüm 2’deki en önemli mesaj ise ‘Korkuyu yenmenin yolunun onu küçültmek olduğu’… Yani sahip olduğunu sandığımız yeteneklerinden dolayı gözümüzde büyütüp bizi yok edeceğinden korktuğumuz şeylerin zayıflıklarını ortaya koyarak onları küçültüp yenmemiz mümkün denmekte!

SONUÇTA; ‘Bu saf korku’ diyerek insanlara kendi benliklerindeki zayıflıkları işaret edip yüzleşilmesi gereken olaylardan kaçmanın korkuları büyüteceğini söyleyen ‘O Bölüm 2’, roman gidişatından dolayı bir ölçüde kendini tekrar olsa bile, çocukların ezikliklerinden ve insanların yarattığı kötülüklerden varlık bulup güçlenen Pennywise’ın estirdiği gerilimi başarıyla yansıtmakta. 

Vee… Çocuk ruhlarını kırmızı balonlarda uçuran korkunun geri dönen ‘O’ halinde mutlu son.

guleranibal@yahoo.com

www.twitter.com/guleranibal

*****

Önceki

Haluk Uygur “Divriği Ulu Cami bir başyapıttır”

Sonraki

İZMİR’in Dağlarında Açan Çiçekler

Yorum yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Popüler Yazılar